1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. MARKA MERAKIMIZ...
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

MARKA MERAKIMIZ...

A+A-

Türkiye büyük bir ülke, bunu anlıyorum.  Doğusu ile batısı arasında birkaç yüz yıllık fark var, bu da kabulüm.  Zengini ile yoksulu arasında büyük büyük benzemezlik var, bu da görünüp duruyor. Ama, şuna aklım ermiyor. Kimse yorganına göre ayağını uzatmaya razı olmuyor.

Ben köyde büyüdüm. Yıllarımın ilk otuz yılı da şöyle böyle geçti. “Marka Hevesi” diye bir huy varmış, bunu öğrenebilmekte geç kaldım. Ne zaman gözüm açılmaya başladı, anlatayım mı? Epey zaman önceydi. Ankara’da oturan bir tanıdığım kira yükü altında ezildiğinden yakınıyordu. Doğal olarak daha ucuz bir eve taşınmasını önerdim.

“İyi ama, nasıl taşınayım, Güniz sokakta oturuyorum” dedi.

Şaşırdım. Bu Güniz sokak neydi? O sokakta bu sıradan yurttaşımı çeken neydi? Ünlü biri değil, gazeteci değil. Varlıklı değil… Değil oğlu değil. Sordum, Nedir bu Güniz… O günlerde devletimizin iplerini elinde tutan kokmaz bulaşmaz kişi bu sokakta oturuyormuş.

“Eee” dedim. “Sizi zaman zaman yemeğe mi alıyor?  Haftadan haftaya yarım kilo kuru soğan mı yolluyor? Evinize kahve içmeye mi geliyor? Elektrik, su faturanız..”

“Hayır, hayır… Biz onu görmeyiz… Onun da bizim varlığımızdan haberi yok. Her gün gelişinde, gidişinde sokakta ana baba günü yaşanır da biz oradan biliriz ki, o gelip gidiyor. Yoksa zaten ondan bir beklentimiz de yok”

“İyi ama kardeşim, aklı başında bir insan bu sokakta oturmaktan kaçar” diyemedim arkadaşa.

Şimdi yetişkinimiz böyle olunca büyüme çağında çocuklarımız nasıl olur, hele bir tahmin edelim. Okullarda derslerden çok markalar konuşuluyor.  Çocuğa ayağına, sırtına giydirecek bir şeyler satın almak üzere çarşıya mı çıktınız? Küçücük yaşında o beğeniyor.  Elbette onun da görüşü çok önemli ama, sağlam eşya arasında görüş bildirmesini sağlayabilsek…

Yoksa dandik ve taklitten öteye geçmeyen eşyaya yönelmekle, bilmeden bir de marka hırsızlarına hizmet ediyoruz… Dünya piyasalarında üç yüz liraya satın alınamayacak kimi eşya bizde pazarlarda beş on liraya satılıyor. Elbette o firmanın bundan haberi yok ama… Ortada soyulan halkımız var.

Uzun lafın kısası, çocuklarımızı marka hevesi illetinden uzak tutmanın yolunu yordamını bulalım, diyorum. Onlara “Sırtınızda taşıdığınız giysiyi kimin diktiği önemli değil. O giysiyi taşıyan bedenin taşıdığı kalbin niteliği önemli” diye öğretelim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.