1. YAZARLAR

  2. Niyazi BEKTAŞ

  3. Milli Eğitim'in sorunları...
Niyazi BEKTAŞ

Niyazi BEKTAŞ

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Milli Eğitim'in sorunları...

A+A-

Eğitim milli ve yerli olmalıdır.

Eğitim yerli midir, milli midir? Önemli bir soru. Bu günkü yazım bu konuyla ilgili değildir.

Ülkemizin en önemli meselesi, eğitim ve öğretimdir. Eğitim ve öğretim alanında sorunlarına kalıcı ve bilimsel çözüm bulamayan milletler, ne geçmişini ne de geleceğini inşa edemez.

Eğitim sorununun başında öğretmenin sorunları yer alır. Çünkü bu alanda öğretmenin maddi ve manevi sorunlarını halletmeden ülkemizin geleceğini kalıcı olarak planlamak mümkün değildir.

Türkiye’de hala okullarda görev yapacak öğretmenin sorunlarına çözüm bulabilmiş değiliz.

Dünyanın modern ve demokratik ülkelerinde olduğu gibi öğretmenlerin içinde bulundukları sorunları çözebilecek eğitim yöneticilerini yetiştirmiş değiliz.

Okullarda statülerini anlayamadığım bir çok görevlendirme düzeni var.

Kadrolu öğretmen,

Geçici görev verilen öğretmen

Ders ücretli öğretmen,

Sözleşmeli öğretmen,

Vekil öğretmen.

Bu kadar yanlış bir yolla genç evlatlarımızı eğiterek geleceğe hazırlamak asla söz konusu değildir.

Demokratik ülkelerde öğretmen görevlendirilmesi çağın gereklerine uygun olarak tek bir sistem üzerinden yapılır.Bilimsel manada hiçbir açıklaması olmayan çarpık ve çağ dışı bir yöntem ile öğretmenlere görev verilmez.Yıllardan beri yapılan uygulamalar maalesef akla ve bilime ters devam ettirilmektedir.

Türkiye’de öğretmene ihtiyaç var mı? Var.

Bu ihtiyacı karşılayacak görev bekleyen öğretmen adayları var mı? Var. Bu konuda eksik tek şey; Eğitim yöneticilerinin bilimden ve akıldan uzak yaklaşımları. Öğretmen sorununun çözümünü halletmek çok kolay. Çağımıza uygun, bilimsel değerlere bağlı yöntemle öğretmen ataması sorunu çok kısa süre içinde halledilir. Tek bir yol yeter. Yeter ki çözüme odaklanılsın.

Mevcut görevde olan öğretmenlerin sorunları yok mu? Elbette var.

Bu sorunlar saymakla bitmez.

Eğitim alanındaki dallara göre sorunlar var. Her branşta öğretmenin malzeme eksikliğinden ve araç gereç eksikliğinden kaynaklı sorunları var.

Hala ülkemizde birleştirilmiş sınıf sorunu var.

İkili eğitim ve öğretim sorunu var.

Sınıflardaki öğrenci sayılarından kaynaklı sorunlar var.

Aynı eğitim bölgesinde okullar arasında eğitim düzeyi nedeniyle sorunlar var.

Okullarda mekan sorunları var. Hiç bir okul bahçesi öğrencilerin rahat hareket etmelerine uygun değildir.

Bireysel yetenekler alanında öğrenci yetiştirme sorunu var.

Yabancı dil öğretme sorunu var.

Özel yeteneklerin geliştirilmesi sorunu var.

Bireysel hak ve özgürlükler sorunu var.

Güven sorunu var.

Okullarda görev yapan yöneticilerin öğretmenlere, öğretmenlerin yöneticilere, yöneticilerin yönetilenlere hemen hemen her alanda güvenleri kalmadı.

Güven eksik olunca ne meslek sevgisi ne de bireylerin birbirlerine karşı saygı ve sevgisi yok.

Eğitim çalışanlarının iç ve dış görüntüleri kelimenin tam anlamıyla BERBAT.

Sorunlardan kaynaklı kişilik bozuklukları ne yazık ki öğretmenlerde de görülüyor.

Yüzüm kızararak söylemek zorundayım:

Yalan söyleyen öğretmen var.

Ahlakı, bütün değerleri çökmüş öğretmen var.

Onursuzca davranış sergileyen öğretmen var.

Öğrencilerinin saygı duymadığı, hatta nefret ettiği öğretmenler var.

Öğrenci velilerinin iki dudağı arasında sakız olan öğretmen var.

Şahsi kişilikleri bozuk siyasilerin emrinde olan öğretmen var.

Eğitim yöneticilerinin liyakat ve ehliyetten uzak oluşları öğretmenlerin de davranışlarındaki bozukluklarının sorumlusu olarak karşımızda duruyor.

Öğretmenlerin bu durumda oluşlarının başında ekonomik sorunları var. Öğretmenlere verilen ücret onların toplum arasında itibarlı bir hayat sürmelerine engeldir.

Burada bir olayı hatırlatmak istiyorum:

Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasında sorulan bir soruya verdiği cevap çok manidar değil midir?

"Paşam öğretmenlerin maaşlarını belirleyeceğiz. Sizce öğretmenlerimizin maaşları ne kadar olsun?”

Atatürk cevap veriyor: "En az milletvekili maaşı kadar öğretmenlerinin maaşları olsun.”

Mevcut görevde olan millet vekillerinin maaşlarının yanı sıra hortumlayarak götürdüklerine bakılırsa öğretmen maaşları insan yaşamına asla uygun olmadığını görürsünüz.

Öğretmenler sadece maddi sorunları mı var? Tabi ki hayır.

Son yıllarda eskiye göre öğretmenler (kusura bakmayın argo sözcükle tanımlamak zorundayım) 'Şamar oğlanı'na döndürülmüştür. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Öğretmenin bu durumda olmasının baş sorumlusu yine öğretmendir. Ne demek istediğimi düşünen her öğretmen anlar.

Sonuç olarak diyorum ki öğretmenin içinde bulunduğu durum ne olursa olsun görevini layıkıyla yapmalı. Meslek onurunu, kendi özel haysiyet ve şerefini muhafaza etmelidir. Kaybolan itibarını tekrar kazanmak uğrunda mücadele etmelidir...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.