1. YAZARLAR

  2. Prof. Atila BİTİGEN

  3. Yolsuzluğun sosyal analizi -İbn-i Haldun asabiye kavramı ile
Prof. Atila BİTİGEN

Prof. Atila BİTİGEN

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Yolsuzluğun sosyal analizi -İbn-i Haldun asabiye kavramı ile

A+A-

Yolsuzluk kavramı, son dönemde gündemi en çok meşgul eden kavramlardan birisi. TDK’ye göre tanımı “bir görevi, bir yetkiyi kötüye kullanma, yasaya, kurala, yönteme aykırı iş yapma.” Yani usulsüzlük. Eski bir problem olan yolsuzluk, Hindistan’da M.Ö. 4. yüzyılda kamu yönetimi üzerine yazılmış olan Kau-tiliya’nın Arthasastra isimli eserine kadar uzanmaktadır. Nasıl ki dilin ucundaki balın veya zehrin tadını almamak imkânsızdır, bir kamu görevlisinin de yemek yememesi -en azından kralın gelirlerinden bir kısmını- imkânsızdır. Suda hareket eden balıkların suyu yutup yutmadığını bilemeyeceğimiz gibi, devlet görevinde çalışan kamu görevlilerinin kendileri için para ayırıp ayırmadığını bilemeyiz. Eserin devamında Kau-tiliya, malı zimmete geçirmenin 40 yolu olduğunu belirtmekte ve bu yolları sıralamaya devam etmektedir (Bardhan, 1997: 1320).Dolayısıyla yolsuzluk problemi; ülkelerin tarihsel, sosyolojik, kültürel boyutuyla geniş bir çerçevede incelenmelidir. Sosyolojinin babası olarak bilinen doğulu büyük düşünür mütefekkir İbn-i Haldun asabiye kavramı ile doğu toplumlarında yolsuzluğun toplumsal analizini yapmaya çalışacağız.

Yolsuzluk; ülkelerin sosyal ve kültürel tarihine, siyasi ve ekonomik gelişimine, bürokratik geleneklerine ve politik kökenlerine dayanmaktadır. Bir toplumun böylesi bir yolsuzluk sarmalından kaçınmasının tek yolu, yolsuzluk yapana hesap soracak bir takım görevliler olabilmesi ve toplumun geri kalanın da bu görevlilere destek vermesidir. En az bunun kadar önemli olansa, toplumun refahı yerine aile bağlarının önemli olduğu kabilelere bölünmüş toplumlarda sıkça rastlandığı gibi devran dönünce yolsuzluğu cezalandıranların cezalandırılmamasıdır.

Peki yolsuzluğun İbn-i Haldun ile ilgisi ne? Tunuslu bilgin, İbn-i Haldun’un ‘asabiyet’ kavramını hatırlatıyor. İslam Ansiklopedisi’nde ‘asabiyet’, "aynı soydan gelenlerin veya bir başka sebeple aralarında yakınlık bulunanların muhaliflerine karşı birlikte hareket etmelerini sağlayan dayanışma duygusu" şeklinde tanımlanıyor.

Bazı ülkelerde, kabilesel, dini, mezhepsel, sınıfsal veya etnik gruplaşma çok keskindir. Politik hareketlerin sınırlarını da bu hatlar belirler. Dünyanın diğer ülkelerinde ise grup hissi bütün ülkeyi kapsar. Dünyada yolsuzluğun en yoğun yaşandığı ülkeler birinci gruptaki ülkelerdir. ‘Biz’ denirken genelde sadece kendi grubunu hisseder ve diğer gruplara karşı bir sorumluluk hissetmez ve çoğunlukla onları düşman gibi görür. Bundan dolayı da bu kültürlerde, en hamasi propagandistinin bile iktidarı ele geçirdiğinde, ‘biraz da biz yiyelim’ düşüncesiyle yolsuzluğu kayması çok kolaydır. Yolsuzluk gibi görmez eylemini. Diğer gruplara karşı kendi grupsal aidiyetinin ekonomik güçlenmesi şeklinde zihninde bir meşruiyet yaratır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum