1. YAZARLAR

  2. Halil ÖZAYDIN

  3. T a t i l . . . ?
Halil ÖZAYDIN

Halil ÖZAYDIN

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

T a t i l . . . ?

A+A-

Yaşadığım ilçe insan manzaraları bakımından çok zengindir. Bir akşam üstü güneş batımında sahilde bir kanepe de oturmaktayım. Doğa manzarası da harika. Güneş henüz yuvasına girmiş ufuktaki kızıllıklar ton değiştirirken yalnızlığımın sessizliğini dinliyordum. Ama bu durumum uzun sürmedi. Hayli gürültülü bir konuşmayla kendime geldim. Tatilci olduğu her halinden belli olan genç bir arkadaş belli ki tatile gelmiş olmanın rahatlığı ile hem yürüyor hem de telefonda deyim yerindeyse birisiyle maytap geçerek kahkahaları eşliğinde konuşuyor. Yani “ben” kompleksi’ni ve ben buradayımları güzel güzel satıyor. Net duyduğum cümleleri şöyle; “La herifle İstanbul’dan yola çıktık 91. Km de seferi olduğumuzu söyledi. Ben ona 180 km olsun garanti olsun dedim ve aha aha aha”  larla devam edip önümden geçti. Kimsenin arkasından konuşmak hoş değil ama akşamın bu saatinde benimle ufuktan ve gölden yansıyan ışık huzmeleri arasına paldır küldür girmesine canım sıkıldı. O kadar yüksek sesle konuşuyor ki ...! alaycı konuşması bir yana arkasından bakmak normal gibi geldi. Belirli toplumsal normlar açısından herkesin kendi normali vardır ve o normallikler kişileri farklı olmasının göstergeleridir. Lakin insanlara konuşurken bakılır, nedeni hangi kıvamda konuştuğu hakkında fikir edinmektir. Samimiyetini ölçmektir. Malum kişi çevresine umursamaz şekilde bir eli telefonda görüntülü konuşmaya devam ederek geçip gitti. Ama dikkatleri üzerine çekmekte hayli başarılıydı. Diğer eli pantolon yan cebinde ve yana doğru pantolonunu gerdire gerdire, vücut sağa sola olabildiğince esneyerek, ayakları desen savruk savruk ve tatilde olmanın büyük başarısını kutlama keyfi içinde devam ederek gitti. Sallapati yürüyüşü yavan konuşmalarına eşlik ediyordu.

Şimdi bunu niye mi anlattım. İşte benimki de kendimce iş edinme tarzım. Böylesi gürültülü kişilerin gerisinde derinlik arama gafleti herhalde. Büyük şehirlerden kopup gelenlerin hali ruhisi hayli ilginç oluyor. Ruh halinin rahatlaması bir yana vücudunun bütün vidaları gevşemiş, dili çözülmüş ben buralardayım sen de duy kompleksi yaşayan öylesine kişilikler oluveriyorlar.  İnsanın içi rahatladığında bütün kişiliği dışa yansıyor. Gerçeğini mi yansıtıyor yoksa rahatlamanın şımarıklığı mı bilemedim. Keyifli olma dış dünyanın arızalarından kendini azade etmektir. Hal böyle olunca rahatlamanın keyifliğini bertaraf ederek şımarıklığını öne çıkarmak da bir sorun olsa gerek. Ben neler yapıyorumlardan desinlere giden, bir bakıma sıkışmış kişiliğin hali ruhuyesi... Sanki tatili kendisi için değil birilerini göstermeye gelmiş, cakalanma satıyordu. Bir şekilde de hayatın gerçeğini değil cilasını yaşıyor gibiydi. Hani helali hoş olsun diye bir söz vardır ya aynen helali hoş olsun diyorum. Aslında bana bir iyilik yaptı. İçimde gömülü bir düşüncenin dışa yansıtmamın nedenini bana verdi.

Tatil yapmayı eleştirmiyorum, yapılma şekli konusunda tereddütlerim var. İnsan rahat ve tanınmadığı bir ortamda bulunsa bile, dağıtmadan kendini taşıyan bir asalete sahip olması gerektiğini düşünüyorum.

Dahası var. Önümden geçen kişilerden pek çoğu telefonda konuştukları konu gayrimenkul fiyatları. İki veya daha fazla kişi topluluklarının da birçoğu aynı şekilde. Hayatlarında evlilik ve çocuk sahibi olmalarına ilaveten ev sahibi olmaları da en önemli hayati anekdotları gibi konuşuyorlar. Şu fiyata aldım, verdim, okuttum. Birlikte yürüdükleri kişileri nasihat şeklindeki konuşmalarını, ciddiyetle sevimli olmayı becerebilme gayretlerini, mutlu görünme ritüellerini de bir bir yansıtıyorlar. Her biri ömrünün kitaplara sığmaz öyküsünü anlatır edasıyla tüm görsel ve işitsel duyargaları tepe yapmış konsantre halleriyle kendilerinden geçmiş, anlattıklarına destekler şekliyle el, kol ve yüz mimiklerinin izahıyla inanılır olmaya çalışan, konuşmak için konuşan, mevsimsel olarak görmemişlerin çok olduğu bir yer burası.

Ne diyeyim...

Tatiller; gösteriş, dağıtma ve konuşmak için konuşulan zaman boşlukları mı?! Yoksa dinlenme, düşünme ve kendini şarj etme zamanları mı...?

Sevgilerimle...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum