1. YAZARLAR

  2. Sedat KAÇAMAK

  3. Sevgi ve akıl korkuyu yener...
Sedat KAÇAMAK

Sedat KAÇAMAK

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Sevgi ve akıl korkuyu yener...

A+A-

Sayın Devlet Bahçeli "Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı yüzde 52 oy almazsa cumhur başkanlığı hükümet sistemi tartışmaya açılır" dedi.

Demokrasinin kuralları, sistemleri, ilk demokrasi belgesi olarak kabul edilen büyük antlaşma Magna Carta'dan bu yana 800 yıldır insanlık imbiğinden damıtılarak insanlık onuruna uygun kurallar haline geldi. Ülkenin bütün kaderini belirleyecek sistem, hukukçu olmayan iki genel başkanın yarım saatlik toplantısında belirlenemez.

Cumhur başkanlığı, parlamenter sistemde yürütmenin yasamanın ve yargının üstünde sembolik temsil yetkisi olan bu üç kuvvetin uyumunu gözeten sorumluluğu olmayan siyaset üstü bir kurumdur. Başkanlık sisteminde ise başkan sadece yürütmenin başıdır. Bütün sorumluluk onundur. Dolayısı ile eleştirilere sonuna kadar açıktır. Bizim sistemde nasıl? Cumhurbaşkanı muhalefeti eleştirirken, azarlarken partisinin genel başkanı ama bu insanlar ona cevap verirken dokunulmazlığı olan cumhurbaşkanı. Bu izah edilebilir bir durum değil.

Bir sistem düşünün kaç tane bakanlığı olacağı belli değil. On mu, onbeş mi, otuz mu cumhurbaşkanının keyfine kalmış. Cumhurbaşkanı yardımcısı kaç tane? Üç, beş, onbeş belli değil sınırı yok. Danışman kaç tane atanabilir?Yirmi, otuz, ya da kırk! Danışman olabilmek için kriter var mı? Oğlu, kızı, eniştesi danışman olabilir mi? Danışman olmak için okuma yazma bilmek gerekli mi? Belli değil, maaşları belli değil. Bunlara benzer sayısız belirsizlikler var. Bu kadar belirsizliklerin olduğu bir sistem olur mu? Böyle bir sistemle beka sağlanır mı?

Kürt kökenli vatandaşlarımız iktidara oy verirse 'Kürt kardeşlerimiz' oluyor yook muhalefete oy verirse terörist! HDP'li milletvekillerinin kişiliklerine bi sözüm yok. (Hele basından tanıdığım Mithat Sancar, Ahmet Şık, Sırrı Süreyya Önder gibi isimlerin terör örgütünü desteklediği için şöhret için para için orada milletvekili olduğunu kimse söyleyemez. Nedir amaçları? 35 Yıldır kanayan yara var acaba bir şeyler yapa bilir miyiz ama onların düşündüklerinin tam tersi oluyor. Terör örgütü o isimlerle içeride ve dışarıda prestij kazanıyor terör biteceğine güç kazanıyor.)

Evet HDP'li vekillerin kişiliklerine sözüm yok. Ama dünyanın hiçbir yerinde belediye başkanı listelerini, milletvekili listelerini terör örgütlerinin yaptığı partileri seçimlere sokmazlar. Değil Avrupa Birliği galaksi birliği baskı yapsa sokmazlar. Ne zamana kadar? Ta ki terör örgütü silah bırakıp şiddetten vazgeçinceye kadar. O zaman suça bulaşmamış herkes siyaset yapabilir. Peki terörle ilişkisi olan partilerin seçime girmesini kim engelleyeçek? Hadi partiyi geçelim teröre bulaşmış kişilerin seçimlere girmesini kim engelleyecek? Tabii ki iktidar. Seçimlere girmesini izin vereceksin, Cumhuriyet savcılıklarından temiz kağıdı vereceksin, seçimlere girmesinde mahsur yok diyeceksin. Sonra da bu insanlara terörist diyeceksin. Bu da dünyanın hiç bir yerinde olmaz olamaz. İçişleri Bakanı da olsan diyemezsin parti başkanı da olsan diyemezsin, cumhurbaşkanı da olsan diyemezsin. Bu ne akla, ne vicdana  ne de hukuka sığmaz.

Toplam 17 milyon oy almış 'millet ittifakı' partilerine, çoluğu çocuğu ile 40 milyon vatandaşına 'illet, zillet' diyerek hakaret etme, zaman zaman tehdit etme hangi haleti ruhiyenin dışa vurumudur? Bu iki genel başkan bu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini beraber icat ettikleri için vatandaşlara hakaret etme hakları mı var? Bu hakaret sınırı nereye kadar? Kaç kişiye kadar hakaret etme hakları var? İllet zillet'in dışında şeyler söyleme hakları var mı? Bu hakaretlerin bir sınırı var mı? Sınırı aşarlarsa hangi makam uyarı yapacak? 'Sayın Cumhurbaşkanım hakaret etme sınırını aştınız, lütfen başka hakaret etmeyin' diyebilecek biri çıkabilir mi? Çıkarsa o makamda kalabilir mi?

Şimdiye kadar gördüklerimiz bile bu sistemin bünyemize uymadığını kanıtlıyor. Kaldı ki yerel seçimler olduğu için dokuz aydır 'cumhurbaşkanlığı hükümeti' filminin sadece fragmanını izliyoruz. Fragmanda bile filmin ne kadar zararlı bir korku filmi olduğu apaçık ortada. Öyle bir korku filmi ki akıl sağlığımıza, ruh sağlığımıza geleceğimize zarar verecek. Gerçek film seçimlerden sonra başlayacak. Gerçek film başlamadan senaryosunu değiştirebilir, korkunun yerine sevgiyi, aklı, barışı ve kardeşliği koyabiliriz. Bunun ilk adımı yerel seçimlerde iktidara sarı kart göstermektir. Dünyada eşi benzeri olmayan bu sistemden kurtulmalıyız.

Hayatta bütün tecrübeler göstermiştir ki sevgi ve akıl korkuyu yener...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum