Hemen hemen hepimize geçmiş yaşlarda büyüklerimizin söylediği nasihatlardan sadece birisi. Ama Türk toplumu olarak maalesef paramızın değerini bilmiyoruz. Çünkü tükettikçe daha fazlasını tüketmeye bizi ön ayak eden bir sistemin popüler kültürün  etkisindeyiz. Özellikle genç yaşlardan başlayan ve son 25 yılda tüm yaş gruplarını kapsayan bu yapay kültür bütün hayatımızı alt-üst etmekte.

Yönetim kadrolarından, iktidardan (Ankara'daki abilerden) başlayaraktan bir virüs gibi bizi saran bu illet sorun pek tabiki de paramızın değerini düşürmekte. Her şeyin hazır durumda olduğu üretimin pek olmadığı bir ülke haline geldiğimiz için ekonomik olarak da periyodik olarak sorunlar yaşıyoruz.

Bunun yanına adaletli gelir dağılımının olmadığı yerde adaletli vergi reformu da olmadığı için günden güne hem maddi hem manevi olarak çöküyoruz. Eğer bir mahalle marketi, benzin istasyonu işletmesinden daha çok vergi veriyorsa sorun büyük demektir. Millet olarak verilen vergilerin yerine ulaştığına, inanmadığımız için çoğu insanımız vergi kanunu ile barışık değil. Herkes muhasebecisi mali müşaviri ile beraber nasıl daha az vergi veririmin derdine düşmüş durumda. Peki kazandığımız paralar ile ne yapıyoruz ya da yapmaya çalışıyoruz. Eğer kiracı iseniz bir ev alma derdine oradan araba ve daha sonra lüks tüketim mallarıyla hayatımız boyu kazandığımız parayı ölü yatırım olarak harcamaya yöneliyoruz. Öncelikle dürüst siyasi kadrolar ve iktidarlar ile parayı kullanmayı öğrenmeliyiz. Çok mu zor kesinlikle hayır. Eğer Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu yıllardaki  iktisadi kalkınma planlarını bugüne uyarladığında çok kısa sürede iktisadi olarak dünyanın en büyük ülkelerinden biri olur. Ama balık baştan kokar. Ne yapıyoruz? Yeni Boeing özel uçaklar, makam araçları vs'ler alıyoruz. Zaten popüler kültürün etkisinde olan halk bunları görerekten popüler kültüre kendini teslim ediyor üretmiyor kolay para kazandıran işlere yöneliyor...(Otoparkçılık, emlakçılık, komisyonculuk, döviz yatırımı, basit ek işler vs.).

Örneğin çoğumuzun sokaktaki,kahvehanedeki, yüz yüze şahit olduğumuz ''Ooo herkeste cep telefonu, araba biz rahat milletiz'' muhabbeti bizleri daha da tembelleştiriyor.

Otoyolu,köprüyü,ölü yatırımı bırakın. İktisatçılar bunu iyi bilir ''İktisadi problem diye bir şey yoktur... Sadece hakkından fazlasını yiyenler vardır...'' Önce insana yatırım yaparak  nesillere güzel gelecek bırakın. İnsanların kendi öz benliği ile geleneksel kültürünü modernizm ile birleştirerek insanları popüler kültürün zararlarından koruyun.İnsana yapılan yatırım insan fani olsa da ölü yatırım değildir...

Paramızın ve insanımızın  değerini bilmek insana yatırım yapmak bırakın siyasi lider ya da lider olmayı vatandaş olarak boynumuzun borcudur...!!!