1. YAZARLAR

  2. Yaşar KARNAP

  3. Kömür yerine domates biber patlıcan
Yaşar KARNAP

Yaşar KARNAP

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Kömür yerine domates biber patlıcan

A+A-

Dünyanın hiçbir yerinde (demokrasilerde) seçim vaatleri arasında devletin ya da belediyelerin fiyatı artan ürünlerin satışını yapmak gibi bir vaadi yoktur olamazda. Gelin görün ki bizim ülkemizde 1950 lebde başlayan toplumu yanıltıcı vaatler vererek iktidarı eline geçirme ya da elinde tutma hesabı peşindeler. Ne yazıktır ki bu yöntem yine toplumun bir kesimi tarafında olumlu karşılanıyor.

Soğan ve patatesin fiyat yükselişi ile başlayan patlıcanla zirve yapan meyve sebze sektörü gelinen noktada belediyelerin tezgah açarak sözüm ona halka ucuz sebze yedirme yarışına girdiler. Halkın alım gücünün artmasında kimsenin söyleyeceği bir şey yoktur olamaz da. Ancak olay seçim yatırımı olunca işin şekli değişiyor. Yaklaşık on yıldır sebze meyve sektöründe olan biri olarak ürünlerin tezgahlara neden pahallı satıldığının kısmen açıklamasını yapayım.

Yine malumunuzdur ki sebzelerimiz ağırlıklı olarak Antalya ve mersindeki seralarda yetiştiriliyor. Kış sebzelerinde ise Samsun başı çekiyor. Önce ürünün toprağa ekilip hasat zamanına kadar olan süreci inceleyelim. Bildiğiniz üzere tarımda kullanılan tohumlar GDO’su değiştirilmiş yüksek verimlilik sağlayan tohumlardan oluşuyor ve tamamı ithal. Bu tohumları üretici önce sera ya da tarlaya ekiyor sonra büyümesi için gübre veriyor. Daha sonra böceklenme yapmasın, ürün kalitesi (tonaj anlamında) düşmesin diye ilaç veriliyor ve bu ilaçların tamamı ithal ediliyor (genelde İsrail). Kış aylarında seralarda yetiştirilen ürünlerin sağlığı için seralar ya kömür ile ya da elektrik ile ısıtılıyor sulaması v.s ürünün maliyeti artıyor. Bu yıl elektrik kömür su gibi maliyeti arttırıcı faktörler yaklaşık yüze 40 oranında zam geldi bunu da biliyoruz. Dolar arttı ithal ettiğimiz tohumda tutun tüm gübre ve ilaçlar zamlandı. Birde önce Mersin sonra Antalya da aşırı yağmurdan zarar gören seralar dolayısıyla ürünler sebze fiyatlarının daha üretimdeyken pahalılaşmasına neden oldu.

Şimdi gelelim yapılan uygulamanın gerçekçiliğine. Çiftçiye, nakliyeciye mazotu 6,10 TL'den satacaksınız, yatı olana 3,75TL'den. Pırlantadan sıfır vergi alacaksınız sebze tüketen halktan yüze sekiz. Ayrıca çiftçiden de yüzde bir. Market kira, elektrik, su, maaş ve vergi ödeyecek domatesi 5,25'e satacak, Belediyeler eleman gideri, yatırım gideri yok, kira elektrik su vs sıfır giderle 4.00 TL'ye satacaksınız bakın satılıyormuş deyip gövde gösterisi yapacaksınız. Bu halk da buna inanacak öyle mi sanıyorsunuz? Bırakın bu işleri. Madem ki halkı düşünüyorsunuz; Üreticinin girdi maliyetlerinden vergi almayın. Gübreyi biz üretelim, ithal tohum kullanıp bir de ilaç kullanma maliyetini getirmeyin. Adana’dan 20 ton karpuz alıyorsunuz 4 bin TL veriyorsunuz nakliye gideri 5 bin TL sonra çıkıp ekranlara tarladan 20 kuruş tezgahlarda neden 2 TL deyip seçmeninize show yapıyorsunuz. Bir işletmenin işletme maliyetini yüzde 22’lere işletmeciler çıkarmadı sizin ekonomik politikalarınız çıkardı. Milyon dolarlık yatırım yapacak bir işletme hiç kâr etmeyecek neden siz seçimi kazanın diye. Yok efendim o işler öyle olmuyor. Tarım alanlarını inşaat sahası yaptırmayacaksınız tarımı kontrol altına alacaksınız, ülkenin hangi ürüne kadar ihtiyacı varsa o kadar çiftçiye ürün ektireceksiniz. Hiçbir şey bilmiyorsanız bir danışmanınızı Hollanda’ya gönderin tarımda ve hayvancılıkta ne durumdalar, politikaları nasıl onu öğrenip gelin burada uygulayın.

Başka bir çarpıcı bilgi vereyim. Bu hükümetin satacağı çay fabrikaları dışında bir kurumu kalmadı yakın gelecekte halleri özelleştirecekler. Özelleştirme de şöyle olacak. Hangi ilin halini özelleştireceklerse o ildeki hazine arazisini, haleyi alan firmaya 49 yıllığına verecekler o firma dükkan başı bir kira belirleyecek ayrıca satıştan yüzde bir komisyon alacak. Dolayısıyla yüzde bir belediyenin kasasına giden 'rüsum' bedeli ve hal kiraları firmanın kasasına gidecek. Sonra ne mi olacak? Patlıcanı 15.00 TL'ye yediğimizde kimsesin sesi çıkmayacak tıpkı elektrikteki soygun gibi. Sayaç okuma bedeli veriyoruz, açma kapama bedeli veriyoruz, TRT payı veriyoruz, KDV ve ÖTV veriyoruz sesimiz çıkıyor mu? Çıkmıyor! Kuzu gibi gidip ödüyoruz. Hal Yasası çıkınca ve bu hükümet seçimde istediği oyu alırsa soğan ve kuru fasulye ikilisini meclis lokantasında 5 TL'ye, şehir lokantasında 50 TL'ye yersiniz evde pişirmek mi? Herkesin harcı olmayacağı kesin.

Hadi afiyet olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.