1. YAZARLAR

  2. Sedat KAÇAMAK

  3. Çok zor zamanlardayız...
Sedat KAÇAMAK

Sedat KAÇAMAK

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Çok zor zamanlardayız...

A+A-

Yerel seçimlerde AKP iktidarının sandık sorumluları evlerinde rahatlarına bakarken, ilçe seçim kurullarında oy pusulası çuvallarının üstünde aç, susuz, uykusuz oylar çalınmasın diye nöbet tutanlara "Hırsız var oylarımızı çalıyorlar" diye feryat figan ediyorlardı. Gayet pişkin yüzleri kızarmadan her zamanki yaptıkları gibi.

Yerel seçimlerden bu yana halkın desteği azalıyor. İktidarı kaybetme korkusu öyle panik havası yaratmış ki, "Biz nerede hata yaptık? Hatalarımızı düzeltelim oylarımızı artıralım" demek akıllarına gelmiyor. Stratejilerini muhalefet edenleri yargı sopasıyla korkutalım, Millet İttifakı belediyelerinin ellerini kollarını bağlayalım başarısız olsunlar senaryosu üzerine kurmuşlar. FETÖ zamanında uygulanan yöntemlerin hemen hemen aynısı ile kızdıkları, korktukları insanları hapiste tutarak, muhalif belediyelerin bağış toplamasını engelleyerek, bağış paralarına el koyarak, FETÖ- PKK suçlaması yaparak, "bağış topladı" diye belediye başkanlarına soruşturma açarak Millet İttifakı'nın oyları azalır, kendi oyları artar zannettiler.

Tabii akıl var mantık var. Böyle absürt, akılsız, hukuksuz ve vicdansız yöntemlerle oy artar mı? Elbette artmadı tam tersi oldu. Destekleri azalınca taktik değişikliğine gittiler. Yeni taktik muhalefeti din düşmanı ve de demokrasi düşmanı olarak göstermek.

Din üzerinden siyasi mesaj verilmek istendiğinde Diyanet İşleri Başkanı hazır zaten. Ramazan ayının ilk Cuma hutbesinde içerisinde bin aydan hayırlı Kadir Gecesinin bulunduğu Ramazan ayının nurundan, bereketinden, orucun hikmetinden, yardımlaşmadan ve de kardeşlikten bahsedeceğine, bu virüs belasının eşcinseller ve nikahsız yaşayanlar yüzünden meydana geldiğini ima eden şeyler söyledi. Koskoca ilahiyat profesörü hangi sözleri hangi zamanda hangi yerde söyleyeceğini bilmez mi? Bilir elbet. Ülkemizde maalesef oruç tutmadığı için saldırıya uğrayanlar var. Diyanet İşleri Başkanı'nın böyle konuştuğunu duyan o tür saldırganlar "Vaay başımıza gelenler bunların yüzündenmiş" deyip bu insanları hedeflerine almazlar mı? Evet Lut kavminin ahlakı bozulduğu için Allah'ın gazabına uğradığı doğru ama yüce Allah peygamberi vasıtası ile Lut kavmini uyarıyor. Onları doğru yola davet ediyor. İnananlar peygamberleri ile beraber kurtuluyor ve biz bunları bizim peygamberimize Allah tarafından gönderilen vahiyler sayesinde öğreniyoruz. Koskoca ilahiyat profesörü Allah tarafından vahi gelemeyeceğine göre Allah'ın yedi milyar insana gazabını gönderdiğini nasıl söyler? Allah'ını seven, dinini seven bütün insanlığı seven azıcık da bilinci olan herkes Diyanet İşleri Başkanı'nı eleştirir. İşte o zaman amaç hasıl olur. Eleştirenler din düşmanı hatta devlet düşmanı olur. Görevleri arasında insan haklarını gözetmek de olan Barolar din düşmanlığı ile suçlandı.

Son zamanlarda AKP'nin söylediklerinin bir iki tık daha sertini söyleyen MHP bu olayda da rutini bozmadı. "Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız" dedi. O deyimin doğrusu "Müslüman mahallesinde salyangoz satılmazdır". Manası da yaptığın işte "Başarılı olmazsın boşuna uğraşma" demektir. Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz çünkü Müslümanlar salyangoz almaz. Kimsenin Müslümanlar'ı  salyongozcudan korumasına ihtiyacı yok. Çünkü Müslümanlar'ı kendi imanları korur. Bizim dinimiz bizler için çok kutsaldır. Bu tür siyasi tartışmalara dinimizin alet edilmesi hem çok yakışıksız hem de çok tehlikelidir. Geçmişte acılar yaşandı. Herkes çok dikkatli olmak zorunda.

MHP, AKP'nin dışında herkese ağza alınmayacak laflarla hakaret ederken, kendilerini eleştirenlere ölüme varacak tehditler savuruyorlar. Bazı gazetecilere sırf İYİ Parti'yi destekledikleri için fiilen saldırdılar. Halbuki  bu tehditlere, şiddete ayırdıkları zamanın dörtte birini düşünmeye ayırsalar çok şeylerin farkına varacaklar. İYİ Parti kurulmadan, İYİ Parti'deki arkadaşlarıyla hep beraber girdikleri seçimde yüzde 10 oy alıp 40 milletvekili çıkartabilmişlerdi. Sonra bölündüler. Yeni kurulan İYİ Parti'ye başta MHP sonra da AKP devletin de imkanlarıyla saldırıya geçti. Bölünme her zaman negatif enerjidir. Öyle olduğu halde sonuç, yüzde 10 oy alan iki parti oldu. Düşünsenize bölünmemiş olunsaydı Sayın Bahçeli Onursal Başbuğluğu kabul etseydi, şu an kendisi Cumhurbaşkanımız Meral Akşener de başbakanımız olur, Türkiye Cumhuriyeti bambaşka kulvarda yer alırdı. Kimsenin aklına beka sorunu diye bir şey gelmezdi. MHP de tükürdüğünü yalayan parti durumuna düşmezdi.

Bir de muhalefetin demokrasi düşmanlığı var. Darbe yapacaklarmış. Olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek bayağı beceri ister. AKP geçmişte zaman zaman bunu başardı. Mesela "Camide bira içtiler" dediler, "Kadıköy'de baş örtülü kadına saldırdılar" dediler bayağı inanan oldu.sonradan yalan olduğu anlaşıldı ama kimse özür dilemedi. Belki hâla doğrusunu öğrenemeyenler vardır.

Fakat "Bu rejim değişecek" lafından darbe niyeti çıkarmak, buna inandırmak için çok büyük tiyatro yeteneği gerektirir. Hadi diyelim tiyatro yetenekleri var. Çünkü, "hiçbir şey olmadıysa bile bir şeyler oldu" repliği unutulmazlar arasında yerini aldı ama artık inandırıcılıkları kalmadı. Geçmişte iddia ettiklerinin çoğu yalan çıkınca inananları azaldı. Sonra darbe kim yapabilir elinde silahlı gücü olan. Asker ve polis bu iki güç iktidarın denetiminde. Geriye ne kaldı? Halk...

Halkın yaptığına darbe denemez. Şu anda kullandığınız iktidarı size halk verdi. Geri alacak olan da halktır. Elbette bunun yolu seçimlerdir. Çok nadir de olsa demoraksiler de sıkışır, zor zamanlar yaşanır. Devasa sorunlar oluşur. Sorunların çözümü için büyük uzlaşmalar gerekir. İşte o zaman halkın seçtiği milletvekilleri lidere bağlılıkları ile vatana bağlılıkları arasında seçim yapıp, Meclis aritmetiğini değiştirebilirler. Olabildiğinçe büyük uzlaşma ile Milli Mutabakat Hükümeti kurup zor zamanların hep beraber aşılmasını sağlayabilirler. Bu da demokrasiye uygun bir biçimdir. Geçmişte Milli Mutabakat Hükümetleri kurulmuştu. Şimdi de kurulmalıdır.

Çünkü çok zor zamanlardayız...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.