YENİ AÇILIMLAR

Darbe girişimi arkasında birçok soru ve bilinmeyenler ile birlikte geride kalırken bizleri ister istemez geçmiş yıllara götürdü. Darbe ikiz kardeşlerin bir biri ile ölesiye savaşı olarak karşımıza çıktı. Açılımlarla geldik, açılımlarla yaşadık ve açılımlarla devam ediyoruz. Başarılı açılımlar yanında, başarısız açılımlar geçmişe damgasını vurdu. Öncelikle Kürt sorununu çözmek amacıyla yapılan açılımlar Türklüğü, Türk Bayrağını, Türk Askerini yerlerde süründürüldü. TC levhaları resmi kurumlardan kaldırıldı. Açılım adına ses çıkarılmadı. Kürt ayrılıkçılar ise azdıkça azdı ve sonucu hazin oldu. Adı da Demokratik veya Kürt açılımı oldu. Bunun neresi demokratik? Ayrılıkçılar kuvvetlendi, özerk bölgeler ilan ederek yönetmeye başladılar.

Başarılı ekonomik açılımlar arasında dört bakanla ilgili yolsuzluk davaları örtbas edildi, yayın yasakları kondu, unutturulmaya çalışıldı. Yandaş müteahhitler vatandaşa küfür ederken, millete küfür edenler daha büyük ihalelerle mükafatlandırıldılar. Ekonomik açılımlara gölge düştü. O kadar çok açılım örneği var ki saymakla bitmiyor. Devleti ele geçirmek için savaşan ikiz kardeşten biri güreşi kazanırken ötekisi nakavt oldu diye düşünülüyor ama korkulu rüya gibi varlığını sürdürüyor.  Diğer ikiz kardeş ise galibiyetini günlerce süren mitinglerle taçlandırdılar. Hakları idi , gereğini fazlasıyla yaptılar. Ücretsiz ulaşım, ücretsiz yemek, izin ve baskı mitinglere damgasını vurdu. Not edelim ve geçelim.

Önce İsrail, sonra Suriye ve Mısır, arkasından Rusya ile kanka iken papaz olduk.  Papazlığın faturası da büyük bir pişkinlik içinde mağlup olan ikiz kardeşe kesildi. Hak’tan ve halktan özür dilenerek bu işlerde kapatıldı. Kapatılabilir mi acaba? Ne olduysa İsrail ile yakınlaşma başladı bunu Rusya ile buzların çözülmesi takip etti, Mısır’la limoni ilişkiler içine girildi. Diğer taraftan ABD’ye ve AB’ye eyy diyerek başlanan konuşmalar yapıldı  ve batının Türkiye üzerindeki görüşleri olumsuzlaştı. AB den uzaklaşma Şangay’a göz kırpma dönemi başladı. Dış politikada ki tutarsızlık ‘’Devletin geleceği için yapıldı’’ denilerek neden sonuç ilişkisine hiç değinen olmadı.

Darbe sonrası ‘’Geçmiş olsun’’ diyenler , darbeden nice sonra usulen ‘’Grip olmuşsunuz’’ diyerek geçmiş olsun temennisinde bulundular. Ülkelere sitem ettik, gene eyyy diyerek sonucu olmayacak tehditlerde bulunduk. Yabancı haber ajanslarından biri ‘’ Anadolu kaplanı ile ayı’’ evlendi başlıklı bir yorumla ne anlatmak istediğini de siz yorumlayın.

Türkiye gündemini hep Cumhurbaşkanı belirlemiştir. Muhalefet ise nal toplamıştır. Aynı şekilde gündem gene Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. İktidarın ortağı cemaat bertaraf edildiğine  göre yerini taraf olan cemaat alacaktır. Demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çocuk istismarı  devam edecektir. Etmemesi için Demokrasi ve laiklikle birlikte millet ve vatan kavramları öne çıkmadıkça bu mümkün değildir. Siyasi iktidar çok net olarak Mısır’da ki Müslüman Kardeşler destek veriyor ve örgütün politikalarını uyguluyor. Desteği de asla gizlemiyor. Örgütü inceleyenler ‘’Şeriata dayalı devlet düzeni’’ kurma hedefli olduklarını çok iyi bilirler. Sudi ve Katar petro-dolarları ile beslenen radikal dinci örgütlerden yakamızı kurtarmadıkça insanca yaşam, demokrasi, kardeşlik gibi kavramlar bizim için süper lüks olarak kalacaktır.

Yanılmak isteriz, yanlış düşünüyor olmak isteriz. Dünya konjonktürüne uyamayan ülkeler geri kalmaya mahkum olmaktadır. Radikal İslam ise Dünya konjonktürüne baş kaldırıdır,  manifestodur. Teknolojisi gelişmiş ülkeler buna asla izin vermez, vermiyor da zaten. Müslümanı Müslümana kırdırarak Radikal İslami terörü destekleyerek Müslüman ülkelerin gelişmesine, kuvvetlenmesine asla izin vermiyorlar. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin silahlı kuvvetleri Suriye’de bir İşid terörünü sonlandırmıyor ve bunu bilerek yapıyor. Hedef Müslümanlık zayıflasın, sömürü düzeni devam etsin.

Memleket için ne hayırlı ise o olsun diyelim, kaderimize razı olalım Bu düzende demokratik, laik, seküler toplum bireylerinin dağınıklığı nedeniyle suyun akışı yönünde kürek çekmek düşüyor.-