1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Çocuklara güzei isim vermek
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Çocuklara güzei isim vermek

A+A-

Ve Adem’e bütün isimleri öğretti. (Bakara/31)

Bu ayete göre insanların atası kabul edilen, ilk insan, ilk elçi olan Hz. Âdem’e yaşadığı çevredeki bütün bitki, hayvan ve eşyaların ilk isimleri Allah tarafından öğretilmiştir. Bu anlamda isimlerin ilk çıkışı ilahi diyebiliriz.

Allah çirkin isim koymayacağına göre, biz insanların da O’na uyarak bütün yaratılmışlara ve insanların kendi buluşlarına güzel isimler koyması, bir emir olmamakla beraber; Allah’ın uygulamasına ters düşmemek adına istenen bir durumdur. Bu konuda, kimsenin itiraz etmediği bir hadis var. Kıyamette, kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleri ile çağrılacaksınız. O halde isminiz güzel olsun. (Hz. Muhammed)

Müslümanlar, inançlarının ve imanlarının gereği olarak; hangi milletten, hangi dili konuşur olursa olsun, çocuklarına Kur’an’da geçen isim veya isme benzer kelimeleri isim olarak vermişlerdir. İsim vermede sahabe dönemi Müslümanları hep ön planda olmuştur. İslam’ı kabul eden Araplar dışındaki milletler zaman içerisinde, önceki isimlerini bırakarak Arap, Fars Kültürü dairesindeki isimleri öncelikle almışlardır.

Bu konuda öyle ileri gitmişler ki, İsim verirken Kur’an-da fala bile baş vurmuşlar. Şöyle ki: Çocuk doğduğu zaman evin büyüğü eline Kur’an-ı almış; gelişi güzel bir sayfa açıp gözünü yumarak sağ el işaret parmağını sayfada bir noktaya değdirmiş, parmağın değdiği kelimeyi çocuğa isim olarak vermişlerdir. Netice de çocuklarımızın adları isim yerine, eşya, dağ-tepe, zarf, olumsuz sıfatlar, Allah’ın Zati sıfatları gibi; Allah’ın ve Resul’ünün istemediği güzel olmayan isimler ortaya çıkmıştır. Ve bu isimler hala yorum yapılmadan dededen, nineden toruna geçmekte verilmeye devam etmektedir.

Yukarıda yazdıklarımı birkaç örnekle açıklamak istiyorum. Kızlarımıza Kezban, Asiye, Merve adlarını veriyoruz. Kezban, Rahman suresinde geçen Tükezziban (yalancı) kelimesinden alınmıştır. Yalancı demektir. Asiye, Hz. Musa’yı nehirden çıkartıp büyüten kadının adıdır. Asi ve acı çeken kadın anlamındadır. Maide, Kur’an-da bir surenin adıdır. Yemek demektir. Duhan, Kıyamet günü çıkacak dumandır. Hacer, Kâbe duvarındaki siyah anlamındadır. Mensura, dağınık demektir. Bizde Menşure’ye dönüşmüştür. Sefa, Merve Mekke’de dağ adıdır. Aden, Allah’ın yasakladığı kavim. Evsan, put adıdır. Sündüs, İpek kumaş anlamındadır. Şimdi Kur’an da geçiyor diye verilen bu isimlerin manalarını hangimiz çocuğumuza veririz? Peygamberimiz çocuklarınıza güzel isim veriniz, derken mana, anlam olarak güzel olanları veriniz demiştir. Kulağa hoş geleni değil.

Bir önceki yazımda Allah’ın zati (selbi) sıfatlarından söz etmiştim. Bu sıfatlar yalnız Allah’a ait O’na özgü sıfatlar veya isimlerdir. Bu zati sıfatların, insanlara yaratıklara verilmesi de uygun değildir. Bunlardan en çok verilenler: Kıdem, Beka, Vahded, Ahad, Samed, Rahman. Bu isimlerin insanlara verilmemesinin sebebi: 1- Bu sıfatlar insanlarda bulunmaz. Allah’a özgüdür. Bilenler, bu sıfatların önüne Kul anlamına gelen ‘abd’ ön ekini getirmişlerdir. Abdurrahman, Abdulvahap, Abdulsamed gibi. Bizdeki uygulamalarda ise isimlerin sonundaki ‘d’ harfi yerini ‘t’ harfine bırakmıştır. Nureddin, Nurettin yapılmıştır. 2. Olarak bu isim mensupları alaya alındığında, aşağılandığında, lakap takıldığında veya sövüldüğünde ismin muhatabına yapılanın sanki Allah’a yapılıyor algısı olması; bu isimlerin verilmemesinin uygun olacağı kanaati hasıl olmuştur. Bu konuda Türk milleti biraz daha hassas davranarak, Muhammed adına bir halel gelmemesi için çocuklarına Muhammed adını kısaltarak veya değiştirerek Mehmet adını vermişlerdir.

Müslümanlarda, bilhassa biz de bir yanlış algıda; Kur’an da olmayan veya Araplar'da olmayan bir ismin verilmesinin günah olacağı algısıdır. Bu çok yanlış dinle, Allah’ın ve Peygamberimizin muradıyla ilgisi olmayan bir düşüncedir. Bu düşünce neticesinde Türkiye’de çocuklara verilen isimler; Türkçe güzel isimler yerine Arapça, Farsça isimler, sıfatlar olmuştur. Müslümanların büyük çoğunluğu da Arap - Müslüman isimleri diye çocuklarına Farsça hatta İbranice isimler vermeyi yeğ tutmuşlardır. Peygamberimiz, Arapça, Farsça isim veriniz dememiş; çocuklarınıza güzel isim veriniz demiştir. Güzel isimden kasıt, manadır. İnsani güzel vasıfların veya benzetmelerin hatıra, akla getirilmesidir.

Allah, Hucurat suresi 13. Ayette: Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, her şeyden haberdardır. Bu ayete göre, Allah insanların kabile ve sonrası milletlerden oluştuğunu belirtiyor. Bir insan topluluğunun ayrı millet olması uzun yıllarda oluşur. Ayrı millet ayrı kültür demektir. Çocuklara vereceğimiz isimde, ayrı veya farklı kültürün bir parçasıdır. Allah, bizlerden mensup olduğumuz millete, değerlerine, yaşayışına, geleneğine, sanat anlayışına, diline, ortak yaşama ülküsüne, kısaca kültürüne sahip çıkmamızı ve bu kültürü gelecek kuşaklara aktarmamızı istiyor. Eğer kendimizi Türk Milletinden hissediyorsak, Türkçe güzel isimleri de çocuklarımıza vermemiz, milletin değerlerine sahip çıkma ve yaşatma anlamında dini olarak, istenmeyen değil; tam tersi istenen bir durumdur.

Tarihimize baktığımızda, Selçuklu Devleti, Türkçe: Alpaslan Tuğrul, Selçuk, Çağrı, Melik Şah Beylerle büyürken, gerileyiş ve yıkılışı Farsça isimli, Keykubat, Keyhüsref, Gıyasettinlerle olmuştur.

Aynı şekilde Osmanlı Beyliği, Ertuğrul Gazi, Murat, Orhan, Yıldırım Beylerle kurulup büyürken; yıkılışları: Abdülmecit, Abdülaziz, Abdülhamit, Vahdettin ile olmuştur. İsim deyip geçmeyelim. Senden olan, milleti devlet yapar, senden olmayan senin olan devleti yıkar. Çocuklarımıza, yeni buluşlara, yaşadığımız çevreye, oturduğumuz evlere, binalara, yerleşim yerlerine, güzel Türkçe isimler verelim.

Allah, Türkçeyi de Türkçe güzel isimleri de bilir. Bizim bilmediklerimizi de…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum