1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Ne zaman uygar bir ulus oluruz.
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Ne zaman uygar bir ulus oluruz.

A+A-

Son günlerin çalkalanmasına bakmayın. Ulus ile Millet aynı anlamda sözcüklerdir. Biri Türkçedir, diğeri başka dildendir. Tıpkı Allah ile Tanrı gibi... Ama kafasının içinde cevher az olanlar sözcüklerin anlamını tartışmayı hüner sayarlar.

“Ne zaman uygar bir millet oluruz?” diye soruyorum. Ve yanıtı ben vermeye çalışacağım. Biraz gözlemlerime dayanarak, biraz da işittiklerimi, okuduklarımı aktararak... Eksiğim kalacak... Benim iddiam yok. Birkaç örnek verebilsem o bile yeter.

Kırk yıl önceydi. İzmir’de Kemeraltı’daydım. Baktım, dükkanlardan birinin önünde insanlar birbirinin üstüne çıkmaya çalışıyor. Sordum, içeride Zeki Müren var, dediler. Eee, Zeki Müren varsa ne olmuş. Ne olmuş olur mu? Zeki Müren’i görecekler. Tamam da Zeki Müren’i görünce ne olacak? İnsanlar benim bu tavrımı yadırgadılar.

Adam beş yüz daireli site yapmış... Satma zorluğu çekiyor. TV lerde sıkça görünen yarı çıplak, kendi seviyesini kendisi belirleyen birine bir daire veriyor. Ertesi gün satış patlaması yaşanıyor. Bilmem kimin de daire satın aldığı siteden ev alınmaz mı?

İyi de, o ünlü kişiyi kaç yılda ancak bir kez görebileceksiniz? Hadi yakından gördünüz diyelim kazancınız ne olacak? İnsanımız ünlü yüzlere niye bu kadar hevesli akıl alır gibi değil. Şarkıcı Berkant’ımız vardı, onunla ilgili bir olayı aktarayım.

Daha önce de yazdım. Biz Hasanoğlan Köy Enstitüsünde okurken Berkant da benden galiba beş yaş kadar küçüktü. Elektrikçi ustanın oğluydu.  Ben tanırdım ama bizden daha küçük sınıflarda okuyan çocuklarla arkadaşlığı vardı, bunu biliyorum.

Berkant ünlenmiş, benim haberim yok. Bir gün İzmir’de arkadaşımız Avni’ye  uğramış. Onun da bizim Berkant’ın ünlü Berkant olduğundan haberi yok. Birlikte Karşıyaka vapuruna binmişler. Vapurda bütün milletin gözü bizimkilerin üzerinde.
Avni huylanmış. “Bu insanlar niye bize gözlerini dikti” diye sormuş.

“Berkant gülmüş. “Sen şarkıcı Berkant’ı işitmedin mi?” demiş. “O benim işte...”

Kırk yılda bir değişiklik olmadı. İnsanımız ünlü yüzlere bayılıyor. Bir kaza olsa hemen toplanıyor. Patlama olmuş millet toplanıyor. Yangında toplanıyorlar. Kardeşim bir kez de bir hayır için bir araya gelin...

Evden çoluk çocuğuyla atılmış, günlerdir parkta yaşayan aile için kılını kıpırdatan yok. Hele “Kırk bıçaktan sonra suratı kendisine benzemez hale gelen zaavallı kişi Kadifekale’nin tepesine gelecek” deseler insanlar sabahtan koşarlar.

Sokak ortasında kadın boğazlanıyor. Bizim gerzek elinde cep telefonu cinayeti görüntüleme peşinde. Fazla mı abarttım. Buna benzer haller yani. “Başımıza her ne geliyorsa Allahtandır” diyoruz. Doksan yaşında hastamız ölünce hastaneyi birbirine katıyoruz. Ben kalıbımı basarım o salak içinden “İyi ki öldü” diyor.

“Allah akıl fikir versin” diyecek olsam korkuyorum. Allahın “Bunların kafası mı var ki, akıl vereyim?” diyeceğinden korkuyorum. Tanrım, peki niye akıl vermedin? Bu sorunun da yanıtı şu olabilir: “Beklemediler ki, ben onları yaratırken elimden kaçtılar.”

Sizi kaçkınlar sizi...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.