1. YAZARLAR

  2. Niyazi BEKTAŞ

  3. Türkülerimiz...
Niyazi BEKTAŞ

Niyazi BEKTAŞ

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Türkülerimiz...

A+A-

Yürek yakan türküler,

Damardan türküler,

Aşk türküleri,

Memleket türküleri;

Sevgi türküleri,

Hasret Türküleri;

Hatıra türküleri;

Sevda türküleri;

Savaş türküleri... vb türküler...

Türkülerimizin tanımını yapacak kadar bilgi sahibi değilim.

Sadece türkü dinleyecek kadar sevgi oluştu içimde. Dünyanın güzelliğini renklendiren sözlerden oluşan dizelerin arasında derin uykuya dalmak istemem kadar küçük bir hakka sahip değil miyim?

Bu sabah karar verdim türkülerimizle ilgili duygularımı yazmaya. İçimden ne hissetmişsem aynısını sizlerle paylaşıyorum. Övgüye ihtiyaç hissetmeden yazdım. Yergi sizin işiniz...

Türküler, mitolojik dönemden günümüze kadar uzanan uzun ince bir çizgide dertlenmiş insanlara deva olmuş dizeleriyle büyük hikayelerdir.

Türküler,sosyal ,siyasal,dini ve kültürel yaşamımızın her safhasında yer almış anlamlı sözler bütünüdür.

Türk insani çoğu zaman türkülerde kendini bulmuştur. Türkülerin mısralarında kendini okumuştur. İçini türkülere dökmüş, sevgisini, hasretini, heyecanını, hüznünü, acısını, mutluluğunu, güzele bakışını, yüreğinin sızısını, sırların, özlemini, sevdasını, sevgilisinin busesini, hatırasını, gönlünü kısaca türkülerle ortaya sermiştir Türk insanı. Bu özelliklerinden dolayı aşkın en uç noktasıyla sevdalıyım türkülere.

Türküsüz kalmak, vatansız kalmak gibidir benim için.

Türküsüz günlerim; Yetim kalmış çocukların günlerine benzer.

Uzun zamandan beri her fırsat bulduğumda, yolda, caddede, sokakta, evde, dağda, ovada, yaylada, ıssız bir köşede en samimi candan yoldaşım olur türküler.

Anne sütü kadar ruhumun gıdasıdır, türküler.

Kimi zaman bir ölüm ya da ayrılığın acısıyla yoğrularak, sertleşmiş, ağıtlaşmış öğütler gibi dinlerim türküleri...

Kimi zaman kaderime boyun eğmenin sessizliğini yaşatır bana türküler.

Çoğu zaman da zulme, haksızlığa, adaletsizliğe, vefasızlığa, soysuzluğa, saygısızlığa, başkaldırının güçlü sesi gibi düşünürüm türküleri.

Türkülerde, türkü söyleyen ozan ve sanatçılarda, mertlik, yiğitlik, aşk, heyecan ve sır dolu sözler çıkar karşıma. Bu sözler karşısında nutkum tutulur, söyleyecek söz bulamam.

Kıskançlık,şüphe ve endişeli sözler ve ya dizeler yüreğimi yakar.

Sosyolojik acıdan baktığımda emek ve çile vardır,Türkü dizelerinde.Hak ve haksızlık vardır,Türkü dizelerinin derinliklerinde.

Edebiyat,Tarih,Felsefe,gelenek,görenek,hukuk ve töre vardır,Türkü söyleyen dillerde..

Renk ve ahenk vardır, türkü sözlerinde.

Ben varım; Bizim İnsanımız var, Türk insanı var her mısrasında türkülerin.

Benim hikayemi yazmıştır türküler.

Özümü,ruhumu,yüreğimi resmetmiştir ürküler.

Bir çok yazar, şair ve edebiyatçı; "Türküler hayatın sürekliliği içinde değişmeye rağmen daima aslı yanımızı ifade ederler”,"Bizim romanlarımız, destanlarımız, hikayelerimiz türkülerimizdir” ifadesini kullanırlar.

Nasıl sevilmez ki türküler?

Düğünlerde halay olur çekilen onlar, savaşlarda mehter olup çalınan onlar, sevgiliye yalvaran onlar, kahır, sitem, aşk ve sonunda mezar başında ağıt olan onlar, yani türkülerimiz...

Böyle türküleri sazı ile çalanlardan ,sözü ile söyleyenlerden dinlemekten daha öte ne var bu sonu belli dünyada?

Türküler, İslamiyet öncesi Türk edebiyatının sözlü döneminden itibaren süregelen bir yapıya sahip olması dolayısıyla yüzyılların birikimini kuşaktan kuşağa aktaran çok önemli araçlardır.

 

Türküler işledikleri konular itibariyle de toplumun duygu ve düşünce hazinesidir.Toplum yaşamının her anından bireysel konulara kadar her şeyi barındırırlar.

 

Türkülerde kimi zaman bir annenin feryadı kimi zaman bir aşığın hüznü ya da sevinci kimi zaman da bir bülbülün ötüşü kimi zaman Çanakkale’ye Yemen’e giden askerilerin ayak sesleri çınlar…

Kültür hazinemizin en önemli ve edebi unsurlarından biri olan türkülerimiz geçmişi aydınlatarak millete ait geleneği geleceğe aktarırlar. Türküler bizi biz yapan, bizi başkalarından ayıran en kıymetli değerlerimizdendir.

Türkülerin her bir kelimesinde asıl özümüz saklıdır. İnsan hassasiyetinin derinliklerinden çıkarak bir kimliğe bürünen türküler zamanla milletin kimliği olurlar. Bu sebeple bir milleti tanımak, o millet hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsak öncelikle, o milletin kültür değerlerine bakmamız gerekir.

Bütün kültür değerlerini özellikle bu kültür unsurlarından biri olan türkülerini unutan bir millet özünü, geçmişini unutmuş, kimliğini yitirmiş, yabancılaşmaya, başkalaşmaya, mahkûm olmuş demektir
Türküler, tarih denen uzun ince bir çizgide Türk insanının doğuşundan ölümüne kadar yaşamış olduğu sosyal, siyasal, kültürel vb. olayları içinde barındıran önemli bir somut olmayan kültürel miras ürünleridir

Türkü söyleyen,bu türkülerin sözlerini yazan herkes benim için mübarek insanlardır.

Şairlerin sözlerini sazın tellerine akıtan kim varsa bana göre değeri sonsuzdur.

Türkü yakan, yüreğimizi dizelerindeki sözlerle dağlayan kim varsa benim için saygı değerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.