1. YAZARLAR

  2. Fazlı KÖKSAL

  3. Güçlenen dini grupların FETÖ’leşmesi kaçınılmazdır
Fazlı KÖKSAL

Fazlı KÖKSAL

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Güçlenen dini grupların FETÖ’leşmesi kaçınılmazdır

A+A-

15 Temmuz 2016’da Türk Tarihinde görülen en kanlı darbe girişimlerinden birisini başlatan, halkımızın ve vatansever güvenlik kuvvetlerimizin direnci sonucu başarılı olamayan FETÖ terör örgütüne karşı, o tarihten beri operasyonlar sürüyor... Ama kökü kazınamadı… Hatta kripto FETÖ’cülerin önemli mevkilerde bulundukları ifade ediliyor..

FETÖ terör örgütü ülke için hâlâ bir tehlike midir? Evet.. FETÖ’cüler hain midir? Bu soruya en doğru cevabı Cumhurbaşkanımız veriyor; “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” olan bir örgüt yapılanmasıyla karşı karşıyayız. Tabanları için diyemesek de, lider kadrolarının, darbede görev alanların ve darbeyi destekleyenlerin hain olduklarından bir kuşkumuz yok...

Ama dini, dini değerleri kullanarak, devleti ele geçirme, İktidarı devirme girişiminde FETÖ ilk örnek değildir ve korkarız ki son örnek de olmayacaktır...

Adnan Oktar grubuna ve Furkan Vakfı'na devletin son birkaç yılda yaptığı operasyonlar da bu kanıyı doğrular niteliktedir.

Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, “15-16 Yüzyıllarda Osmanlı Resmi İdeolojisi ve Buna Muhalefet Problemi” adlı makalesinde, tarikat ve cemaatlerin tarihte de siyasallaşarak siyasal otoriteye başkaldırılarını anlatır.

Nitekim tarihe baktığımızda; Selçuklu Hakanlarının başının belası olan, Alamut kalesini mesken tutan, Haşhaşı tarikatının lideri Hasan Sabbah,

Canları istediğinde, Osmanlı padişahlarına yani İslam Halifesine karşı “Şeriat İsterük” nidaları ile isyan eden, askerleri isyan etmeye teşvik eden her meşrepten, tarikat ve cemaat lideri..

Uzunca bir süre vezirleri ve padişahları yönlendiren, daha sonla devlete başkaldıran, Yobazlığın, devlete başkaldırının timsali 17. Yüzyılın FETÖCÜLERİ Kadızadeliller,

Abdülmecit’e karşı kalkışmayı organize eden Nakşi-Halidi Şeyhi, Süleymaniyeli Şeyh Ahmet,

İngilizler tarafından kullanılarak devlete isyan ederek, Kerkük’ün Türkiye sınırları dışında kalmasına neden olan, Nakşi Şeyhi Kürtçü Şeyh Sait,

Görünüşte din adına ama gerçekte İngiliz emperyalizminin çıkarları adına Menemen’i kana bulayan, Kubilay’ı şehit eden Derviş Mehmet

İngilizlerle işbirliğine giderek Tunceli’de isyan bayrağını açan, Alevi Dedesi Seyit Rıza,

Gibi onlarca, Allah ile aldatarak, din adına devleti ele geçirmeye çalışmış sözde tarikat ve cemaat liderini bir çırpıda saymak mümkün…

Cemaat ve tarikatlar kısa veya uzun vadede her an dış güçler tarafından kullanılabilecek yapıda birer örgütlenme biçimidirler. İlahiyatçı Şahin Filiz “Dinin örgütlenmesi olmaz. Örgütlenme tamamen seküler ve ulusal bir yapıdır. Bunu dine uygularsanız bu ortaya çıkan örgütlenme biçimi tamamen ulus devlete tehdit haline gelir. FETÖ dışındakiler henüz darbe yapmaya teşebbüs etmedilerse yeterli güce ulaşmadıklarından dolayıdır. Yoksa temiz veya iyi olduklarından dolayı değil.” Derken çok doğru bir tespiti dile getirmektedir.

Artık şurası net olarak anlaşılmalı;

Devleti ele geçirmeyi, ticarette yandaşlarını büyütmeyi hedefleyen, "bizden olsun çamurdan olsun" anlayışıyla hareket eden, kendileri dışındakiler, "zındık, hain, dinsiz, kafir" diye suçlayan, dini ticari ve siyasi çıkarlar elde etmek için kullanan, şirketleşmiş-holdingleşmiş, liderlerinin Kuran'a aykırı hareketlerini kutsayan, yani Allah ile aldatan ve ülke siyasetinde söz sahibi olmayı hedefleyen her tarikat ve cemaat bir suç örgütüdür... Devlet ve ekonomi içinde güçlü olmak isteyen dini kullanan masonik yapılanmalardır... Güçlendikçe, devleti ele geçirmeyi hedeflemeleri, yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncakları olmaları, kısaca FETÖ'leşmeleri kaçınılmazdır...

Nitekim bu tür gelişmelerin ipuçlarını görüyoruz, Ne derece doğru benim meçhulüm ama; falanca bakanlıkta X cemaatinin, filanca bakanlıkta Y tarikatının/grubunun onayı olmadan atama yapılmasının mümkün olmadığı, genel bir kabule dönüşmüş durumda…

O nedene, tarikat ve cemaatler, siyaset ve ticaretten hemen uzaklaşmalıdır-uzaklaştırılmalıdır...

Zaman siyasi dehaları çoğu defa haklı çıkarır;

Tekke ve Zaviyeleri kapatan Atatürk ne kadar haklıymış...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.