1. YAZARLAR

  2. Bahattin AYHAN

  3. Yalnız Adam mı, hasta adam mı?
Bahattin AYHAN

Bahattin AYHAN

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Yalnız Adam mı, hasta adam mı?

A+A-
Osmanlı’nın hasta adam olarak ilan edildiğini, eline çatal bıçağı alanın tabaktakileri paylaştığını yani hasta adam olan Osmanlı’nın paylaşımını  hatırlamayan da yoktur, bilmeyen de. Bu sözlere itirazı olan körler, sağırlar ve beyin felçliler mutlaka olacaktır
 
Peki Osmanlı’yı hasta eden kimdi? O zamanın ve kendilerini yeryüzünde Allah’ın temsilcisi sayan, her türlü rezaleti sergileyenler değil mi idi? Hani içkiyi yasaklayan kendisi gün boyu sarhoş gezen padişahları beyinsizlerin beynine okla saplamak gerekiyor.
 
Türkiye 90 yıl sonra öyle bir noktaya geldi ki, itibarı ve geleceği sorgulanır oldu. Rol modellikten hor modelliğe, alt sınıfa atladı. Neymiş efendim bu sınıf  tenzili dünya halkları nezdinde değil Türkiye’yi kıskanan liderler nezdindeymiş. Önemli olan halkın bakış açısıymış !
 
Parlamentosunda kavganın eksik olmadığı Türkiye’de,  bağımlı, uyuşuklar dışında halk olaylara  nasıl bakıyor dersiniz? Kadın cinayetleri, açılım saçılım yalellileri ve terörün doğu Anadolu’yu esir alması, enflasyon canavarı….hala uyuyanları uyandırmıyorsa Türkiye bitmiştir. Mağdur edebiyatı ninnisi ve ya olacak ya olacak dayatmaları  ile avutulmaktadır.
 
Türkiye yöneticiler bazında, ticari ve diplomasi alanında yalnızlaşmada artık uçurumdan atlamış ve boşlukta yamaç paraşütü gibi dönüp durmaktadır. Türkiye’ye koşarak gelen liderler artık yetkilileri muhatap almıyor, telefonlarına bile çıkmıyorlar. Bunun adı da kıskançlık oluyor heyhat !
 
Daha da ileri gidelim batı ülkeleri Türk yetkilileri davet dahi etmiyorlar. Hani BOP başkanı idik, hani örnek ülke idik? Ne oldu? Sabah kahvaltısı yapılan, birlikte tatile çıkılan liderler neredeler? Onlarda artık kapılarını kapattılar. Batı kapalı, Ortadoğu kapalı, geriye Afrika’nın geri kalmış ülkeleri kalıyor. Dünya davet etmezse etmesin Afrikalı dindaşlarımız bize yeter diyorsanız yazının devamını okuma zahmetinde bulunmayınız.
 
Ortadoğu ülkelerinin meydanlarında halka seslenenlerin yerini şimdi aynı ülkelerin kin ve nefretle baktıkları bir Türkiye var. Buna da mı kıskançlık diyeceğiz. Sevgi nefrete dönüşmüş durumda , bunu nasıl izah edeceğiz. Halk nezdinde prestij olsun yeter deniliyor Eğer sevgi nefrete dönüşmüşse o prestij değil nefretle birlikte kin ve intikamı da beraberinde getirir. Düşman kazandırır, nitekim de öyle olmuştur.
 
10 yılda 3 kat büyümüşüz ?, ihracatta rekor kırmışız? Krizler bizi teğet geçiyormuş? Borcumuz 2002 den bu tarafa 5600 kat artmış, 80 yıldaki borç stoku 11 yıl içinde 2 katına çıkmış. İşte bunun için bizi kıskanıyorlarmış ! ve devamla  2003 sonrası toplam dış ticaret açığı 700 milyarın üzerine çıkmış ve bunun adı da kıskançlık olmuştur.
 
Hastalığımızı ve yalnızlığımızı nasıl anlatalım. Yasalar daha fazlasına elvermiyor lütfen anlayışla karşılayın. Yolsuzluğu, hırsızlığı, kötü gidişi, rejim değişikliğini yazamıyorsunuz. Hatta düşünmek bile yasak. Yasa açık ve net: İktidarı eleştiremezsin, açılım saçılım adı ile yapılan uygulamadan bahsedemezsin vesaire vesaire. Makul şüphelisin, potansiyel suçlusun hepsi bu kadar….
 
 
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.