1. YAZARLAR

  2. Prof. Atila BİTİGEN

  3. Suudi Arabistan kongre izlenimleri
Prof. Atila BİTİGEN

Prof. Atila BİTİGEN

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Suudi Arabistan kongre izlenimleri

A+A-

Suudi Arabistan Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Çalışma Grubu başkanının daveti ile Türk Kardiyoloji Derneği başkanı ve ben Hipertansiyon Çalışma Grubu Başkanı olarak katıldık. THY ile uçakta gidiş ve dönüşte sefer duası ile başlıyor uçuş. Kral Abdülaziz havaalanına gece indim. Uzun bavul bekleme ve pasaport kontrolü sonrası Kızıldeniz kıyısında bir otele ulaştık. Beni karşılayan şoför Medineli bir Arap gençti. Türkiye’ye gittiğini, çok beğendiğini söyledi. En çok Bakırköy marinayı beğenmiş. Taksim’i ise kalabalığın, gürültü kirliliğinin ve alış veriş trafiğinin çok olduğu için beğenmediğini söyledi.

Cidde’de lüks otellerde genelde Uzakdoğulu, Hintli, Pakistanlı, Endonezyalı, Filipinli ve Arap çalışıyor. Yabancılar zeki, çalışkan, iş bitirici ve organizasyon yeteneği yüksek. Bana bir Arap otel çalışanı 'Adınız ve oda numaranız belli değil' dedi; böylece ilk 'hoş geldin' şokunu yaşadım. Kongre sponsoru firma otel odasını bizim adımıza değil firma adına ayırtmış. Firma yetkilisi ile görüşüp ancak odaya gidip yerleştim. Uykusuz olarak sabah kahvaltı sonrası kongreye katıldım. Kuran-ı Kerim tilaveti okundu, salavat getirildi sonra Sağlık Bakanı Arapça bir konuşma yaptı. Milli marş sonrası yüzde yüz İngilizce olan bilimsel konuşmaya geçildi. İngilizceleri çok iyi, ana dilleri gibi konuşuyorlar; çünkü tıp fakültelerinde eğitim dili İngilizce imiş. Konuşmalarımızı yaparken slayt değişimi için başka tarafa dönerek slayt geçişi yapabiliyoruz. Kongre kaydını ve konuşmanın teknik desteğini gönüllü üniversite öğrencileri yapıyor. Kongre katılımı ücretli. Genel olarak bakıldığında maaşlar ülkede yüksek. Kongrelerde ilaç firması desteği kısıtlı; sadece dışarıdan yabancı konuşmacıların katılım ücretini firma ödüyor. Kongrede ilaç firması sadece konuşmacıyı destekliyor. Diğer katılımcılar ücret ödeyip kayıt olarak kongreye katılıyor ama ülke genelinde canlı olarak online yayın hipertansiyon derneği web sayfasından canlı olarak yayınlanıyor. “Şu an sizi 3 bin kişi dinliyor hocam” dediler. Profesyonel bir organizasyon firması ile çalışılmamış; dizayn ve sunu hazırlanmamış. Kongre amatörce ve gönüllülük esasına dayalı özverili bir çalışma ile yapılıyor. Ülkemiz kongre konuşma, içerik açısından Suudi Arabistan’a göre Avrupa düzeyinde çok kaliteli, nitelikli ve yüzde 5 ücretli yüzde 95 sanayi ilaç veya cihaz firması destekli olarak yapılıyor.

Cidde, Eski Cidde denilen yerleşim yerine Arap kültürünü tanıtmak üzere lüks limuzin ile 30 km dışarıda eski Cidde’ye götürdüler ve gezdirdiler. Kılavuzumuz Amerikan gazetesinde ve televizyonlarında çalışmış, ABD ve Avrupa’yı bilen, yerel kıyafetli, genç bir Arap genci idi. Suudi ve Arapların deve, çöl, şiddet, terör ile anılmasından son derece rahatsızdı ve İslam’ın hoşgörü dini olduğunu okuyan ve batıyı tanıyan genç kuşağın barışsever, açık fikirli, tek eşli ve okumaya önem veren bir yapıya sahip olduğunu anlattı. Eski Cidde şehrinin başında Osmanlı kışla binası bugün farklı bir isim ile hala ayakta. Cidde’deki ilk Amerikan konsolosluğu metruk, ahşap, iki binadan oluşuyor. Evler yıkık dökük, harabe; restorasyon yapılmamış. Yakın bir tarihte UNESCO tarafından tarihi miras olarak korumaya alınmış. Eski Cidde evleri salaş, kırık dökük, cumbalı, ahşap 4-5 katlı evler. Damları da ahşaptan; duvarları Kızıldeniz’den çıkarılmış taşlardan örülmüş, delikli hava almasını sağlayan bir yapıya sahip. Bu durum yazın evlerin serin kalmasını sağlıyor. Cumbalı, ahşap, sedirli evlerde, yer sofralarında yemek yeniyor, tıpkı Anadolu kültüründeki gibi. Kadınlar ayrı, erkekler ayrı, misafir ayrı katlarda kalıyor, mutfakları da ayrı. Dışarıda, bizdeki kahvehanelerde okey oynayanlar gibi, yaşlılar sokak arasında dama oynuyor. Birlikte muhabbet edilerek açık havada, çardaklarda ellerde nargile oturuluyor, çocuklar zıplama yerlerinde, gençler bilardo masalarında. Parklar da gezinti yapan insanlarla dolu. Serbest, fakir ama mutlu bir kenar mahalle yaşantısı mevcut.

Cidde Hazreti Havva’nın cennetten yeryüzüne indiği yer; Adem peygamber ise Hint yarımadasına iniyor ve Arafat’ta buluşuyorlar. Cidde, Kızıldeniz kenarında bir sahil kenti. Farklı ırk ve milletlerin etkileşimde olduğu bir liberal ticaret bölgesi. Sahil boyu büyük cadde kenarlarında lüks oteller inşa edilmiş. Geniş caddelerin ortasında yayalar, bisikletliler ve patenciler için sağlı sollu bölünerek ayrılmış yollar var. Kızıldeniz’de sahil gözetleme ve cankurtaran kuleleri inşa edilmiş. Sahilde her 200-300 metrede müsait olan koylar plaj olarak ayrılmış. Sahil boyunca heykeller, anıtlar dikilmiş, gençler için müzik yerleri, çocuklu aileler için oyun parkları, yeşillendirilmiş alanda oturma ve piknik yerleri yapılmış. Otel içinde ve etrafında örtü sormuyorlar ama Arap nüfusun yoğun yaşadığı kırsalda şeriat polisleri peçe takmayan kadınlara müdahale ediyormuş. Kadınlar araba kullanmaya ve sinemaya gidebilme hakkına yeni kavuşmuş. Büyük devrim, özgürlük dedikleri bunlar. Aynı zamanda yeni yönetim iş hayatında kadın istihdamını artırmak için gayret göstermeye başlamış; özellikle duty free ve hizmet sektöründe kadınların görünürlüğü artmış.

Suudi Arabistan, 13 bölgeden oluşan, krallıkla yönetilen mutlak monarşi. Suud ailesi yönetime hakim ve iktidar babadan oğula geçiyor. Meclis ve bakanlıkları kral atıyor. Belediye meclisini ise halk seçiyor ama belediye başkanını kral atıyor. Suudi Arabistan, şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği bir krallıktır. Hem yürütme gücünü, hem yasama gücünü elinde tutan kral, Bakanlar Kurulu’nu kendi atar ve kararlarını veto etme hakkına sahiptir. Yönetimle ilgili önemli kararların aşağı yukarı tümü, Suudi ailesi tarafından alınır. Siyasal parti de, yasama organı bulunmamakla birlikte, her yurttaş “meclis” diye adlandırılan düzenli dinleme oturumlarına doğrudan başvurarak krala şikâyetlerini iletebilir, yardımını isteyebilir.

Ülkede Şii nüfus yüzde 7 oranında ve hep kontrol altında. Şii nüfus 1979’da Kâbe ayaklanması yapmış. Bu ayaklanma yabancıların, ABD ve Fransızlar'ın desteği ile kanlı olarak bastırılmış o nedenle Şiiler hep kontrol altında. Bahreyn’de de Şii ayaklanması bastırıldı ama Yemen'de Zeydi ayaklanması hala bastırılmamış. Suudi-Amerika ilişkilerinin kemik kadrolarının, ABD askeri istihbarat görevlileri ve CIA mensupları tarafından sağlandığı söyleniyor. Suudi Kraliyet ailesinin güvenliğini, iktidarını ve zenginliğinin, özel muhafızlar yetiştiren Vinell Corporation adlı şirket tarafından korunduğu söyleniyor. Riyad’da Fransa’ya ait bir ordu ve hastane varmış. Amerikalılar'a ait ise hava ve deniz üsleri varmış. Oranın doktoru ABD’den geliyor ve oradan maaş alıyormuş. Deniz ticareti, Kızıldeniz İngiliz üslerince kontrol ediliyor.

Nüfusun büyük bölümü Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine, Dhahran, Dammam, El Huber ve Hufuf gibi büyük kentlerde toplanmıştır. Kırsal kesimde, göçebe Bedevilerin sayısı, yerleşik tarımcılarınkinden yüksektir. Rubülhali ve Nüfud Çölleri bütünüyle ıssızdır; öteki yörelerde de çoğunlukla nüfus yoğunlukları düşüktür. Batı kıyısında, Riyad çevresinde ve doğudaki petrol alanlarındaysa, nüfus biraz daha yüksektir. En son 2015 verilerine göre Suudi Arabistan’ın nüfusu 31,54 milyondur. Bu nüfusa hizmet eden 15 milyon yabancı işçi mevcut. En fazla Hintli yaklaşık (7 milyon) sonra Pakistanlı, Bangladeşli, Endonezyalı, Türk ve Filipinler iş sektöründe çalışıyor. Artık dışarıdan gelene oldukça zor izin veriliyor, ağır şartlar ileri sürülüyormuş. Yerli vatandaş paralı sektörlerde öncelikli konumda çalışıyormuş. Örneğin, bir firmada 10 kişi çalışıyorsa mutlaka 2'sinin yerli Arap olması isteniyormuş. Yabancılara yıllık çalışma izni ve oturma izni para ile veriliyor ve bu izin her yıl yenileniyor. Oturma ve çalışma izinleri için aile başı değil kişi başına para ödeniyormuş. Yabancılar sosyal çalışma ve sağlıkta özel sigortalı olmak zorundaymış. Özel sağlık kuruluşları bu yabancılara hizmet vermek için açılmış. Yerli halk için ücretsiz faydalanabilecekleri büyük hastaneler var ama yabancı devlet hastanelerine ancak acil durumlarda ücretli olarak başvurabilirler.

Hayat artık zor ve hayat pahalılığı ciddi anlamda hissediliyor. Amerikan halkının geliri refahı ekonomisi düzelirken körfez Arap ülkeleri fakirleşiyor. İktidarını halka borçlu olmayan ve halkın yönetime katılmadığı ülkede halk fakirleşiyor ve bedelini ödüyor. Yabancılara konulan fahiş vergiler, oturma izni ve sigorta mecburiyeti dışardan gelenler için de hayatı zorlaştırmış. Çalışan yabancı işçilerin çoğu ailelerini getirmemiş; az harcayıp, biriktirip memleketlerine para göndermeye çalışıyorlar. Benzin nerede ise bizdeki kadar pahalı hale gelmiş. Elektrik faturası 150 riyalden 1000 riyallere çıkmış. Kola 9 riyal, meyve sebze her şey çok pahalılaşmış. Velhasıl özellikle gıda çok pahalı, yılbaşında her şeyin fiyatı 2'ye 3'e katlamış. Su bile kaynak suyu değil. Kuyu suyu, sondajla yerden çıkarılıyor. Çıkarılan yer altı suyunu bazı firmalar onu işlemden geçirip Ph yükseltip sodyum oranını düşürerek piyasaya sürüyor. Mekke’de zemzem suyu fabrikası var, bidon şişe haline getirip satılıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum