1. YAZARLAR

  2. Faruk YÜCER

  3. Yeter ki akıl tutulması olmasın...
Faruk YÜCER

Faruk YÜCER

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Yeter ki akıl tutulması olmasın...

A+A-

Ülkemiz şimdiye kadar ender rastlanan global bir tehlike altında.

Henüz ilacı bulunmayan CORONA virüsü hala can almaya devam ediyor.

Çare sadece TEDBİRLER PAKETİ, ilacı aşısı yok.

Risk, yaşlılar, müzmin hastalar, sigara içenlerde…

Evet ‘sigara içenler’in risk altında olduğu hakkında bütün ilim adamları hemfikir. Tiryakilere duyurulur!

Mesele şu anda tıbbi değil tedbir ise, yapılanların, yapılamayanların irdelenmesi gerekmez mi?

Öncelikle Sağlık Bakanı, her an bilgilendirme yapıyor. Ülke olarak teşekkür ederiz. Sözleri, davranışları güven veriyor. Ufak tefek istisnalar hariç.

İlk defa bir konuda, Reis’ten başka birinin ön plana geçtiği görülüyor. Niye ki!

Virüsle ilgili şimdiye kadar birtakım tedbirler alındı, birtakım tavsiyelerde bulunuldu.

Okullar, yurtlar, kreşler, bazı iş yerleri kapandı, maçlar tatil edildi. Camilerde cemaatle namaz kılmalar yasaklandı vb.

Bu kurallara uymak, herkesin görevi. Aksi olduğunda felaket hepimiz için.

Bununla  ilgili bazı durumları da ifade etmek istiyorum.

Umre dönüşü insanların büyük çoğunluğu 14 günlük karantinaya alındı. Ama bir kısmının da Anadolu'ya dağıldığı. Kendilerine dışarı çıkmamaları ve kimseyle görüşmemeleri için Sayın Diyanet İşleri Başkanı tavsiyelerde bulundu.

Ben bu konuda endişeliyim. Zira Anadolu insanının, bu gibi ziyaretlere çok önem verdiğini ve ziyaretlerin çok olduğunu bilenlerdenim. İnşallah olumsuz bir durum yaşanmaz…

Diyanet İşleri Başkanlığı bir hafta önce, yüzlerce cami cemaatine Cuma hutbesinde seslendi ve "Yan yana gelmeyin" tavsiyesinde bulundu. Neyse ki bir hafta sonra yapılması gereken yapıldı. Cuma, Kandil ve toplu namazlar yasaklandı.

Gel gelelim gördüğümüz manzara, bizim hali pür melalimizi bir kez daha göz önüne serdi.

Cami kapısına ilan asılmış yasakla ilgili. Ama, benim dini bütün vatandaşım yasak dinler mi!...

Cami kapısındaki polis kordonunu aşmak için çabalıyor. Birisi ağlıyor. Niye camiye girememiş. Sanki evi yok garibimin namazını eda edecek…!

Bazı iller "Yasağı tanımıyoruz" açıklaması yapıp, huşu içinde namazlarını eda ediyorlar.

Asker gönderme merasiminde, gençler toplu göbek atıyor... Karantinadan kaçmaya çalışanlar var...

Bunlar cehalet değil de nedir?

Güney Kore Türkiye Koordinatörü  Prof. açıklama yapıyor: "Karantinadan kaçan kişiler ölümleri  patlattı" diyor.

Suudi Arabistan Mekke’de Harem-i Şerif, Medine’de Mescid-i  Nebevi'de namaz kılmayı yasakladı.

Birçok Avrupa ve Uzak Doğu ülkesi, sokağa çıkma yasağı ilan etti. Gerekirse bizde de edilebilir…

Kurallara uymama sebebi doğrudan akıl noksanlığı, bilinç eksikliği değil mi?

Kişi aklını kullanmıyor, birileri söylesin o uygulasın. Eleştirel düşünce değil, biat kültürü esas alınsın…

Ülkenin yüzde doksandan fazlası Müslüman diyoruz. Ama Emevi örfünü Müslümanlık olarak algılıyor, uyguluyoruz. Ünlü düşünür Ragıp el İSFEHANİ: "Allah insanlara iki Resul (elçi) gönderdi. Birincisi akıl, ikincisi Peygamber" diyor.

Ayrıca benim bildiğim Kur-an’da 30’un üzerinde ayet direk akılla ilgili "Aklını kullan, akıl et" diye emrediyor. Yine 855 yerde ‘bilim’ sözcüğü kullanılmış.

Ve ilk emri ‘oku’ diyor İslam’ın temeli Kur-an. ALLAH aşkına oku biraz, düşün, fikret...

Vatandaş olarak devletin koyduğu kurallara uymamız gerekir. Aksi olursa felaket hepimiz için...

İşin bir de ekonomik yönü var. Bu da doğrudan devleti  ilgilendiriyor.

Tedbirler paketi açıklandı. Ağırlık üretimle, arzla ilgili. Talep eden, vatandaş, çeşitli kesimlerin beklentilerine pek  cevap yok. Sokağa çıkma deniyor. Günlük kazanan kişi ne yapacak? Esnaf kepenk kapatıyor. Durumu ne olacak? Eve kapananların elektrik, su, doğalgaz giderleri katlama yapacak. Bunlar nasıl ödenecek? Yüzlerce özel okul, kurs merkezi, tatil edildi... Giderleri devam ediyor. Taksitleri vatandaş ödeyemezse veya ödemezse durum ne olur?Kolonya ve maske ile iş bitmiyor.

Sorular ve sorunlar çok.

Devlet, zor günler, dar günler için Merkez Bankası'nın yıllık karının yüzde 20’sini  ‘İHTİYAÇ AKÇESİ‘ olarak ayırırken; Bu uygulama bir torba yasası ile kaldırılıp, meblağ hazineye devredildi. Keşke dursaydı.

50 MİLYAR DOLAR Suriyeliler'e harcandı. Keşke harcanmasaydı.

Ama hala yapılabilir olanlar da var. Benim aklıma gelenler:

Öncelikle yandaş müteahhitlere ödenen köprü, hastane, hava alanı, tünel, yol. vs  taahhüt bedelleri ödenmesin. Ülkede olağanüstü durum var. Saray harcamaları kısılsın, saray yapımları durdurulsun. Hizmete özel bir iki uçağın haricinde diğerleri satılsın. Havadan para alan yönetim kurulu üyelerinin huzur hakkı ve maaşları kaldırılsın.

KISACA KAMUDAKİ İSRAF SON BULSUN…

Bu arada acil olarak da bir yardım kampanyası açılsın.

Biz bu zor günleri birlik ve beraberlik içinde atlatırız.

Yeter ki, resmi ve özel, kişi ve kurumlarda AKIL TUTULMASI OLMASIN...

‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes  sıhhat gibi’ MUHİBBİ (Kanuni Sultan Süleyman)

Ölenlere rahmet, hastalara şifa, vatandaşlarımıza sağlıklı günler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum