1. YAZARLAR

  2. Neşe DİLEKÇİOĞLU

  3. Botokslu duygular...
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

Botokslu duygular...

A+A-

Bundan yıllar önce evlenme konusunda ziyadesiyle geciktiğim hemfikrini akrabalarımdan ve de dostlarımdan duyunca daha fazla gecikmeden tavsiye üzerine düğün öncesi yaptırmıştım ilk botoksumu.

Radyodan bir sanatçı dostumla doktor arkadaşımızın Tunalı Hilmi'deki muayenehanesinde biraz endişe ve korkuyla sıramızı beklerken odadan yarım saatte bir çıkan hastalara (ne hastası yaa bildiğiniz güzel ve çizgisiz görünme hastalığı bu) gözümü kısarak dikkatle bakıyorum tabii.

Öyle ya düğüne bir ay var!

Ya uzaylı gibi gözlerim yukarı yukarı kalkarsa? Bağıra bağıra "eveeet" desem de, kaşlarıma bakınca nikahımızı kıyan kadim dostumuz Belediye Başkanı Turgut Altınok kardeşimiz "Neşe hanım emin misiniz kendi rızanızla evet dediğinize" diyecek boyuta gelmesin istiyorum. (Ne uzun bir cümle)

Daha önce botoks yaptıran arkadaşlarımı gördüğüm için, içimde bir korku yok diyemem yani.

Arkadaşımla göz göze geldik "hadi çıkalım" dese o anda kapının önündeyim!

"Her şey güzel olacak" deyince bu olayı o günden öngörünce sıramızı bekledik.

Doktor odadan çıktı, elinde iğne, içinde ikimize bir malzemeyi doldurmuş botoks, kapının ağzında "Hadi hanımlar buyurun" diye sesleniyor.

Çaresiz kuzu kuzu odaya girdik.

"Oturun bakalım yüzünüze, nerelere uygulamamız gerekiyor?"

Ameliyat masası gibi uzun koltuğa iki hamleyle oturdum.

Sanırım korktuğum için boyum biraz daha küçüldü sanki.

"Neşe hanım kaşlarınızı çatar mısınız lütfen!"

Neden ki ben kimseye kaşlarımı çatarak bakmadım.

Neyse dediğini yaptım. Kaşlarımı bir yukarı bir yana kaldırarak çizgilerin üstüne uyguladı doktor bey.

"Güzel olacak Neşe hanım bir aya kadar oturur, düğünde herkes size bakacak" dedi.

"Eee hocam tabii ki herkes bana bakacak gelin kız benim" dedim.

Kahkahalarla gülüşmeler. 

Ancak dedim, "Umarım az uygulamışsınızdır hocam. Öyle kaşlarım yukarı yukarı hayır der gibi kalkarsa yandım"

"Hayır endişe etmeyin, çok doğal olacak, hiç kimse anlamayacak botoks yaptırdığınızı" dedi.

Düğün günü geldi çattı.

Ben normal olarak mimikleriyle konuşan yüz ifademi sahnede yansıtan bir insanım. 

Yok öyle olmadı!

Uzun kuyruklu o güzel gelinliğimle Ali beyin kolunda düğün salonuna girerken, bana masalardan sanatçı dostlarımın, akrabaların, nikah masasında şahitlerimizin hayretle baktığına şahit oldum. 

Ne olduğuna o vakit karar veremediğim için "Bir yerim açıkta mı kaldı?" mantığıyla sağıma soluma şöyle bir baktım, sorun yok.

Nikâh kıyılırken, kaşlarım hayretle yukarı kalkık, endişeli bir yüzle göz kapaklarımı aşağıya indiremeden "Eveeet" deyince, kadim dostumuz değerli kardeşimiz Turgut Altınok beyefendi tekrarladı aynı cümleyi:

"Kimsenin etkisi altında kalmadan, kendi rızanızla evet diyor musunuz Neşe hanım?"

"Eee evet, tabii ki evet, evet yani sayın Başkanım."

Hiç unutmuyorum o günü.

Düğün günüm olduğu için değil, yüzümdeki hayret ifadesine hayretle bakan sanatçı dostlarımın, akrabalarımın yüzü gözlerimin önünden asla gitmedi.

Daha sonra can dostlarımın benden izin alarak salona girişimi, gözlerim hayretle faltaşı gibi açılmış uzaylı yüzümle taklidimi yaptıklarında, düğün videomuzu izlediğimde anladım ki olay vahimmiş, gerçekten çok korkunç muşum.
Buradan siyasete geçersek (ne alâka demeyin) siyasilerin yüzündeki o ifadesiz bakış, konuşurken ki ifadesizlik gerçekten çok garip.

Yüzlerinde acıyı ifade ederken de acıdan eser yok.

Cümleler böyle olunca havada kalıyor.

Son zamanlarda üst üste acı haberler geliyor yurdun dört bir yanından.

İdlib'de 8 vatan evladımız kınalı kuzularımız şehit oldu.

İfade aynı.

"Şehitlerimize Allah'tan rahmet kederli ailelerine sabırlar diliyorum"

"Peygamber efendimize komşu oldular"

"Şehitlik mertebesi öyle herkese nasip olmaz"

Cümle de aynı.

Elazığ depreminde 41 vatandaşımız hayatını kaybetti.

İfade aynı.

Çığ felaketinde önce 5 daha sonra 33 vatandaşımız şehit oldu.

Yüz ifadesi aynı, hatta biraz dudak da yukarı çekilmiş güler gibi.

Mimiksiz, ifadesiz, yüzde acıdan eser yok.

Tıpkı benim düğün salonuna girişim gibi donuk ve mat bakışlar. 

Botoks mu fazla kaçtı?

İfade zaten böyle mi?

Doktor hatası mı benimki gibi?  

Duygular mı alındı?

Bilemedim.

Benimkisi göz çevreme, alın çizgime yapılmıştı.

Geçene kadar akla karayı seçtim 6 ay ifadesiz gezdim. (Gezsem de dünyanın dört bucağını türküsünü okuyarak) 
Ağlanacak duygusal türkülerden kaçındım, okumadım o aralar televizyonda.

Çünkü suratta acı yok, ifade yok, mimik yok.

Hiç bir insani duygu emaresi yok.

Bazılarının sadece yüzünde mi var?

Yoksa kalbi mi botokslu anlamıyoruz bakar bakmaz, çok profesyonel?

Ne zaman yumuşar, yumuşar mı onu da bilemem.

Botokssuz duygular dilerim hepimize.

İçten, gerçekçi, insani.

Artık anlıyorsunuz kim botokslu konuşuyor, kimin yüreğinde botoks var.

Kim duygularında samimi, kim vatandaşını gerçekten estetiksiz yanında biliyoruz.

Öyle değil mi? 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum