1. YAZARLAR

  2. Prof. Atila BİTİGEN

  3. Demokraside propaganda oyunu
Prof. Atila BİTİGEN

Prof. Atila BİTİGEN

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Demokraside propaganda oyunu

A+A-

"Kendisini yerle bir edecek yöntemleri en ölümcül düşmanlarına bizzat kendi eliyle vermiş olmak, demokrasiye daima en büyük komikliklerden biri olarak kalacaktır." (Joseph Goebbels)

Propagandanın yarattığı en temel problem, özgürlükçü demokrasiye ait bir dilin demokratik olmayan gerçeklerin üstünü örtmede kullanılması. Gerçekte demokratik olmayan bir yönetim liberal demokrasiymiş gibi görüntü verebilir. Hatta ülkenin vatandaşları bile yaşadıkları yerde özgürlükçü bir demokrasinin sürdüğünü düşünebilir ancak bu yanıltıcı dış görünüş maskeden ibaret olacaktır. Propaganda demokrasinin her türlüsüne çok daha belirgin tehdit oluşturur.

Platon, 'Devlet' adlı eserinde en büyük endişesinin toplumun çoğunluğunun filozof olmamalarını gösterir. Demokrasi tarafından tanınan özgürlük tiranlara illüzyonun gücünü kitleler üzerinde kullanma imkânı tanır. Demokrasi tarafından kolaylıkla tanınan özgürlükler gücün demagogların eline geçmesi ve böylece demokrasinin kendi kendinin sonunu getirmesine neden olmaktadır. Bu risk gerçekte aşırı despot birinin kendini halkın koruyucusu olarak gösterip gücü ele geçirmesine varacak derecede büyük. Demokrasi, özgürlüğü en üst düzeye taşımak amacıyla insanların kendi kendilerini yönettikleri sistem. Fakat propagandanın kullanımına sınır getirmemek demokrasi karşısındaki en ciddi tehditlerden biri.

Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar. Demokrasi despotluğa dönüşür. Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yöneteceklerini iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir diye uyarır Platon.

J.J.Rousseau demokraside bir risk olarak belirttiği kandırma da propogandadır. Eğer tartışmalar uzuyor ve bir sonuca bağlanamıyorsa, topluluk görüşü ayrılıklarla bölünüyorsa, bireysel çıkarların hüküm sürmeye başladığının ve devletin düşüşe geçtiğinin habercisidir. Zayıflayan devlete dair işaretlerden biri de gözdağı ya da dalkavuklukla etki altına alınan vatandaşları tezahüratlarıyla kararların alınmaya başlanmasıdır. Gözdağı ya da dalkavukluk şeklinde demagojik propaganda sandığı etkileyen tezahürata neden olur.

Liberal demokrat bir ülkede gücü ele geçirmek ve elde tutmak için demagoglarca kullanımıyla karakterize metot olan demagojik propagandadır. Bu şekle aldatıcı propaganda sahtekârlığı ve riyakârlığı da denilebilir. Liberal demokraside propaganda standart olarak maskelenmiş biçimde ortaya çıkar. Yani bir demokraside demagojik türden propaganda karakteristik olarak demokratik ideallerin gerçekleştirilmesi kisvesi altında karşımıza çıkar.

Demokrasi herkes için geçerli olacak kararların alınması için yürütülen müzakerenin adil ve eşit şartlarda yapılmasını şart koşar. Kandırma ve hile karışmış tartışmaların sonucu olarak alınacak kararlar demokratik anlamda meşru değildir. Sonuçta ortaya çıkan mutabakata varılmış kararları, böyle adil ve eşit bir süreç sonucu alınmış olduğundan dolayı tüm toplum tarafından arzu edilir kılabilmek içindir. Seçimler eşit, adil, rekabete uygun ve hukuki denetim altında yapılmayan sandık sonuçları daima şüpheli ve şaibelidir.

Politikacılar genelde demokratik müzakereyi devre dışı bırakmak istediklerinde acil durum ve olağanüstü hal terminolojisini kullanırlar. Savaş zamanlarında demokratik normların bir kenara bıra kılabileceğini konusunda ortak bir görüş vardır. Kriz algısı bir şekilde halkın zihninde oluşturulduysa umut vadeden aday da korkulan olmayı hedefleyen aday da kendi hamlelerini yaparak ilerlemeli. Yeni aday için bu dönemde kendisinin tek umut olduğuna inandıran pozitif stratejiler iş görürken, diğer adayı yükseltecek olan ise tam tersi negatifliktir.

Liderin krizle karşı karşıya oluğunu beyan ettiği zamanlarda medyanın rolü liderin doğru mu yanlış mı olduğunu sorgulamak değil, bunun yerine liderin sözlerine güvenip başkomutanın kararı arkasında durmak üzere kitleleri birleştirecek propaganda yapma rolüne sahiptir. Siyasi liderler ve kontrol ettiği medyayı kullanarak halkın yanlış yönlendirmesine sebep olurlar.

Oyları yükseltmek yetmez artık rakibin oylarını düşürme zamanı ve işte son hamle: Saldır! Bu noktada her şey manipülasyona açık ve söylenenlerin doğru olması da gerekmiyor. Bizim deyişimizle “Çamur at izi kalsın.” Yani; Aday kendini aklamaya çalışırken bilmeden halkın kafasında soru işaretleri oluşturacak ve şüphe oyların nereye gideceğinin kesinliğini kaybettirir. Mesela inanılması zor bir iftira at rakip kendini savunmaya geçince bu algıyı pekiştir.

Kara propaganda, yalan, yanlış ve abartılı bilgiler kullanarak, duyguları istismar ederek kitlelerin bir çıkar grubunun arzu ettiği gibi düşünmesini ve davranmasını sağlayacak iletişim faaliyetleri yapmaktır. Propagandacı çok güçlü ve abartılı ifadeler kullanır. Bunlar hiçbir kanıtı olmayan klişe laflardır; ama çok sık söylendiğinde insanların belleklerine kazınır ve etkisi yüksek olur. Propagandacı kendi fikrini anlatırken kutuplaşma yaratır. Olayları, insanları ve fikirleri siyah-beyaz uçlarda anlatır. Propagandacının dilinde gri renk yoktur. Sizi de bir kutbu seçmeye zorlar "taraf olmayan bertaraf olur" der. Güçlü rakibi dış destekli bir proje olarak şeytanlaştırır. Eğer sizin “ya hep ya hiç” şeklinde bir seçim yapmanız isteniyorsa bilin ki size propaganda yapılıyordur. Propagandacı dost ve düşman yaratır. Sizin de derhal seçiminizi yerli ve milli sizden birinden yana yapmanızı ister. Seçim yapmakta zorlanıyorsanız düşmandan yana olduğunuz gibi bir sonuç çıkarmaya çalışır. Propagandacı, karalamak istediği kişiye ya da gruba kötü isimler takar. Düşmanı bir "çete", "yılan" ya da "örümcek" gibi isimlerle anmak propagandacının çok kullandığı bir tekniktir. Siyasetçiler de bu tekniği kullanırlar, rakiplerine küçük düşürücü sıfatlar takarak kitlelerin duygularıyla oynarlar. Bazı verileri abartır ya da çarpıtır, bizim bilgimiz olmayan rakamları bizim endişe duyacağımız şekle sokar. Eğer birisi size bilginiz olmayan konularda çok abartılı rakamlar veriyorsa, büyük ihtimalle propaganda yapıyor demektir. Karşı tarafı nitelerken bir genel yargının içine sokulması propaganda tekniklerinin başında gelir. Yani siz kötüsünüzdür ve tüm kötülerle yan yana değerlendirilirsiniz. Bu şekilde bir algı yönetimi meseleyi gün yüzüne çıkartıyor. Düşünsenize siz iktidara göre kötüsünüz ve tüm kötüler vatan hainidir. O zaman siz de vatan hainisiniz. Bu yaklaşım tehlikeli ve ayrıştırıcıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum