1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Atalarından gördüğü…
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Atalarından gördüğü…

A+A-

Muğla’nın bir beldesiymiş, hadi adını vermeyeyim. Muğla ülkemizin aydınlık yüzünde yer alan yüz akımız, her karışından binlerce yıl öncesinin uygarlık kalıntıları adeta fışkıran topraklarımız… Bu beldede festival başlamış: Boğa güreşleri yapılacakmış.

Belediye başkanı Televizyon kamerasının içine girecek gibi büyük bir iştiha ile ve sevinç içinde “Atalarımızdan ne gördüysek onu yapıyoruz” diyor. Şimdi bu arkadaş övüncünü mü dile getiriyor, yoksa utancını mı? Hadi çıkın içinden şimdi.

Günümüzden yüzlerce yıl önce bu beldede atalar boğa güreştirirlermiş. Şimdi onların sonra gelenleri de tıpkı o günlerde olduğu gibi onların bıraktığı noktada imişler. İyi ama, kardeşim o zaman boğa vardı, güreştiriyorlardı. Şimdi devir değişmedi mi?

Bak, Habeşli Bilal “Kızgın güneş altında yüksekçe bir yere çıkıp da ezan okuyacağım, hem de sesimi uzaklara duyuracağım” diye halsiz kalırmış. Şimdilerde imam efendi yattığı yerden başının ucunda kurulu makinenin düğmesine basıyor. Mübarek ezan-ı Muhammedi dağlara taşlara kadar uzanıyor. Makine tutukluk yapmadığı, ya da ezanın yarısında ışıklar kesilmediği sürece dişe dokunur bir kusur da ortaya çıkmıyor.

Sen niye atalarına saplanıp kalıyorsun? Şöyle içinde bulunduğun çağa bir bakıversen… insanlar dillerini temizlediler. Artık doğru dürüst inanlar küfürlü konuşmuyorlar. Farkına vardılar ki, dinimizin temel kitabında Kuran-ı Kerim’de domuz eti yemenin yasak edildiği gibi kötü sözlerle konuşmayı da yasaklayan hükümler var.

Eğer Kuran üzerine değerlendireceksen bu böyle. Yok eğer insanlık açısından bakacak olursan insanlar zaten konuştuklarında sözlerinin arasına çirkin sözler serpiştirmiyorlar. Sonra dedikodudan ve gıybetten uzak durmayı kendine ilke edinebilsen.

Otuz yıl önce ekmeğimi aramak üzere Danimarka’ya gitmişim. Ertesi yıl Hayruş’um bir gün Ilgaz’a gelmiş, benim yanıma gelmek üzere işlemler konusuyla uğraşıyor. O sırada bizim Kıyısın’dan bir “Müslüman” akrabamız yaklaşıyor:

“Ah dayısının bilsen ne kadar üzüldüm, kahroldum…”

“Hayrola dayı…”

“Zeynel seni de çocukları da bırakıp Avrupa’ya kaçmış dediler kızım…”

Yirmi yıl boyunca haberleşmediğim, görüşmediğim köyümde benim hakkımda çıkarılan söylentiye bakınız… Ben ki, Allah şahit Danimarka’ya ayak bastığımdan başlayarak

Hayruş’um ve o günlerde henüz bekâr olan kızım Beyhan Kopenhag’a yanıma gelinceye kadar günde en az üç kez onları telefonla aradım. Komşuya gitmişlerde komşudan aradım hal hatır sordum. “Sabret hayatım…” dedim.

Ve sonunda geldiler…

Demem o ki, ben geleceğimin sevdasındayım… İşte böyle atalarının izinden hiç mi hiç ayrılmayan kimileri de beni neyimin sevdasında sanıyorlar… Konuyu dağıttım mı? Can sıkıcı olmaya başladım mı? Kusura bakmayınız, biraz biraz uyanabilir miyiz, diye yazıyorum ben bunları… Yoksa çok çok ilgi çekecek masallarım da var.

Evet ne boşa güreştirirken diyordu arkadaş?

İyi ama onlar boğa güreştirme düzeyinde iseler sen uygarlıkta bir adım ileri gidecek bir gelişmeye imza atsan olmaz mı? En azından hayvanlara eziyet etmekten uzaklaşmak gibi bir erdemin sahibi olabilme düzeyine yükselsen?

Ben öteden beri hayvanların dövüştürülmesine, güreştirilmesine, yarıştırılmasına karşıyım. İnsanların en zayıf tarafı bence bu. Epey zaman önce avcılığın insanlık dışı bir heves olduğunu öne sürmüştüm. Yazımı okuyan kendisine önem verdiğim bir arkadaşım “Aman arkadaş ben avcılığı çok seviyorum” demişti de ben onun hatırı için bu konuda gerçek düşüncemi söylemekten geri durmuştum.

Bu kez bu yazımı göremeyeceğini umarak görüşümü dillendireyim. Bir ceylan elli metre ileride yavrusu ile oynaşıyor. Onu emziriyor, yüzünü gözünü yalıyor. Tam o sırada avcı biraderim tüfeğini ateşliyor. Ceylan devriliyor. Yavru ne olduğunu anlayamıyor. O sırada çalının arkasından doğrulan avcılar birbirini kutluyor ve biri diyor ki: “Allahım bana da böyle bir av kısmet et, ne olur?”

Ben de diyorum ki, “Allahım, bunlar senin insan kulların ise beni insanlığın dışına çıkar, ne olur.”

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.