1. YAZARLAR

  2. Neşe DİLEKÇİOĞLU

  3. Hayat eve sığar,  ya ücretsiz izinler?
Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

Hayat eve sığar,  ya ücretsiz izinler?

A+A-

Son zamanlarda anketler de  değişikliğe uğradı. 

Yeni yapılan anketler siyasetin gölgesinden çıkarak, hayatta kalabilirsek, daha sonra üstüne bizde bedeli ölçüsünde katkı sunarız mantığı ile halka dünyayı sarsan koronavirüsden nasıl etkilendiniz, nasıl görüyorsunuz, nasıl korunuyorsunuz, korkuyor musunuz sorularını yöneltmişler.

İlginç bir şekilde dünyanın korkulu rüyası olmuş paniklerini çoğaltmış bu virüs, bizi korkutmuyor. Avrupalı'nın yanında Türk insanı bu KORona virüsünden korkmuyor, hayret.

Neden peki?

İkide bir televizyona çıkarak hijyeni anlatan, el yıkama ve maske takma profesörleri "Aşısı yok, ilacı henüz bulunmadı, elimizde kitlerimiz de az" dediler mi, demediler mi? 

Dediler.

Bunu duyan halk "Virüs ne ki?", yapılan anketlerde en çok ekonominin kendilerini olumsuz etkilediğini, geçinememe problemlerinin, var olan mevcut koronavirüsten daha fazla etkilendiklerini ve de korktuklarını ifade ettiler.

Yani an itibariyle panikledikleri tek şey işsiz kalmak, ailelerine bakamamak!

Öyle ya, işsizlikten bunalan vatandaşlarımız hayatlarına kendi elleriyle son vererek koronavirüsten daha çok parasızlıktan, yoksulluktan ve de geçinememekten korktuklarını ispat ettiler.

Kaderciliğe, ellerindeki ile yetinmeye cennet vaad eden, her ramazan kasasını, kesesini dolduran "Hatmedenoğlu" sayesinde alışan toplum, koronavirüsü kader olarak görerek, toplu olarak arada mesafe bırakmadan hocalarının kıçı sıra hep bir ağızdan virüs duasına çıktılar.

Ne ücret ödediler virüsten korunma muskalarına, onu bilemem tabii.

Sanırım maske yerine koronavirüs için okunmuş özel muskalarını taktılar!

Kaderciliğe alıştırılmış toplum, başlarına gelenin Allah'la aldatanlar olduğunu kavrayabilirler mi?

Ne yaptı sıcak ve güzel havayı gören 65 yaş üzeri vatandaşım?

"Bize bir şey olmaz" dediler ağzında maskeyle soru soran muhabirin mikrofonuna. 

"Amcacığım size dışarı çıkma yasağı var, neden dışarıdasınız?"

"Ne yasağı oğlum, havaya bak bu hava kaçar mı?"

"Virüs mirüs yok, o yalan, biz duamızı ederiz bize dokunmaz"

"Dışarı çıkmayalım da darbe mi yapsınlar? Yok öyle yağma"

"Oğlum şu yanaklarıma bak, kan damlıyor! Ben sağlıklıyım benim ruh yaşım ayrıca 30!"

Bu arada saçını siyaha boyayanlar şanslı, yaşlarını göstermeden aradan kaynayıp park ve bahçelerde geziyorlardır.

Nüfus müdürlüklerine yaş küçültmek için de müracaatlar vardır bu durumda eminim.

Hele bir de amca, teyze, maşallah yav, sen hiç yaşını göstermiyorsun dedilerse.

Ama şöyle bir gerçek var ki bilinçsiz toplum istemişlerdi, şimdi başlarına bela oldular.

"Dışarı çıkmayın kendi selâmetiniz açısından" diyorlar, dışarı çıkma yasağı getiriyorlar, hiç bir şey durduramıyor bu virüs için duayı muskayı bilimle doktorlara tercih eden kesimi.

Bu sosyolojik durumu bir kenara bırakıp, bilimden yana duruş gösterenler de tüm dünyadaki gibi yetkili ağızlardan virüsün yayılma hızını, hangi bölgelerde yaygınlaştığını, Devlet hastahanelerinin bakım ünitelerinin, kitlerin yeterli olup olmadığı ile ilgili, doğru bilgiye ulaşmak istiyorlar.

Avrupa ülkeleri halkından saklamadan gerçeği ifade ederlerken, ki; İtalya'da bir belediye başkanı halkı duyarsızlıklarından ötürü bağırarak uyarıyordu.

Neyse sayın Bakanın o yumuşak üslubu, gözlerinin kan çanağı gibi kıpkırmızı oluşu halkın üzerinde etki yaptı ve herkes tarafından sevildi.

Çocuklara uyku saati  programı gibi, gece çıkış saatini bekledik dört gözle sayın Bakan'ın.

İlk zamanlar kontrol altına aldıklarını, giriş çıkışların tamamen kapatıldığını, önlemini aldıkların, şimdilik 2 kişide rastlandığını söyleyince derin bir ohhh çektik.

Dürüstlüğüne inandık bu hipokrat yemini etmiş Doktor kökenli Bakanın.

Giderek sıkıntılı süreç baş gösterince, oluşturduğu bilim kurulu sanırım yalnız yaşlılar değil, dışarı çıkma yasağının kapsamını genişletmek gerekliliğini bildirdiler sayın Bakana.

Ancak televizyonlardan patronlara koronavirüsün bile kârlarına dokunamayacağını esprili bir üslupla "hadi neşen yerine geldi Kaleciklioğlu" diyerek ve gülümseyerek açıkladı Başgan onu tebessümle dinleyen patronlar kulübüne.

Bu da sanırım ülkenin içtimai durumunu düzene sokan "Ekonomi kalkanı harekatı" idi.

Genellikle ülkenin başına hep bunlar kalkan olurlar.

İndiklerini görmedik henüz, gözleri doymuyor bunların.

Dünya onların olsa da kazanma hırslarına kefen bile yetişemiyor kefenlerinden de kâr etmek ister bunlar.
Öyle ki şu birbirimizle yardımlaşarak  el birliği ile koronavirüsü evde kalarak yenelim, dışarı çıkmayalım dedik, bundan, yaşam kaygılarımızdan bile kâr elde ettiler.

İşçilerinin ellerinden imza aldılar korkutarak, ücretsiz izne çıkardılar.

Kâr gözlerini bürümüş anamızı öpenlerin. 

Böyle olunca Tröstleşen  patronların  isteği oldu.

Paketten patronlara destek çıktı.

Evde ücretsiz izinle  oturanlara tabirimi bağışlayın ama anladığımız şekliyle üçün biri kaldı.

Parası olanlar acımasızca marketleri yağmalarken, maaşsız beş parasız evde oturanlar taş kaynatıp yediler.

Sosyal Devlet patronu kolladı.

Bize kolonya ve dua kaldı.

Aramıza mesafe koyacağız bunlarla bizde.

Üstelik iki metre de olmayacak bu sosyal mesafe.

Halkını düşünmeyenlerin sosyal devlet anlayışı gibi bir düşüncesi, kaygısı olur mu?

Ne kadar ölürsek o kadar iyi.

Bakanın şifreli konuşmasından anladığım; "Hiç biriniz dışarı çıkmayın, önleminizi alın, bu iş Türkiyeye yayıldı, kendi ohalinizi kendiniz yaratın, ben yapamıyorum, elimden gelen bu kadar, gençler taşıyıcısınız, hayatınızı yavaşlatın, risk ortamına girmeyin, riski eve taşımayın, evde kalın, evde kendiniz pişirin, kendiniz yiyin. Ama yaşayın" diyerek sokağa çıkma yasağını kapalı olarak ifade etti.

Ancak ne yiyecek bu halk?

Patrona iflas etmesin diye önlem var da, halka faiz indirimli konut kredisi vaadi, yaşlılara dua ve kolonya yardımı. (Her eve bir imam)

Bu yeniyor mu?

Evi mi yiyeceğiz yahu faizsiz.

"Herkes kendi kesesinden yesiiin içsiiin saltanıtım var beniiim" 

Bu Silifke türküsünü hep bir ağızdan söyleyin evdekileeer.

Damadın açıkladığı ekonomi paketini de bir şey çıkmadı.

Çıktıysa da ağzında geveleyerek söyledi zaten kendisi de anlamıyor.

Ekönömik olarak söylediklerini bence baş ağrınıza iyi gelir dostlar.

HAPın, YAPIN, YUTIN.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.