1. YAZARLAR

  2. Tolga AĞAOĞLU

  3. Kafa yapısı
Tolga AĞAOĞLU

Tolga AĞAOĞLU

ortakses.com
Yazarın Tüm Yazıları >

Kafa yapısı

A+A-

1999 Yılında, depremden sonra çıkarılan ve amacı depremin yarattığı hasarı hafifletmek, daha sonra olabilecek depremlerin vereceği hasarı azaltmak için alınacak önlemlere kaynak olsun diye çıkarılan, o günkü adıyla deprem vergisi, bugünkü adıyla ÖTV kullanım amacından çıkmış, hazinenin en büyük gelir kaynaklarından biri haline gelmiş ve halkın üzerinde kambur olmuştur. Yüzde 220’ye kadar oranları olan dolaylı vergiler bunlar. Bir de bunun üzerine binen, genelde yüzde18’lik KDV. Verginin de vergisi. Bunların hepsi dolaylı vergi. Kazan, kazanma vatandaştan alınıyor.

Çiftçinin, esnafın, sanayicinin en azından zaruri girdilerindeki (mazot, elektrik, doğal gaz v.s.) bu dolaylı vergilerin düşürülmesi maliyetleri düşürerek maliyeti ucuzlatır, ucuzlayan ürün alım gücünü yükseltir. Çarklar dönmeye başlar. Bir de asgari ücretlilerin üzerindeki vergi yükünü kaldırın. İnsanlar ihtiyaçlarını karşılayabilsin, evine ekmek götürebilsin, ısınabilsin, ayda 1 kere bile olsa et yiyebilsin. Zaten dolaylı vergiden alacağını alıyorsun. Tüm tüketim mallarında KDV oranını yüzde 8’e çekin. Üretici de, tüketici de mutlu olsun.

Bu vergi sistemi ile bir gün gelecek kimseden vergi alamayacaksınız çünkü, üreticiyi de, tüketiciyi de bitirmek üzeresiniz.

Gelelim madalyonun diğer tarafına. Alınan vergilerin ne kadarı vatandaşın yararına kullanılıyor. Yüzde 20'sinden fazla olduğunu tahmin etmiyorum. Vatandaşa harcanan vergiden kalanlar ise, saraylar, külliyeler, yandaşlara vergi affı, itibar için gerekli şatafat ve gene yandaşlara para kazandırmada kullanılıyormuş gibi geliyor.

İktidar ve ortağın bu güce bir daha ulaşamayacağını anladığını ve ne toplayabilirsem kâr mantığında olduğunu hissediyorum. Devlet ve millet için değil de, kişisel menfaatler için çalışıyorlarmış gibi geliyor bana. Yoksa halkının yüzde 80’ni fakir olan, işsizliğin tavan yaptığı, yokluktan intiharların başladığı bir ülkede saraya, şatafata, lükse ve yandaşlara vergileriz harcanacağına, tarıma ve sanayiye yatırım yapılırdı.

Cumhurbaşkanı'nın söylediği doğru bir söz var. Yüksek faiz kötüdür, hatta dünyada 0 faizin olduğu durumda yıllık yüzde 27-30’lara varan faiz bizi bitirir. Fakat bizim neden borçlanmaya ihtiyacımız olduğu ve neden bu kadar yüksek faiz ile borçlandığımızın cevabı yok ortada. Ben size cevabı söyleyeyim. Finansal itibar, saraylar ve şatafat ile değil, o ülkedeki halkın ne kadar refah içerisinde yaşadığı, iktidarın ne kadar şeffaf olduğu, dış siyasetteki başarısı, hukukun herkese ne kadar adil olduğu, vergilerin ne kadar eşit, hakkaniyetli toplandığı, ne kadar doğru kullanıldığı ile ilgilidir. Borç ile itibar olmaz maalesef.

2. Dünya savaşından mağlup çıkan ve o tarihte ülkesinde taş taş üstüne kalmamışken bununla beraber savaş tazminatları öderken Almanya, bu gün 900 milyar dolar bütçe fazla verebiliyor. Angela Merkel de çıkıp bunu göğsünü gere gere söyleye biliyor. Bizim neyimiz eksik veya fazla bunu sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

Sonuç olarak bu iktidar, kafa yapısını değiştirmediği takdirde bizim refaha ulaşmamız mümkün gözükmüyor. İktidarın da, açıkçası bunu yapmaya niyeti de yok gibi. Onlar saraylarında mutlu ve mesut yaşıyorlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.