1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Selamlaşma Üzerine
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Selamlaşma Üzerine

A+A-

Kaç kez yazdım, yine yazacağım. Biz Türkler rastlaştığımız yerlerde niye selamlaşmıyoruz? Televizyonda din profesörü Avrupalılardan söz ederken onları sürekli “gâvurlar” diye anıyor. Çok iyi biliyorum ki, onu dinleyenler sırf bu sözü söyledi diye bu bilim adamına alkış tutuyor. Düşünme ve değerlendirme yetisinden uzak tertemiz insanlar bu sözü seviyor.  

Ama kafası az buçuk işleyen insanımız da merak ediyor.  “Yahu, biz onlar için gâvur diyoruz da acaba onlar bizim için ne diyorlar?” Şimdi din adamlarımızın bile “gâvur” dediği kişiler arasında otuz yıldır yaşayan biri olarak diyorum ki, onlar da bizi “gâvur “ diye anıyorlar.  

Evet, şaşırdınız mı? Hatta daha ilerisini söyleyeyim. Biz onların dinini tanıyoruz. Peygamberini peygamber diye biliyoruz. Onların peygamberinin anasını saygıyla anıyoruz. Onlar bizim dinimizi tanımıyorlar. Kitabımız için “uydurma” diyorlar.  Peygamberimiz hakkında söylediklerini aktarmaya ise dilim varmaz.

Bu zıtlaşmanın çıkar yolu ne olabilir? Siz onları aşağılamaktan vaz geçeceksiniz. Onlar da size karşı bakış açılarını değiştirecekler. Hem mülkün sahibi “Senin dinin sana onun dini ona” derken sana ne oluyor da, bir kişiyi dininden dolayı senden aşağıda görüyorsun?

Avrupa’da çalışan ve dolayısıyla da o ülke şehirlerinde oturan benim insanım dilinden “Gavur” lafını düşürmez. “Baktım ki okulda bizim oğlan gavur bebeleriyle oynuyor, kulağını bir güzel çektim” der. Daha önce de yazdım. Türkiye’den seçilerek görevli gönderilmiş din adamı “Bu insanlara karşı içinizdeki kini hiç söndürmeyin” dedi, kendim işittim.  

Gelelim selamlaşma konusuna… İşte bu ülkelerde inler cinler birbiriyle selamlaşır. O ülkeler insanları sizin Türk mü, Arap mı, zenci mi olduğunuza bakmaksızın rastladığı yerde size selam verir.  Hal böyleyken, o ülkelerde, en azından  benim yaşadığım ülkede bizim insanlarımız arasında selamlaşmayı görememekteyiz. İnsanımızda böyle bir alışkanlık yok.

Üstelik, yüksek yerden “Birbirinizle selamlaşın” yolunda emir varken…

Türkiye’deyim. Kuşadası Davutlar’da yazlıktayım. Deniz kıyısı boyunca yürüme yolu var. Bir komşum anlattı, bu yolda yürüdüğü sırada bir beyefendiyi yakın bir arkadaşına benzetmiş ve “Merhaba…” demiş.  Adam öylesine öfkelenmiş ki, akıllara ziyan…

Neden öfkeleniyor?  Çünkü muhtemelen arkadaş sağlığında genel müdür idi ya. Çevresinde gelip geçenler de onun personeli, bir başka deyişle “hınk dedi başısı” idiler ya,. Yıllar geçmiş koltuğundan inememiş. Bir kişinin yanlışlıkla da olsa selam verişi kanına dokunuyor.   

Uzun lafın kısası selamlaşın arkadaşlar… Parayla pulla değil. Bol bol selamlaşın.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.