1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. YILMAZ TOK TRT’YE KIRGIN…
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

YILMAZ TOK TRT’YE KIRGIN…

A+A-

Zor bir yazı. Neden zor? Çünkü herkese ilgi çekici gelmeyebilir. Ülkeyi o hale getirdiler ki, ne büyüklükte bir yıkımla karşılaşsanız hafife alıyorlar. “Ooohoo, bundan daha ağırı var” diyorlar.  Madenci kazada hayatını kaybetmiş. Çocuklarına “çerez parası” vermişler.

Şehidimizin eşi parayı bankaya yatırmış. Bankanın bir çalışanı başkaca müşterilerin yanı sıra bu yaralı kadıncağızın parasını da hesabından alıp kaçmış. Doğru dürüst bir ülkede ne yapılır? Eşkıyaya kaptırılan para kimseye duyurulmadan yerine konulur. Sonra soruşturma mı yapacaksın, adamı yakalayıp asacak mısın, bunu şehidin eşi işitmez bile.

Danimarka’dan dört beş yıl önce izne gelirken bir yakınımız bayan benim Hayruş’a bir miktar para vermiş. Yüzük ve bilezik yaptırmak için. İstenileni yaptırdık. Ancak tam da Danimarka’ya dönmek üzereydik ki… (“hırsız” demek istemiyorum, birileri alınıyor. )

Evimize biz yokken tanımadığımız biri girmiş, bir şeylerimizle birlikte komşunun altınını da götürmüş. Biz şimdi Danimarka’ya dönünce “Arkadaşım senin altınları kaptırdık”  mı diyelim. “Al şu paranı kardeş” dedik. “Böyleyken böyle oldu.”

İnsanlık mı bu? Şerefli şanlı olmak mı bu?..

Lafı dağıttım, bir şehidin parasının banka tarafından deve yapılmak istenmesi gibi bir olayın yaşandığı bir ülkede Yılmaz Tok’u TRT nin hatırlamayışı elbette olay sayılmaz. Burada kimi okurlarımın “Yılmaz Tok da kim?” dediğini işitir gibiyim.

Haklısınız, bakınız anlatayım.

Yılmaz Tok kim? Yılmaz Tok Yassıada’da, cezaevi koşullarında tam dört buçuk ay boyunca sorgusuz sualsiz tutulan radyo spikeri. Yeryüzünde hiçbir günahı yok iken kimileri idamla, kimileri yirmişer kırkar yıl hapis cezasıyla yargılanan beş yüze yakın kişinin tutulduğu Yassıada’da…

Bir akıllı yetkilinin “Sen burada ne geziyorsun?” demesi üzerine Yassıada’dan salıverilişinden sonra sanki Adada Turistik tatil geçirmiş gibi orada tutulduğu günler boyunca kendisi için yemekten içmekten yana ne harcanmışsa son kuruşuna kadar icra yoluyla tahsil edilmiş bir aile babası Yılmaz Tok.

“Bu işkencenin TRT ile ilgisi nedir?” diye soracaklara da bir iki lafım var.

Yılmaz Tok 27 Mayıs 1960 ihtilali günlerinde Türkiye Radyolarının seçkin spikerlerinden biriydi. İstiklal Madalyalı bir Kurtuluş savaşı gazisi Yarbayın da oğluydu. İhtilal sırasında  Başbakan Adnan Menderes’in peşinden gönderilmiş bir görevli idi.

İhtilal Sabahı Eskişehir’de  ihtilalciler TRT cilere “Gidin siz” dediği halde  o günün Basın Yayın Genel Müdürünün aptalca müdahalesi nedeniyle talihi tersine dönmüş,  o günlerin siyasileriyle aynı uçağa binince de Ankara’da derdini anlatacak kimseyi bulamamış ve kendisini Yassıada’da bulmuştu. Orada çektiği sıkıntı anlatılır gibi değil.

“Eeee, sonra?” demeyin sakın.

Şimdi soruyorum. TRT’ miz 27 Mayıs 1960 ihtilali ile ilgili olarak Yassıada’dan yayın yapacaksa bu yayına konuk olarak Yılmaz Tok’u almalı değil miydi?  “Yılmaz Tok’u nereden bulsunlar?” diyemeyiz. Yılmaz Tok Türkiye radyoları  TRT haline getirildikten sonra da yıllarca radyolarda spikerliğini sürdürmüş bir TRT ci. Bunun yanı sıra yıllarca Ankara Radyosu müdürü olarak ve yine yıllarca İzmir Radyosu Müdürü olarak hizmet etmiş biri.

Bunun yanı sıra Yılmaz Tok’un Yassıada’da çektiği sıkıntıları anlatan “YASSIADA’DA BİR SPİKER” adlı kitap elimizde. Kitabın yazarının Zeynel Kozanoğlu olduğunu unutun ama bu kitabın TRT nin bugünkü Genel Müdürünün de elinde olduğunu hatırlayın.  Hatta bu kitabın günümüzde piyasada satışta olduğunu da bilin.

TRT Yassıada’dan yayınladığı program için kimleri çağırmış? Biri Avni Özgürel. İyi tarihçi, güzel insan ama Yassıada’da yaşamamış ki. Faruk Nafiz’den bir dörtlük okudu.  Yılmaz Tok o dörtlüğü Yassıada’da yazan şairin   dizinin dibindeydi.

Bir de Celal Bayar’ın kızından olan torununu çağırmışlar. Elli beş yıl önce o bayan yetişkin biri değildi ki? Yassıada’da da bulunmadı. Dedesinin ilk sivil cumhurbaşkanı olduğunu söyledi. Teşekkür ederiz, daha önce işitememiştik.

Dilimizde bir özlü söz var: “Körlerle sağırlar, birbirini ağırlar.”

“Haydi hayırlısı” diyorum.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.