1. YAZARLAR

  2. Mehmet YILMAZ

  3. 28 ŞUBAT VE POSTMODERN İŞLER
Mehmet YILMAZ

Mehmet YILMAZ

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

28 ŞUBAT VE POSTMODERN İŞLER

A+A-

28 ŞUBAT VE POSTMODERN İŞLER

Önsöz: Kelimeler sünger gibidir, her şeyi çeker, her yöne çekilir…

Postmodern kavramı bizim siyaset edebiyatımıza, kültür “kazanımıza” MGK’nun yaptığı ünlü ses getiren “toplantı” ve bu toplantının “artçı depremleri” diyebileceğimiz gelişmeler ve konuşmalar sırasında, bununla ilgili olarak yapılan bir televizyon programında, “28 Şubat Programı”na yönelik bir generalin yaptığı tanımla girmiştir. Dahası, adeta bu “28 Şubat Programı” ile özdeşleşmiştir.

Postmodern nedir? En geniş anlamıyla, kurumlaşmış kural ve standartların (kanonların), kategorilerin, ayrımların ve sınırların bulanıklaşıp dağılmasına gönderme yapan, aslında mimari bir terimdir. Kelime/kavram, 1970’lerde başlamak üzere, modernizmi izleyen mimari tarz ve hareket olan “postmodern”den alınmıştır. Postmodern mimari, modernizmin kurallarını, geometrik düzenini ve sadeliğini reddetmekteydi. Modern yapıların net ve işlevsel bir plana sahip olması gerektiği düşünülürken, postmodern plan daha “karmaşık” ve daha eğlencelidir… Çeşitli zaman ve mekânlardan alınma, “farklı üsluplarla” beslenir… Bu “kaynaktan” gelişen postmodern, geleneksel standart, zıtlık, grup, sınır ve kimliklerin açıldığı, uzandığı ve parçalandığı bir dünyayı tasvir eder.

Kelimeler/kavramlar, “kapasitelerine” ve hayat içindeki gelişmelere göre zamanla başka kimlikler ve “ölçme” yetenekleri kazanır. Nitekim postmodern de böyle seyir arz etmiş bir kelime/kavramdır. Sanattan siyasete “terfi” eden postmodern, aslında, görünür kuralları günışığında net gibi görünse de, en derin ve gerçekten hayat bulduğu alan ekonomidir. Özellikle de ekonomik işleyişi bulanık olan memleketistanlarda… Bu tür memleketistanların “Kırk Haramileri”, postmodern yöntemlerle çaldıkları, kapıları sihirli kelimelerle açılıp kapanan mağaralara sığmayınca, “ne sihirdir ne keramet, laf cambazlığı marifet” yöntemleriyle, Roma’nın “saray mutfağı”ndan beslenen ahali türünün gözünde, sanki Bedir Savaşı’nın ganimeti gibi “helal kazanç” haline getirirler… Çünkü kaynağı ne olursa olsun, uşaklar gözünde, efendisi için iyi olan, onlar için de iyidir.

Sonsöz: Sinema seveler için, rahibe kılığında da olsa, Emanuella denilince akla daima orospu gelecektir.

Beğen

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.