1. YAZARLAR

  2. Neşe DİLEKÇİOĞLU

  3. Vekalet savaşları...
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

Vekalet savaşları...

A+A-

Egemenler artık kendileri savaşmıyor. 

Çünkü halkları hesap soruyorlar bir askerlerinin burnu kanasa.

"Orada ne işiniz var?", "Neden bizim askerimiz ölüyor?" diyorlar.

Bu yüzden egemenler, ülkenin içinde çıkardıkları kargaşalıkla, bu işi bal gibi götürüyorlar, kendi askerlerine gerek duymadan.

Sadece her iki tarafa da da silah satan ölüm tüccarları bir taşla iki kuş vuruyorlar.

Önce 'diktatör' yaratıyorlar kendi elleriyle Ortadoğu'da.

Sonra sahte demokrasi havarisi kesilip, iktidar tüyleriyle palazladıkları kavgacı horozları sürüyor ve izliyorlar arenada.

Birbirlerini yok etmelerini bekliyorlar. 

Eğer kendi çıkarlarına hizmet edecek bir taraf daha güçlü ise, son anda o arenadan çekerek sırtlarını sıvazlıyorlar, 'Hadi demokrasiyi sayemizde getirdiniz, sizi destekledik' diyerek.

Bu işin seçimle olmadığını da görüyoruz aslında Ortadoğu'da. 

İktidarı bırakmak istemeyen egemen güçler tarafından desteklenen hiç bir iktidar, seçimle gitmek istemiyor işin aslı...

O zaman ne oluyor peki?

'Diktatörlük' oluyor adı, hadi bakalım yine 'Demokrasi gelecek' mantığıyla hareket ederek, kendi yarattıkları diktatörcükleri yerle bir ediyorlar...

Yani kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar az gelişmiş ülkelerinin çok semirmiş diktatörleriyle!

Böyle sürüp gidiyor emperyalistlerin Ortadoğu projeleri.

Vietnam'da, Afganistan'da başarılı olamayınca, kontrolü ellerinde tutarak ayrıştırdıkları tarafları kendi silahlarıyla yok ettiriyorlar, boğazlatıyorlar birbirlerine.

Adı; Vekalet Savaşları.

İki süper güç, arslanların koca bizonu yere devirdikleri gibi, birlikte avlanınca avı da rahatlıkla paylaşıyorlar aralarında.

Tuttukları takımı, afedersiniz tuttukları iki taraftan birini  ortaya bahis koyarmışcasına savaştırıp, kazananın yanında oluyorlar.

Baktılar başa baş gidiyor savaş,  işte o zaman paralı askerleri gönderiyorlar.

Onların adı da "Lejyonerler"...

Bunlar aslında iki tarafı da tutmuyorlar. (Paranın tarafı)

Onları parasıyla tutanlar ne tarafı gösteriyorlarsa, o tarafta savaşıyorlar.

Gerekirse 'Nasıl savaş çıkabilir?' o taktiği de çok iyi biliyorlar.

Karşı taraftan hoop bir havan topu, tamamdır iş!

Yeter ki onları var edenler, getirenler, istesinler!

Ayrışmış bir toplumun birbirini yok etmesi için her argüman kullanılıyor tabii.

Şiilik, Sünnilik gibi...

İslami gibi görünen bütün Selefi gruplar (IŞID, DEAŞ, El-Kaide, Vahabilik vb)  bu ortamı çok severler.

Çünkü ulak bunlar.

Yani  Batı emperyalizminin kullanabilecek ellerinde çok argümanı var demek istiyorum.

Vekilleri çok bu anlamda.

Batı'nın işleri bitince, bunlar daanında yok oluyorlar.

Ya da isimleri değişiyor ve yeri geldiğinde farklı isimlerle yeniden çıkıyorlar ortaya.

Esnek oldukları için, egemen güçlerin istedikleri doğrultuda parası mukabilinde tampon güç oluşturuyorlar.

Her iki egemen güç de bu paralı askerleri kullanıyorlar.

Bu nedenle 'Vekalet Savaşları' insan kullanma konusunda çağ atlamış görünüyor.

Ne kadar vahşi bu Batı Emperyalizmi, yani Haçlı ordusu?

Öyle değil mi?

Bir ülkeye girmeyi kafalarına koydular mı kurtuluş yok ve bahaneleri de hazır.

İyi ki demokrasiden yanayız.

İyi ki Emperyalist değiliz, amanın çok şükür Allah'ım...

Başka ülkelerin toprak bütünlüğünü savunuruz, bölünmelerini istemeyiz.

Ama aklımda deli sorular. 

"Biz Türkler bu vekalet savaşlarının neresindeyiz?" gibi bir soru geliyor aklıma.

Niyeyse?

Nedense?

Bizim lejyonerlerimiz de İHVAN mı acaba? 

Mesela şöyle bir soru: Libya'da bu vekalet savaşlarında tarafımız neresi? 

Bu mu yani?

İhvan mı?

Valla yoruldum, bende yanıt yok.

SoruYorum saf saf, idare edin dostlar.

Bilen var mı? 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum