1. YAZARLAR

  2. Ercüment TUNÇALP

  3. Emperyalist soykırım yalanı
Ercüment TUNÇALP

Ercüment TUNÇALP

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Emperyalist soykırım yalanı

A+A-

Tarihçi olmadığım ve taraflı olduğum için sadece genel kabul görmüş gerçekler  üzerinden yorum yapacağım. Rakamlar üzerinde durmayacağım, duranların tutarsızlığını ortaya koyacağım. “Türkler 1,5 milyon Ermeniyi katletti” diyenler bile o günkü toplam nüfusun bu kadar olduğunu söylüyorlar. Demek ki eceli ile ölen hiç  olmamış, savaş koşullarında işgalci güçlerin safında yer alan çetecilerin kayıpları da buraya yazılmış, Rusya’ya ve batı ülkelerine göç yaşanmamış, tehcir neticesinde Suriye’ye ulaşan olmamış, müslümanlığı seçenler ölü, kalan Ermeni varlığı da yok sayılmış. Yani hepsi topluca katledilmiş.  Yahu, yalanın da bir sınırı olur !   

106 yıl önce emperyalist güçler bizi batıda uğraştırırken, bunu fırsat bilen Ruslar ve içimizdeki işbirlikçiler sarmaş dolaş ülkemizin doğusunda cirit atmaya başlamıştı. Ermeni çetelerinin yaptığı katliamların maalesef karşılığı verilemiyordu.

İkinci Van isyanı, 19-Nisan / 6-Mayıs-1915 tarihleri arasında gerçekleşmişti. Mayıs ayı içinde Rus birlikleri kenti ele geçirmişler, sadece bu dönemde 20.000 Türk katledilmişti. 

Van ilinin, Ermenilerin yardımıyla Rusların eline geçmesi yüzünden Osmanlı ordusunun ikmal yolları kesilmiş, askere yiyecek ve cephane taşıyan kollar ise Ermeniler tarafından ateş altında bırakılmıştı. Yakın tarihte yaşanmış olan bu olayı dünya üzerinde inkar eden kimse yoktur ama iş lafa gelince görmezden gelen çoktur.

İsyanların ve cinayetlerin tamamının arkasında çeteleri organize eden Ermeni partileri vardır. Bunu da inkar eden yoktur. Nasıl edebilirler ki; 1890 yazında, Tiflis’te kurulan Taşnaksutyun partisinin 1892’de açıklanan programına göre; isyan çıkararak, ihtilalci çeteler kurarak, halkı silahlandırarak, hükümet yetkililerine ve kurumlara karşı hareketler düzenleyerek bölgedeki Ermenilere  bağımsızlık kazandırmak, partinin esas ilkesiydi. Bunu saklamaya da hiç ihtiyaç duymadılar.  

Şimdi, bir an için bize iftira atan bu emperyalist güçlerin böyle bir ihanetle karşılaştıklarını düşünelim; kayıtsız kalmaları beklenebilir  mi ?

Ermeni soykırımı yapmayı kafasına koymuş herhangi bir ülkenin, Osmanlı gibi kamu görevlerinde çok sayıda Ermeni bürokrat çalıştırması mümkün müydü ? 

Üstelik işlenen cinayetlere gereken cezaları verememişiz. Çözüm; zorunlu göçe  (tehcir) tabi tutmak olmuş. O günün zor koşulları altında bu işi beceremediğimizi de itiraf etmişiz. Ancak daha fazlasını istiyorlar. Katillerin torunları da, af dilemek yerine, af dilememizi bekliyorlar.  

Dedem, Cumhuriyetin ilk hakimlerinden, 1315 doğumlu (1898) Davut Şevki Tan’dır.

Can alıcı soruyu kendisine yöneltmiştim; “Ermenilere şiddet uyguladık mı ?” diye. Cevap, “hayır oğlum, hakettikleri kadarını maalesef uygulayamadık” derken gözlerinden yaş gelmişti. Hâlâ bu söz kulaklarımdadır ve dedemin kastettiği, Ruslarla işbirliği yapan çetelere gereken cezanın verilemediği ve de bu hüznün hâlâ   sürdüğüydü.

Biz gerçekleri biliyoruz, makul olan eleştirileri de dinliyoruz. Ancak artık ölçü iyice  kaçmıştır. İsviçre ve Fransa’nın demokrasi anlayışları nalıncı keseri gibidir, hep kendilerine yontarlar. Hz Muhammed karikatürleri serbesttir ama “Ermeni soykırımı yoktur” denmesi yasaktır. Yalan söylediklerini ve inandırmakta zorlanacaklarını bildikleri için de, ‘yalanın ezberletilmesi’ yolunu seçmişlerdir. Tartışmıyorlar bile, başka söze gerek var mı ? 

Geçtiğimiz yıllarda televizyonda TC vatandaşı bir yazar hanımefendi, Ermeni tezlerini savunurken bir laf sarfetti; “Farzedelim ki, Van’da Ermeni çeteleri katliam yapmış olsun ….” diye giriş yaptı. Dondum kaldım, zira yukarda bahsettiğim Van olaylarını Ermeni tarafı reddetmiyor ki…

Ama bizim ‘kraldan çok kralcı’ vatandaşımız, olayı ‘varsayım’ şeklinde sunup, tehciri ‘soykırım’ kategorisine sokmanın peşine düşmüş. İşte en acımasız olanı budur.

Halkın okumadığına, araştırmadığına güvenerek istikamet vermeye çalışıyorlar.

Soros’un çocuklarını bu millet nasıl tanıdıysa, emperyalizmin oyuncaklarını da er geç yakından tanıyacak ve kendisini bunlardan koruyacaktır.

Bu gün kardeşçe yaşadığımız Ermeni vatandaşlarımız kadar, göçler esnasında gerçekleşen kayıplardan biz de müteessiriz. Ancak, savaş ortamında ülkemizi savunurken gerçekleşen düşman kayıplarından sorumlu değiliz.

Tarihleri sömürgecilik ve soykırımın her çeşidi ile dolu olanların korosuna kafamızı takmayalım ama gerçekleri de görelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.