1. YAZARLAR

  2. İdris TÜRKTEN

  3. BEKA SORUNU OLAN İKİ LİDER
İdris TÜRKTEN

İdris TÜRKTEN

Platform
Yazarın Tüm Yazıları >

BEKA SORUNU OLAN İKİ LİDER

A+A-

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, iç ve dış mihrakların oluşturduğu tehlikelerle boğuşurken, birde yöneticilerin kendi çıkarlarını korumak için devleti kullanmaları, hem devlet organlarını hem de milletimizi ziyadesiyle yordu.

Evet devletimizin bir BEKA sorunu var yalnız iktidardakiler bu sorunları giderecek yerde iç politikaya malzeme çıkarmak için Matruşka bebek misali sorun içinden sorun çıkarıyorlar.

Malum; AKP’nin kongre yılı. Her gün Cumhur Başkanı bir ilde, başbakan diğer bir vilayette.

Bunlar mikrofonu ellerine aldıklarında, Ulusal kanallar hepsi birden yayınlarını kesip onlara bağlanıyorlar.

Ordumuzun bir kısmı Suriye içlerinde bir taraftan PYD-YPG ile savaşırken diğer yandan DEAŞ terör örgütünün kalıntılarını temizlemekte. Mehmetçik orada ölüm kalım mücadelesi verirken, siyasiler oradaki vakaları iç politikaya döküp kendilerine siyasi malzeme çıkarıyorlar. Her gün her kongrede: “Bir gece ansızın gelebiliriz, Sabrımızı sınamayın” gibi sloganlarla kitleleri coşturuyorlar. Hâlbuki savaş taktiğidir bağıra çağıra bu işlerin yapılmayacağını onlarında bilmeleri gerekir ama yukarıda da değindiğim gibi, maksat iç politikaya malzeme çıksın, kitleler coşturulsun.

Kıbrıs barış harekâtını hatırlayanlar bilirler, Türk askeri Kıbrıs adasına çıkmadan evvel, dışişleri Bakanı Turan Güneş İngiltere’den: “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla savaş talimatını verdi.

Bütün bu milli meselelerin iç politikaya alet edilmesi, önümüzde üç seçim var Yerel seçimler, Milletvekili seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, Erdoğan için hayati önem taşıyor. Nasıl taşımasın ki… Düşünsenize bir defa kaybettiğini. Arkasında bir sürü haksızlıklar, yolsuzluklar ve hırsızlıklarla dolu yıllarını bırakıp ta gidecek. Ayrıca iç ve dış politikada yapılan hatalar ve Türkiye’nin bu günkü getirildiği konum belli.

Bu yüzden Erdoğan için BEKA sorunu var.

Bahçeli’yi derseniz; ideoloji partileri için iktidar şansı çok zor olmasına rağmen, MHP, tarihinde MC(milliyetçi cephe) dönemlerindeki koalisyon ortaklığını saymazsak, Bahçeli döneminde bir iki defa iktidar olma şansı yakaladı ama nedense iktidar olmayı istemedi. Üstelik bir önceki yazımda da belirttim, kendi partisinden çıkacak bir Cumhurbaşkanını da(Sadi Somuncuoğlu) istemedi.

Hâlbuki ülkücüler, ateş çemberinin içinden geçerek iktidara gelebilmek için birçok bedel ödeyip bu günlere geldiler. Siyaset, başarılı olma sanatıdır, başarabilen kalır, başaramayan gider.  Yıllar sonra dayanamayıp, Sayın Bahçelinin kendi seçtiği delegeleri bile genel başkan değişiminin şart olduğunu düşünerek olağanüstü kongre talebinde bulundular. Gemerek mahkemeleri ve hukukun katledildiği diğer mahkemeler olmak üzere gelinen sonuç hepimizce malum.

Hukukun katledildiği bir süreçte ülkücü ve MHP’li delege ve partililerden oluşan bir grup, çarelerin tükendiği en son aşamada partilileşme yoluna giderek Sayın Meral Akşener liderliğinde İYİ Partiyi kurarak Türk siyasetindeki yerlerini almış oldular. İyi Partiye gerek MHP içerisinden gerek yurttaşlar tarafından büyük bir ilgi duyulunca Bahçeli ve Erdoğan, çareler aramaya başladılar.

Birisi iktidar kanadında diğeri muhalefet kanadında Erdoğan ve Bahçeli yıllardır birbirlerine söylemediğini bırakmamışken, Erdoğan’ın hakaretlerinden Ülkücüler de nasiplerini almışken, birde baktık ki bu iki lider den “NURTOPU” gibi bir “Yerli ve Milli” bir ittifakımız olmuş.

Hâlbuki yerliliğin şifrelerini rahmetli Ziya Gökalp yıllar önceden vermiş:

“Evinin yemişi erikle elma

Komşunun bağından hurmayı alma!”

Şimdi sormak gerekir daha kuruluş aşamasında bir partinin programı ABD den yazılıp geliyorsa bunun yerliliğine inanmak ne kadar gerçekçi olur. Sürekli kendilerinden önceki yılların iktidarlarını karalayan kimisini hasta, kimisini güçsüz ve çömez olarak niteleyen bir iktidarın başını, yerli ve Milli olarak düşünmenin ne kadar abes olduğunu bilmeyen olurmu? Hâlbuki Türk Milliyetçiliği ve Türkçülüğe yapılan hakaretlerde henüz hafızalarımızda tazeliğini koruyorken kimse kusura bakmasın ama ülkücüler bu kadar da saf değil.

Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.