1. YAZARLAR

  2. Ruhittin SÖNMEZ

  3. Yerçekiminden kurtulmak, atmosferin dışına çıkmak...
Ruhittin SÖNMEZ

Ruhittin SÖNMEZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Yerçekiminden kurtulmak, atmosferin dışına çıkmak...

A+A-

Uzay yolculuklarında, mesela Ay’a seyahati gerçekleştiren, ay üzerinde veya uzayda yürüyüş yapılan projelerde güç ve enerji kullanımının planlaması çok önemlidir. 

Bu yolculukların hangi evresinde en fazla güç ve enerji harcanmaktadır?

“Ay’a çeyrek milyon millik bir yolu kat ederken mi? Dünyaya dönerken mi? Ayın yörüngesinde mi? Ay ve kumanda modüllerinin ayrılması ve yeniden birleşmesinde mi? Aydan ayrılırken mi?”

“Hayır, bunların hiçbiri değil. Hepsinin toplamı bile değil. En fazla güç ve enerji dünyadan ayrılma sırasında harcanır. Dünyadan ayrılışın ilk birkaç dakikasında, yani yolculuğun ilk birkaç milinde harcanan enerji sonraki yarım milyon mil boyunca harcanandan fazladır.”

Çünkü “bu ilk birkaç milde yerçekimi muazzamdır. Atmosfer dışına çıkmak için hem yerçekiminden hem de atmosfer direncinden daha büyük bir itiş gücü gerekir.”

Atmosferden çıkıp “yörüngeye girdikten sonra yapılanlar için ise neredeyse hiç güç gerekmez.”

Ay ve kumanda modüllerinin ayrılması ve yeniden birleşmesinde, Aydan ayrılırken veya Dünyaya dönerken güç harcama ihtiyacı son derece azdır.

*  *  *

ALIŞKANLIKLARDAN KURTULMAK ZORDUR

Yukarıdaki bilgi “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” isimli dünyanın en çok satan kitaplarından birinin yazarı Stephen Covey’den alıntıdır. 

S. Covey bu uzay yolculuklarını, etkili bir metafor olarak kullanıp, eski alışkanlıklardan kurtulmak, yeni alışkanlıklar yaratmak için gerekenleri anlatıyor.

Dünyanın yerçekimini iyice yerleşmiş alışkanlıklara, dünya atmosferinin etkisini ise parçası olduğumuz toplumsal ve kurumsal kültüre benzetiyor.

“Bunlar iki etkili güçtür ve kalkışı gerçekleştirmek için bu her iki kuvvetten daha güçlü bir iradeye sahip olmamız gerekiyor.”

“Ama bu gerçekleşti mi, getirdiği özgürlüğe şaşırıp kalacaksınız. Astronotlar dünyanın yerçekiminden ve çevreleyen atmosferden kurtulur kurtulmaz, aniden inanılmaz bir özgürlük dalgası gelir. Çok sayıda seçeneğe sahip olurlar”diyor.

Yeni ve daha iyi alışkanlıklar edinmek için eski alışkanlıkların yerçekimi etkisinden kurtulmayı başarmamız gerekir. Sadece bu yetmez. Bizi kuşatan toplumsal ve kurumsal kültür çemberini kırabilecek güçlü bir irade ortaya koyabilmeliyiz. Böylece inanılmaz bir özgürlük alanına kavuşuruz.

*  *  *

AKP SEÇMENİ ALIŞKANLIĞINI DEĞİŞTİRİYOR

Türkiye son on yılda çok kötü yönetilmekte. Bunun sonucu yaşanan sıkıntılar her geçen gün büyümekte. Buna rağmen AKP seçmeninin bir kısmı hala partisini terk etmiş değil. AKP oyları hayli düştü ama son anketlere göre çok az farkla da olsa halen birinci parti durumunda. Ancak düşüş trendi böyle devam ederse birinci parti olamayacak.

AKP seçmeninin bunca yoksulluk, yolsuzluk, yasaklara rağmen; hayat pahalılığı, adaletsizlik ve yöneticilerin kibrine, halktan uzak şatafatlı hayatına rağmen neden partilerini terk etmediği veya edemediğini anlamak kolay değildi.

Mutlaka birden fazla sebebi vardır. Ama Covey’in “alışkanlıkların değiştirilmesinin güçlüğü” üzerine yaptığı yukarıdaki açıklamayı okuyunca, galiba AKP’li kararsız seçmenin tavrının ana sebebi buldum. 

*  *  *

AKP 19 yıldan beri iktidarda. AKP seçmenleri bu dönemin ilk yarısında halkın refahının arttığı, medeni dünyanın değerleriyle barışık, vatandaşlığından gurur duyduğu bir ülkede yaşadığını hissediyordu. Bu partinin seçmeni üzerinde çok kuvvetli bir yerçekimi yaratıyordu. 

Zaman zaman partiden ayrılmalarını gerektiren “çözüm süreci”, “Fetö ile iş birliği”, dış politikada “değerli yalnızlık” gibi gerekçeler ortaya çıksa da bu yerçekimi partiden ayrılmalarına izin vermiyordu.

Ortaya çıkan yolsuzluklar, hırsızlıklar bile “çalıyorlar ama çalışıyorlar” gerekçesiyle etkisiz kalıyordu.

AKP iktidarının ikinci yarısında işler kötüye gitmeye başladı. Türkiye’nin GSYH’sı her sene gerilemeye başladı. Dünyanın 17. Büyük ekonomisi iken 21. sıraya düştükKişi başına düşen milli gelir her sene biraz daha gerileyerek 12.500 Dolardan, 8 bin Doların altına düştü. İktidarın çekim gücü azaldı.

Bütün bunlar bir kesimin yerçekiminden kurtulmasına yetti ama atmosferden çıkmasına yetmedi. Hala anketlerde yüzde 20’lerde gözüken bir kararsız kesim var. Bunların çoğu daha önce iktidara destek veren seçmenlerden oluşuyor.

*  *  *

AKP’den umudunu kesen kararsızlar bu defa da iç dünyalarını kuşatan toplumsal ve kurumsal kültür atmosferinden dışarı çıkmaya cesaret edemiyorlar. 

AKP yöneticileri bunun için “biz gidersek ‘dinsiz nesil olsun diyenler, ucube nesil olsun diyenler’ gelir” mesajını veriyorlar. 

İktidarın Hayrettin Karaman gibi fetvacıları da "İktidara (AKP’ye) zarar verecekse haksızlık ve yanlışlardan şikayetle doğruları söylemek caizdir değildir" fetvasını boşa vermiyor.

AKP seçmenlerini “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayın. Bulgur kurtlu bile olsa! diyerek AKP seçmenini kuşatan kurumsal kültür atmosferini tahkim etmeye çalışıyorlar. Ama H. Karamanların ve Ali Erbaşların çabaları sonuç vermiyor. Bu kurumsal kültür “ahlaksız dindarlık” örnekleriyle iyice zayıfladı. “Kurtlu bulgur” yemek istemeyenler çoğalıyor.

*  *  *

Türkiye’de her alanda yaşadığımız çöküntü o kadar büyük ki bu travmanın yarattığı itici gücün kurtulamayacağı yerçekimi, delemeyeceği atmosfer yok. 

AKP seçmeninin çoğunluğunun partisiyle bağlarını kopardığı veya koparmak üzere olduğu anlaşılıyor. Artık müthiş bir özgürlük alanına kavuşan ve artık çok sayıda seçeneğe sahip olan bu kitlelerin yeni çekim merkezlerine yöneleceği yani yeni alışkanlıklar edineceği bir dönem başladı.

Yeni dönem umut dolu olağanüstü bir değişimi işaret ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.