1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. MS hastalığının ''Allah'ın gönderdiği iddiası''
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

MS hastalığının ''Allah'ın gönderdiği iddiası''

A+A-

Konya’daki Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsnü Çaksen’in yazdığı bir Bilimsel Makalesinde, ‘’Bilimsel olmasa da MS hastalığının sebebinin Allah’tan gelen ödül, ceza ya da sınav olduğuna inanıyoruz.’’ Görüşleri sosyal medyada epeyce tartışma yaratmıştır.

Sosyal medyada makalenin bir bölümü mıknatısla çekilmiş ön ve arkası hiç dikkate alınmamıştır. Halihazırda tedavisi yapılamayan bir hastalık olduğu için, sebep olağandışı güçlere, yaratıcıya bağlanmıştır.

Makalenin bütününe baktığımızda Çaksen, Güney Amerika’da gerçekleştirilen bir çalışmada MS hastalarının İncil’e dayanarak yaptıkları düşüncelerini yazdığını belirtilmiştir.

Bu düşünceler, Güney Amerika’da olduğu gibi pek çok kültürde vardır. Bireyler yakalandıkları hastalıkları, ‘’Kader, Allah’ın iradesi, Allah’ın hediyesi, Allah’ın imtihanı, Allah’ın cezası, nazar, sihir, cinlerin ele geçirmesi, yanlış yapılan şeylerin bedelinin ödenmesi, aileye itaatsizlik, günahkâr eylemler gibi olağanüstü gerekçelerle’’ açıklandığına dikkat çekilmiştir.

Ve bu MS hastaları hastalıklarının, geçmişte yaptıkları yanlışlara karşı bir ceza, engelli olmalarını Allah’ın veya manevi bir gücün verdiğini veya onların azaltabileceğini, Allah’a ve manevi güce bu yüzden şükrettiklerini ifade etmişlerdir.

Ben bilimsel bir dergide yayınlanan bir makale üzerinden art niyetle koparılan fırtınanın yeni olmadığını, bizim kültürümüzde de hastalık sebebi olarak bu yargıların, düşüncelerin olduğunu yaşayan bir olarak görüyorum.

Çoğumuz hasta olduğumuzda ‘’Allah’tan geldi, ne yapalım? Çekeceğiz.’’ İfadelerini kullanır. Sanki Allah’ın yarattıklarına garezi var, onlara hastalık vererek cezalandırıyor.

İnsanların, toplumların, bütün canlıların iyiliğini, iyi yaşamasını isteyen Allah, yasakladığı kötülükleri yarattıklarına verecek! Bu düşünceler Allah’ın ne ilim sıfatıyla ne irade sıfatıyla ne de yaratma sıfatıyla bağdaşmaz. Bunlar Allah’a iftiradır, bühtandır, Allah’ın indirdiği Kur’an’da da yeri yoktur.

Allah kâinatı ve içindekileri bir ölçü üzerine yaratmıştır. Bu ölçü içerisinde hastalıklar, hastalık yapan amiller vardır. Organlarımız yorulacak, eskiyecektir. Tamir ve tedavi için hastaneye, doktora gitmek veya gitmemek bizim elimizdedir. Tedavi için çalışırsak zamanı gelince ölürüz, çalışmazsak ecelimiz gelmeden ölürüz.

Herkes için yaratılmış olan hastalık sebeplerini bazılarımız kendi iradesiyle alır ve hasta olur. Bazılarımız almaz hasta olmaz. Akciğer kanserinin ana sebebinin sigara olduğu biliniyorken, kişi içmeye devam ediyor ve kanser oluyorsa, Allah’tan geldi demesi Allah’a iftiradır. Şeker hastası olan birinin şekerli yiyeceklerde ısrar etmesi, bir yerde Allah’a itaatsizliktir. Allah’ın verdiği emaneti korumamaktır. Allah, kişinin kendine verdiği eziyetten hoşnut değildir. Ve kişi aynı zamanda günahkâr olur.

İntihar eden biri hem katil hem de maktuldür. Kendi canına kıyan, başkasının canına kıyan muamelesi görecektir, Hesap Gününde. Allah, yarattığı kulunu bu kadar korurken, ona özellikle hastalık vermez. Sebebi başka yerlerde arayın.

Her Cuma namazında okunan Nahl suresi 90. ayeti de mi hiç duymazsınız? "Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği, yakınlara bakmayı emrediyor. Her türlü hayasızlığı, fenalığı yasaklıyor. Tutasınız diye size öğüt veriyor."

Şüphesiz adaleti ve iyiliği isteyen Allah, adaletten şaşarak kimimize hastalık verecek, kimimize vermeyecek. Bazılarımıza iyilik verecek, bazılarımıza vermeyecek. Allah’a inanıyorsak, Allah dediğinden şaşmaz. İnanıyor, güvenmiyorsak, söylediklerini inkâr ediyorsak yapacak bir şey yok. Hesap günü hüküm Allah’ın. Karşılığının neler olacağını ayetler gayet açık ve net söylüyor.

Allah’ın en çok korunmasını istediği akıl, can, mal ve nesildir. Ayetlerdeki cezalar esasta bunların korunmasına yöneliktir. Bunların korunması temelde insanın sağlıklı olmasından geçer.

Kısaca, Allah hastalık ve sebeplerini yaratmıştır. Bu yaratılma verme anlamına gelmez. Allah’ın en çok hastalık çeken kullarından biri Hz. Eyüp Peygamberdir. Allah, Peygamberini hastalıkla sınar mı? Burada büyük bir örneklik vardır. Bu örneklik de peygamberlerin de bizim gibi bir kul olduğu, uzun ve ölümcül hastalıklara yakalanabileceği, hayatın içinde herkes için hastalıkların olduğunun yanında; sabırla mücadele etme örnekliliği vardır.

Şu an MS hastaları tam tedavi edilememektedir. Bu hiç olmayacağı anlamı taşımaz. İlimin yapacağı suçu atma yerine araştırıp çare aramak olmalıdır. Bugün kimse çiçek hastalığını "Allah verdi" demiyor. Nezle, grip, Korona hastalığını "Allah verdi" demiyor. Virüsten söz ediliyor. Diğer hastalıklar da öyle. MS, gen hastalığı ise, evlilikler başlamadan gen uyuşmazlığı için tedbir alınmalı. Veya ne gerekiyorsa.

Burada kader konusuna girmeyeceğim. Allah’ın bütün varlık ve olayları vuku bulmadan önce bilmesi, (kader) O’nun yaptırdığı anlamına gelmez. Allah insanlara akıl, irade, vicdan vermiş. Ki olayları değerlendirsin diye. Yoksa kimse suçlu olmaz. Levh-i Mahfuz’daki yazılanlar da değişmez değildir.

Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır; Ana Kitap O’nun katındadır. (Rad suresi 39.ayet)

Selam ve dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.