Ümmet ve Ümmetçilik

                Kur’an ve İslam geleneğinde ümmet, din olarak Müslümanlığı kabul etmiş, insanların tamamını içine alan bir kavramdır. Bu kavramın içinde ırk, mezhep gibi farklılıklar yoktur.

                İslam ümmetindenim diyen birine ırkı, mezhebi, yaşadığı bölge sorulmaz. Varsa farklılıklar dile getirilmez, ayıplanmaz, horlanmaz, aşağılanmaz. Tam tersi herkes birbirini sahiplenir.

                Ümmetçilik, yakın bir zamanda (19.yy) ortaya çıkmış genelde siyasi birlik ve güç oluşturma amacıyla Müslüman ülkelerin idarecileri tarafından ortaya atılmış bir terimdir. Müslümanların, Müslüman olmayanlara karşı birlik oluşturma, genelde savaş zamanında beraber hareket etme amacıyla siyasi bir yapılanmadır.

                Osmanlının son dönemlerinde 2.Abdulhamit batı Hristiyan birlikteliğine, emperyalizmine karşı İslam alemini; halifelik sıfatını da kullanarak kendi etrafında toplanmaya, yardıma, savaşmaya davet etmiştir.

                İslamcılık, ümmetçilik anlamında kullanılmakla beraber, ümmetçilikten farklıdır. Ümmetçi, siyasi akımlara, İslam’ın hayatın her alanında nasıl uygulanması gerektiği hakkında bilgi üreten, veren, görüş bildiren, siyasi sistemleri etkilemek amacı güden; dini ideolojik hareketlerdir.

                Bu konuyu yazmamın sebebi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partilileriyle yaptığı 32. istişare toplantısında, ikinci açılım ile ilgili yaptığı konuşmada sapla samanı karıştırmış olmasındandır.

                Erdoğan Kızılcahamam’da partililerine yaptığı konuşmada, Türk-Kürt-Arap 85 milyon karışmıştır. Türkler ve Müslümanlar Malazgirt, Çanakkale, İstiklal Savaşlarına; beraber katılmışlardır. Türk-Kürt-Arap ittifak yaptığında, Adriyatik’ten Çin Seddine uzanmışlardır. (Bildiğim kadarıyla Kürtler, Malazgirt savaşından sonra Kuzey-Batı İran’dan, Mezopotamya’dan Güney ve Doğu Anadolu’ya yerleşmişlerdir. Malazgirt Savaşında Kürt’te Arap’ta yoktur.) Erdoğan devamla sık sık Türk-Kürt- Arap ittifakından söz etti. Birlikte olduğumuzda kazanç, ayrıldığımızda kayıp etmişiz dedi. (Osmanlı ve T.C döneminde hiç Kürt isyanı olmamış, Araplar İngilizlerle iş birliği yaparak Osmanlıyı arakadan vurmamışlar gibi.) Sürekli Kürt-Arap-Türk’ten söz ederken, arada Alevi kardeşlerimiz de dedi.

                Kur’an’da ümmet ile ilgili 44 ayet vardır. Her ümmete peygamber gönderildiğinden söz edilir. Bir toplum hangi peygambere inanıyorsa o peygamberin ümmeti sayılır. Bu açıdan Müslümanlara “Muhammed Ümmeti de” denir. İsa Ümmeti, Musa Ümmeti gibi. Bu açıdan baktığımızda Türkiye dışında yaşayan bütün Müslümanlar da, İslam Ümmetindendir. Ümmetin birliğinden söz edilirken, bütün Müslümanların birlikteliği akla gelmelidir. Ümmet kavramı içinde Türk-Kürt-Arap yoktur. Acem, Malezyalı, Alman, Fransız vs de yoktur. Sadece Müslüman olma vardır.

                Kur’an da ümmetten söz edilen ayetlerin hiçbirinde ırktan söz edilmez.

                Türk Milleti derken ümmetten, Ümmetten söz ederken, Türk-Kürt-Arap- Alevi demesi tam bir kavram karışıklığının ifadesidir. Bu vurgu birleştirme değil, ayrıştırmadır.

                Milliyetçi veya milletçi yaklaşımla Türk milleti derken, bu milleti oluşturan ırklardan halklardan bahsetmek birlik değil ayrıştırma istiyorsun demektir.

                Türk, Türk milletinin Türk’ü

                Kürt, Türk milletinin Kürt’ü

                Arap, Türk milletinin Arap’ıdır.

                Ayrıca Çerkez, Gürcü, Boşnak, Abaza, Laz Kıpti diye söylenmek; millet kavramı için de ırk kavramı için de yanlıştır.

                Hele Anayasa ve yasalarımız bu kavramları kullanmaktan tamamen kaçınmışken; Erdoğan’ın ısrarla Kürt-Türk- Arap-Alevi vurgusunu ümmet birliği için yaptığını söylemesi, bu durumu eleştirenleri gafil olarak nitelemesi, ümmet ve millet kavramının anlamadığının göstergesidir.

                Yazımın başında da belirttiğim gibi ümmet kavramında sadece inanç vardır, ırk yoktur. Irklardan söz ederek aynı inanç mensuplarını farklı göstermek, ümmet birliğini istemek değil, ayrıştırmayı ayırmayı istemektir.

                Ümmetçilik inanç birliği veya birlik diyorsan; artık ırklardan üstüne basa basa Türk-Kürt- Arap vs. demeyeceksin.

                Sonra Türkiye’de kendini Türk hissetmeyen Arap-Kürt dışında birçok etnisite vardır. Bunlardan söz edilmemesi kendini Kürt-Arap hisseden topluluklara ayrıcalık verileceği, onlar içim özel statüler getirileceğinin ifadesinden başka bir şey değildir.

                Cumhuriyetin kuruluşundaki temel yapı olan ÜNİTER YAPININ direkleri çatlatılmak ve yıkılmak istenmektedir.

                Benim “Terörsüz Türkiye” sürecinden anladığım bu.

                Nurettin Bölük 08.09.2025