1. YAZARLAR

  2. Gelincik Adam

  3. TORONTO’DA BİR SOKAK RESSAMI
Gelincik Adam

Gelincik Adam

ortakses.com
Yazarın Tüm Yazıları >

TORONTO’DA BİR SOKAK RESSAMI

A+A-

“Türk mitolojisinde bulunan tanrıça ve hikâyelerden oluşan bir seri yapmak istiyorum. Türk mitolojisi çok bakirdir, keşfedilmeyi bekleyen heyecan verici bir konudur” Ersin Yılmazer

2010 yılında ilk kez Kanada’ya geldim, eşim ve ben çok burayı çok sevdik. Son yıllarda yazları Toronto’da bulunuyorum, burada sanatsal etkinliklerimi sürdürüyorum. Dünyada en iyi eğitimin verildiği, en iyi okulların ve eğitim kadrosunun olduğu bir ülkeyi konuşuyoruz. En iyi eğitimin sonucunda doğal olarak en iyi yaşam standartları, bilim, sanat ve sanayinin arkasından, yüksek bir gelir seviyesinin olduğu bir ülkedir Kanada. Özellikle insan hakları ve beraberindeki sanata duyarlılık, biz sanatçılar için fırsatlar ülkesi gibi sanki… 

Elimden geldiğince Toronto’da resim çalışmalarımın yanında, galeri ve müze gezmeye çalışıyorum. Sanatı daha yoğun yaşamaya çalışıyorum.

Bir gün, AGO (Art Gallery Ontario) Müzesini gezdikten sonra, şehrin en merkezi yeri olan Dundas Suquare’ye doğru yürüdüm. Eaton Centre’ye geldiğimde şehrin kalabalığı arttı, neredeyse yolda yürümek zorlaşıyor.  

Burası sanatsal etkinliklerin çok yoğun olarak yaşandığı bir alandır. Kaliteli ve göz dolduran etkinliklerdir genellikle. İzleyicisi de boldur.  

Çok yoğun kalabalığın olduğu bir yere doğru yöneldim. Bir genç kaldırıma renkli tebeşirlerle Cleopatra’yı çalışıyordu. Muhteşem bir sanat şöleni, izlemeye başladım. Gözüm bir an çalışmanın bir yerinde ki isme takıldı, Ersin Yılmazer yazıyordu. Bekledim, çalışmasına ara verir gibi olduğu bir sırada yanına yaklaşıp memleketini sordum.  Başını kaldırdı, çok saf ve temiz bir yüz ifadesi ile “Ben Türk’üm” dedi. Sonra kendisini çok kısa birkaç cümle ile anlattı. 

“ Ben 2 yıl önce Kanada’ya geldim, Eskişehir Anadolu Üniversitesi GSF Resim Bölümünden mezun oldum. Burada gördüğünüz gibi resim çalışıyorum. Siz neredensiniz?" dedi..  

“Ben de resim çalışıyorum, bir süredir buradayım, Toronto’dayım” dedim ve çok kısa bir ayaküstü tanışmadan sonra beraber bir fotoğraf karesi çektirdik, ardından Ersin çalışmasına devam etti. Büyük bir onur ve gurur duyarak biraz da imrenerek çalışmasını uzun süre izledim.  

Aynı günün akşamı konuyu, facebook sayfamda sanatsever dostlarımla paylaştım.  

1500’e yakın beğeni ve yüzlerce paylaşım aldı birden bire, bu bir rekordu. Tüm alkışlar, tebrikler Ersin Yılmazer’e.. Meğer ne kadar açmışız, ihtiyacımız varmış gençlerimizin yurt dışındaki başarılarını duymaya. 

Gelin burasını Ersin’den dinleyelim.. 

“Sabah ablamın Türkiye'den aramasıyla uyandım. Ben henüz uyanmadan haberim Ankara'da yaşayan aileme ulaşmıştı. Medya hesaplarımı kontrol ettiğimde olayı fark ettim. Bütün gün ağzım kulaklarımda gezdim”

Birçok sanat dostumun yanında, İzmir’de yaşayan gazeteci – ressam arkadaşım Hülya Sezgin, Ersin Yılmazer’i daha yakından tanımak istedi. Bunun üzerine Ersin ile iletişim haline geçtim kendisini anlatmasını istedim.  

Yaşamı öyküsü hepimize ders olacak nitelikte. Bakın Ersin bana neler anlattı: 

“Kanada'ya tam olarak 2013 yılının ekim ayında geldim. Öğrencilik yıllarında aldığım öğrenim kredisinden arttırdıklarım ve partime çalıştığım kâffelerden kazandığım küçük bir birikimle geldim.

Annemin çok büyük bir desteği oldu. Ailemden hiç kimse yok burada yaşayan. 25 yıl önce göçmen olarak burada bulunmuşlar ve ben Kanada'da doğmuşum.  İki yaşıma girdiğimde Türkiye’ye dönmüşler. Babam hayatını bir trafik kazasında kaybetmiş.

Benim sanattaki ilgimi gören annem Güzel Sanatlar Lisesine yönlendirdi. Daha önce çevresinin etkisiyle tereddüt etmişti sanata yönelik bir eğitimin sonucu olan gelecek kaygılarıyla. Onun fikri değişmiş benim dünyam değişmişti. Buraya gelme amacım  "Dünyayı farklı bir yerden gözlemleyip önemli bir deneyim elde etme" düşüncesiydi.

Kanada'ya geldiğim ilk yıllarda çok büyük hayal kırıklığına uğradım. Aylarca Türk restoranlarında çalıştım. Sanat galerileri çok genç olduğumu söyleyerek resimlerime bakmayı kabul etmediler. İçim içimi yiyordu. Onlar resimlerimle ilgilenmiyor diye vaz geçemezdim. Şehrin en hareketli olduğu bir meydanda tebeşirle dev boyutta çizimler yapıp resimlerimi insanlara göstermeye karar verdim ve bunun için internette bir araştırma yaptım. Gerekli belgeleri toparlayıp işe koyuldum.

Türk mitolojisinde bulunan tanrıça ve hikâyelerden oluşan bir seri yapmak istiyorum. Türk mitolojisi çok bakirdir, keşfedilmeyi bekleyen heyecan verici bir konudur. İleride ülkemi temsil edebilecek yeterlilikte bir sanatçı olmak istiyorum. Bu benim tek hayalim, çabalarım da bu yönde. Resimlerim yalnızca bu konudaki ısrarcılığımın bir yansımasıdır.”

İçimizdeki Ersin’lere şans verelim, destekleyelim. Aslında hepimiz biraz Ersin’iz. Bu gençte kendimizden bir şeyler var. Bunlar yarınlarımızın umut ışığı. Şimdiden birçok gencimize örnek oldu, ilham oldu. Kutluyorum seni Ersin… Yolun açık olsun delikanlım… 

HİKMET ÇETİNKAYA  Temmuz - 2016 / Toronto 

1-012.jpg

thumbnail_2.jpg

thumbnail_12.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum