1. YAZARLAR

  2. Neşe DİLEKÇİOĞLU

  3. Siyasal İslamcılar neden yalan söylerler?
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

Siyasal İslamcılar neden yalan söylerler?

A+A-

Bu konuyu derinlemesine araştırdım.

Dinimiz doğruluğu, hoşgörüyü emretmişken, Elif gibi dimdik olmamızı, her şartta, her ne olursa olsun (asılmaya da gitsen) doğru konuşmayı Kur'an'da ayetlerle bildirmişken, neden doğru olmayanı ısrarla savunurlar?

Yalan söyleyerek istediklerini elde etseler de, bundan kâr elde ettiklerinde dinden çıkmazlar mı?

Göstermelik Müslüman mı bunlar?

Hep merak etmişimdir, insanlara iftira attıklarında vicdanları sızlamaz, Allah'tan korkmazlar mı?

Ya doğrunun ortaya çıkmak gibi bir özelliği olduğunda, yaptıklarından söylediklerinden utanmazlar mı?

İnsan içine çıkacak yüzleri nasıl olur, hiç mi kızarmaz yüzleri?

Sanırım ulaşmak istedikleri menzile varabilmek için yalana, talana, hileye başvurmak ortak noktaları.

Buna "Rabbime ulaşmak için" desek, Rabbim "iftirayla, yalanla, dolanla, kul hakkı yiyerek karşıma çık" demiyor.
Öyle olsa (Esma-ül Hüsna) Rabbimin 99 sıfatında Kahhar ismi olmazdı.

Bunlar "bu dünyada krallar padişahlar gibi yaşayayım da, öbür dünyada yanayım yanayım ateşine yanayım" diyenlerden mi yoksa?

Kindar nesil istiyorlar.

Oysa Kur'an hoşgörü ve vicdandan, aynı zamanda da bilimden yana tavır koyuyor.

Bunlar ne diyor; "Okuyandan, bilinçli insandan oy alamıyoruz, okuyan sorguluyor çünkü" diyorlar.

Öyle değil mi?

Kur'an'da bunun karşılığında ilk ayetinde diyor ki; "İkra" (oku) 

Okuyan aydınlanıyor, bunların Kur'an'dan farklı bir dil geliştirdiklerini görüyor, her seçimde camide siyaset masaları kursalar da, Kur'an'ı seçim aparatı gibi ellerinde sallasalar da, mütedeyyin Müslümanlar artık bu gösteriş ve şatafat meraklılarına inanmıyorlar.

Neye göre mi böyle düşünüyorlar? Müslümanlar yalana sığınmazlar çünkü...

Kabatas yalanı gibi...

Neydi o hatırlayalım.

Gezi Parkı eylemleri sırasında Başbakanlık Çalışma Ofisi’nin bulunduğu Dolmabahçe'de göstericilerin sığındıkları Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi'nin o dönemki müezzini Fuat Yıldırım, ‘camide içki içildi’ iddiasını yalanlamasının ardından Başakşehir’e bağlı Kayabaşı köyüne görevlendirilmesiyle ilgili Diyanet’e dava açtı.

Çünkü doğruluğu emreden dinimizden, yalanı doğru gibi gösterdiğinde cennete gitmek yerine cehennemde  yanmak istemedi, Allah'tan korktu.

Allah'ın emirlerine karşı çıkmadı.

Peki korkusuzca ve inancı gereği doğruları savunduğunda başına ne mi geldi?

Tabii ki sürüldü.

Taltif göreceğini zannetmişti doğruları savunduğunda sevgili hocamız, oysa sürüldü.

Yani Müslüman doğruyu savunmaz, bizi savunur çıkıyor bu durumda. 

Hatırlayın ikinci yalanlarını;

Kabataş Olayı yani Kabataş Yalanı; 2013 Taksim Gezi Parkı protestoları sırasında Zehra Develioğlu'nun saldırıya uğradığını iddia etmesi, birçok gazeteci ve siyasetçiden destek bulmasıyla birlikte tepkilere sebep olmuş, ancak daha sonra doğru olmadığı ortaya çıkmıştı.

Gezi eylemleri sırasında öne sürülen Kabataş'ta bir kadına ve çocuğuna saldırı yapıldığı iddiasının yalan olduğunu Yeni Akit gazetesi 8 yıl sonra kabul etmek zorunda kaldı.

Şimdi gündemde olan başka bir konu da şu;

Hayvanlara eziyet ederek arabaların arkasında öldürene kadar sürüklemek, acı çektirerek toplamak, zehirlemek, işkence etmek, olmadı diri diri gömmek, çöp arabalarının arkasına zararlı bir atık gibi doldurarak preslemek.

Katarlı bir sürücünün göz göre göre jipiyle köpeği ezerek öldürmesi ve hayvan yasası olduğu halde ceza almadan serbest bırakılması bardağı taşıran son nokta oldu.

Her nedense hayvansever görünse de, isteksizce fotoğraf çektirerek hayvanseverlerin oylarına talip olan siyasetçilerden suya sabuna dokunmadan bir açıklama yok.

Barınaklar yetersiz ve ölüm kampları gibi.

Uygarlıktan uzak görüntüler yansıyor sosyal medyadan.

İzliyor, görüyoruz açlıktan bir deri kemik, kıvrılıp kafeslerinde öylece son nefeslerini vermelerini...

Yok olmadı yaşayanların ölenleri yemelerini...

Yine sosyal medyada Arap çöllerinde zengin bir Arabın lüks jipini iki köpeğin üzerine sürerek, zevk alarak ezmesini, bir diğerininse bunu görüntülemesini acıyla izlemiştik.

Umre'ye gittiğimde devasa otellerin pencerelerine dikenli teller yerleştirdiklerini görmüş, bunun nedeninin güvercinlerin yuva yapmaması için olduğu yanıtını aldığımda şaşırmıştım.

Allah'a yönelen, affını dileyen, bunun içinde günde 5 kez namaza duran Arapların, neden Allah'ın yarattığı hayvanlara karşı acımasız davrandıklarını, vicdansız ve hoşgörüsüz olduklarını anlamakta aciz kalmıştım.

Çünkü Peygamberimiz iyi bir hayvanseverdi, bunu biliyordum.

O düşmanına bile merhamet ederdi. 

Ölü köpeklerin dişlerinden bile bir güzellik görürdü.

Kediye gösterdiği merhametten dolayı ashabından birisine "kediseven" lakabını takmıştı.

Namaz kılarken eteğine yatan kediyi rahatsız etmemek için elbisesini keserek namazını kıldığını anlatmıştı annem.

Çocukluğumdan beri  hiç unutmadım hep gözlerimi yaşartmıştır bu olay.

Hayvansever olmak demek, ondan bir şey beklemeden  karşılıksız sevmek demektir.

Hayat çünkü "yaşa ve yaşat"tan ibarettir.

Hal böyleyken neden herşeye sevgisiz, hoşgörüsüz, nefretle bakıyorlar?

Sinirleri alınmış, duyguları dumura uğramış ve acıma hisleri yok olmuş bunların.

Rabbimin onları da biz insanlar gibi bu dünyaya bir nedenle gönderdiğini bilerek üstelik.

Sevgisiz, acımasız, vicdansız, nefretle, kindar yetişen bir nesil neler yapar?

Rahatlıkla kafa keser.

Öldürmeye meyillidirler çünkü.

Allah ne diyor; "Verdiğim canı ancak ben alırım".

Yalan dolan, iftira, hoşgörüsüz, acımasız, sevgisiz, kul hakkı yiyen, kinle beslenen ve sorgusuz sualsiz insana biat ederek Rabbime şirk koşanların Müslümanlıkla alakaları olabilir mi?

Allah'ın sevgili kulları olabilirler mi ?

Olsa olsa bunlar başka bir şey olabilir.

Onu da siz düşünerek bulun.

"Aklınızı kullanmaz mısınız? 

Hiç düşünmez misiniz?" diyor Rabbim...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum