1. YAZARLAR

  2. Mehmet SORAL

  3. Gündem üzerine
Mehmet SORAL

Mehmet SORAL

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Gündem üzerine

A+A-

Meral Hanım'a atılan iftira tutmadı ya sizler

Şu an itibariyle belki de fetö'nün siyasi ayağına uzaklık yakınlık bakımından ismi en temize çıkmış isim Meral Akşener'dir.
...
"Kalleş ittifakı"nın tüm çabalarına rağmen ıkındıra ıkındıra ancak ölü bir doğum yaptırabildiler. Devletin tüm imkanlarını seferber etmelerine, yine tüm trollerini TV ve meydanlara salmalarına rağmen hala iftira düzeyinin ötesinde bir sonuca varamadılar.
...
Meral Hanım'a iftira atan izan ve irfan yoksunu insanlar (Belki de kripto fetöcüler olduklarından) "Fetö'nün siyasi ayağının açığa çıkarılması önergesi"ni red ettiler. Çünkü red edenler milleti "Nasıl olsa bizim ağzımızdan çıkana itibar ediyorlar. Onlarda sorgulama yapacak kadar akıl da yok, fikir de yok" diyerek bir anlamda hafife alıp, aklı ile dalga geçerken; böyle bir önergenin verildiğini bile bile hala iftira atmaya da devam ediyorlar.
...
Dedim ya "Kalleş İttifakı" söz konusu. Kalleşliğin kuralı; menfaatin olduğu sürece her kötülük mubahtır. Ama her "Kalleş" de şunu bilmelidir ki; Her mazlumun da bir Allah'ı vardır.

 

Bilge Lider Nazarbayev

Bilge Lider Nazarbayev'i tebrik ediyorum. Özellikle Kazakistan'ın laik bir devlet olması yönündeki ve de Atatürk'e atıf yaparak modernleşme çabalarını takdirle karşıladık. Konuşmalarında "Türk'e özgü İslam yaşantısı ve mantalitesi"ne dikkat çekmiş, tatbiki için de özen göstermiş, teşvik etmiştir.
...
Ülkemizin demokrasi ile tanışması Kazakistan'a göre çok eski yıllara dayansa da; içselleştirilmesi anlamında özellikle ülkemizdeki son 17 yıllık iktidar sayesinde Kazakistan'ın demokrasi ile tanıştığı yıllardaki demokrasi seviyesine geriledik.
...
Balgat mukiminin yandan takviye olduğu Siyasal İslamcıların 31 Mart'da güçlenerek çıkması durumunda en azından onlarca yıl sürecek bir Erdoğan vesayetinin oluşacağı, dolayısıyla da; örfi idarenin hakim olacağını düşünüyorum. Eğer ille de bir beka sorunundan bahsedecek olursak o da böyle bir riskin varlığıdır. Erdoğan için beka sorunu ise; kendisine ait bir vesayetin bu ülkede kalıcılığını "SAĞLAYAMAMA" endişesidir. Çünkü öyle bir vesayet oluşturmak istiyor ki; kendisi iktidardan gitse bile yerine hangi iktidar gelirse gelsin ismini ve avenesi daima korunup kollanabilmelidir.

 

Türk milletine operasyonlar hep Türk milliyetçileri ulusalcılar üzerinden yapılmıştır

Değerli Türk milliyetçileri, özelde ülküdaşlarım şunu kesinlikle bilmeliyiz ki; Türkiye'de Türk milletinin şerrine yapılmasına neye karar verilmişse operasyonu ilk önce biz Türk milliyetçileri ve solun ulusalcıları üzerinde yaparak; surda gedik açıp, muhtemel direnci kırdıktan sonra kullanıma her zaman için teşne olan sağı da yanlarına alarak kirli emellerine ulaşmışlardır.
...
Artık şunu kabul etmemiz lazım ki; "Tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı" sisteminin vebali kurumsal iradesi gasp edilmiş MHP'ye aittir. Bizler ve ulusalcılar Millet İttifakı ile buna mani olmak adına elimizden geleni yapmış olsak da; AKP ve kurumsal iradesi gasp edilmiş MHP'nin devlet gücü haline gelmiş hak, hukuk, adalet tanımaz; seçilecekleri ve demokrasiyi tehdit eden yaklaşımlarına karşı verdiğimiz mücadelemiz ve sonuçları ortada.
...
Şimdi demokrasimizi, cumhuriyet değer ve kazanımlarını korumak; en önemlisi bu yeni ucube "Tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemi"nin kalıcılığına mani olmak, ona ilişkin oluşan vesayeti kırmak ve tekrar "Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistem"e dönüşü sağlamak için 31 Mart mahalli seçimlerini fırsat olarak görmek ve Millet İttifakı'nın inisiyatifinde güç odağı oluşturmak adına ona göre tercihte bulunmamız gerekiyor.
...
Türkiye genelinde oy oranı yüzde 50'nin altına düşecek olan bir Cumhur İttifakı'nın yeni sisteme dair oluşturmak istediği vesayet büyük ölçüde kırılmış olacaktır. Bu mahalli seçim; her ne kadar gasp edilmiş iradesi ile bizleri temsil etme konumundan uzaklaşmış haldeki bir MHP'nin yeni sisteme ilişkin vermiş olduğu kararlarla "Türk milliyetçiliğini" vebal altına sokmuş olsa da; bu vebalden kurtulmak için de bir fırsattır. Lütfen bu fırsatı iyi değerlendirelim.
...
Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş'in işaret buyurdukları gibi "Sağ" ile mücadelemizi başlatmak zorundayız. Balgat mukimi ve avenesini kafaya alan güçler bunun önlemini "Tek adamlı partili Cumhurbaşkanlığı sistemi"ni icat ederek almış olsalar da; gelin bizler Başbuğ'un işaret buyurduğu "Sağ ile mücadele"mize başlayalım. Ve yine kendi görüşümü tekrarlıyorum; sağın bunca ihanetlerini göre göre 'artık solu anlamamız gerekir' diye düşünüyorum.

 

Devlet adamı sorumsuzca davranamaz

Yok arkadaş; böyle bir sorumsuz devlet adamlığı olamaz. Bu Türklüğüm adına züldür. Böyle bir üslup; her ne kadar beni temsil noktasında bulunsa da; bu "Utanç sürecini" yaşamanın zulmüne dönüşmüş olmasına daha ne kadar tahammül edebileceğiz.
...
Bir psikopatın katliamını, yine o psikopatın içinden çıktığı millete mal etmek şahıslar arasında belki hasımlığa binaen mümkün olabilir ama "Devlet adamı" kırk düşünüp bir biçerek ağzından çıkan söze dikkat etmelidir.
...
Sanki Yeni Zelanda meclisi Türkiye ile savaş kararı almış da; "Hadi bakım geleceğiniz varsa göreceğiniz de var" anlamına gelecek bir ifade kullanmak seçim yatırımı için gönüllere hoş gelebilir ama ülkemizin de her geçen gün medeni dünyadan tecrit edilmesine neden olacağı aşikar.
...
Atatürk ismi "O'nun kitabında" yazmadığı için doğal olarak Atatürk'ün Çanakkale savaşı sonrası yaşanan süreç daha tazeliğini korurken ölen yabancı askerlerin anneleri için söylediği sözlerdeki hümanist duyguların ne anlama geldiğini elbette bilemesi mümkün değil. Dolayısıyla, fütursuzca sarf ettiği sözler de ondan olsa gerek.
...
Ege'de 18 adayı Yunanistan işgal etti, ne yaptınız? Süleyman Şah türbesini korumak için savaşmayı değil, yerinden taşımayı yeğlemediniz mi? Bu haltlar vuku bulurken ne yaptıysanız, anlaşılan o ki; korkarım posta koyduğun o devlet veya devletlere karşı da benzer tavrı sergilersiniz.
...
Tanrı Türk'ü önce sizin şerrinizden sonra da başkalarının şerrinden korusun.

 

Bizim konumumuz da duruşumuz da net

Biz "Tek vatan, tek millet, tek bayrak"ın yanına "Türk"ü koymayanlarla değil koyanlarla, CHP ile ittifak kurduk.

Mansur Yavaş başta olmak üzere bir çok ülkücü bu inanç ve güvence ile CHP listelerinden aday olmuşlardır. Çok isabetli de olmuştur.
...
Devlet Bahçeli ve avenesinin siyasi varlıklarının gayesi Türk milliyetçiliği ideolojisini marjinalleştirmek ve nihayetinde tesirsiz hale getirmektir.
...
T. C Devleti'nin kurucu iradesinin kurduğu CHP'nin aday listelerinde ülkücülerin yer almış olması; bir anlamda tarihin tekerrür etmesidir.

 

Mansur Yavaş korkusu devam ediyor

Değerli dostlar,

Özellikle Cumhurbaşkanının mütemadiyen; Mansur Yavaş kazansa bile bir şekilde görevden alınacağı gibi tehdidi ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisini dinlemeye gelen bir vatandaşın aidiyet duyduğu SP ve diğer İYİ PARTİ, CHP için PKK'nın arkasında oldukları şeklindeki haksız ithamına karşılık itiraz edince "Hadi sen de densiz, arkasında değil mi" deyip, sonra gözaltına aldırması gibi adeta "Bu devlet bizimdir" tavırları ile yaratılmak istenen algı o ki; "Devlete o kadar hakimiz ve güçlüyüz ki; bizden çok çok fazla oy alsanız bile işimizi bileceğiz ve her ne şekilde olursa olsun galip biz olacağız"
...
Lütfen bu güç gösterileri karşında ezilmek, ürkmek gibi bir psikolojinin girdabına kapılmayın. Önce verdiğimiz oylarla sandıkları patlatalım. Onları enselerinden tutup şöyle güzel bir sarsalım, sonra ayakta kalabilirlerse; paşa gönülleri bilir güreşmeye devam ederiz.
...
Şunu kesinlikle bilmeliyiz ki; AKP muktedir olmasını, güç toparlamasını FETÖ'nün kumpasları ile sağlamıştır. Bu konuda kendinden emin olunca da; FETÖ'yü ile ters düşürerek, dışlama yoluna giderek, nihayetinde 15 Temmuz süreci yaşanmış ve 15 Temmuz'un kendileri için Allah'ın bir lütfu olduğunu da ikrar ederek yeni bir güç odaklanması şekline dönüşerek "Cumhur İttifakı" şeklinde süreç devam etmektedir.
...
Yani demem o ki; bunların demokrasiye inanmışlık ve adanmışlıkları olsaydı 28 Şubat'ta tankların üzerine çıkar, itiraz ederlerdi öyle değil mi? Dolayısıyla ne kadar ki; demokrasiye ve oylarımıza sahip çıkar, inanmışlık ve adanmışlığımızın peşinden gidersek kesinlikle başaracağız. Bugün için güç onlarda olsa da; korkan da onlar olduğuna göre kazanmaya ramak kaldı, az sabır.

...

Hele bi Ankaralı Mansur Yavaş'ı malum koltuğa oturtsun, sonra senin ne yapıp yapamayacağına bakarız.
...
Bak muhterem, bu milletle inatlaşılamayacağını en iyi bilmesi gereken sensin. Dolayısıyla, senin tehdidin fideye su vermek gibi Mansur Yavaş'a iyi geliyor; ha gayret. İki puan kumpastan, iki puan da tehditten. Hay Allah senden razı olsun olsun(!)
...
Oh ne güzel.
Gelsin Ankara misket...

 

Hiç bir parti ''Oy seçiciliği'' yapmaz

Kişiler hangi partiye oy vereceğine kendileri karar verebilir. Ancak hiç bir partinin "Oy seçiciliği" gibi bir ahmaklığı yapmayacağı gibi yapması da beklenmez. Cumhur İttifakı'nın amiralleri çok akıllılar ya; CHP ve İYİ PARTİ'den böyle bir ahmaklık bekliyorlar, hatta yetmeyip zorluyorlar.
...
O kadar ahmak olsaydık, bu kadar yol alır mıydık hiç? Ne denmesini bekliyorlar; "Şu partinin seçmeni bize oy vermesin". O zaman Anadolu deyimi ile adama "Ulan dürzü; ne bok yevmiye meydanlarda dolaşıyorsun" demezler mi?

 

HDP eşbaşkanı ne yapmak istiyor?

HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli'nin "Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kazanırlarsa HDP oyları ile kazanmış olacaklardır" şeklindeki ifadesinin anlamı; olsa olsa Cumhur İttifakı ile HDP arasında yeni bir açılım sürecinin pazarlığının yapıldığıdır.
...
"Kalleş İttifakı"nın görevlendirdiği bir ekibin bundan üç ay önce Almanya'ya eyalet sistemini araştırmaya gitmeleri; yeni bir açılım sürecinin başladığının delilidir. Temelli'nin açıklamasının; Millet İttifakı'na gidecek oyların kendileri üzerinden ürkütülmesine yönelik bir açıklama olabileceğini düşünüyorum.
...
Olur mu; elbette olur. Şimdiye kadar "Kalleş ittifak"ın yapmış olduğu kumpaslar bugün ve bundan sonra yapılacakların delilidir.
...
Adamlar zamanında İngiltere'yi aracı kılıp, Oslo'da PKK'yı devlet adına ilk defa muhatap alıp anlaşma yapan bir ekip olup, yanına buna en büyük sözde itirazı yapanı da alarak artık her türlü değişime cüret eden bir şer ittifakı sözkonusudur. Dolayısıyla, "O kadarı da olamaz canım" diyebileceğimiz aklımıza, fikrimize, izanımıza gelmeyen bir çok şey koltuk bekası uğruna bu "Şer ittifak"tan beklenebilir.

 

Yeni Zelanda'dan katliam görüntüleri

Kartal'da bina yıkıldı, görüntüleri insanları etkilenmesin diye yayın yasağı kondu. Gerekçe bu ise; Yeni Zelanda'daki katliam görüntülerini seçim meydanlarında millete izletmek de ne oluyor? Sadist bir ruh halinin dışa vurumu, o da değilse; siyasi rant arayışı değil de nedir?
...
Benden ailelere tavsiye; AKP mitinglerini veren TV kanallarını çocuklarınızla beraber izlemeyin, zira ruh halleri bozulabilir.
...
Müslümanlara karşı olan kin ve öfkeyi; bu görüntüleri izleterek değil, aklı selim bir şekilde anlatma yolunun tercih edilmesi gerekir. Amacımız çocuklarımızı kindar Müslümanlar olarak değil, akıllı ve ahlaklı Müslümanlar olarak yetiştirmek olmalıdır. Kindar Müslümanın hem kendine, hem topluma, hem de İslam'a zararı vardır.

 

Sandığa giren her oyun niteliğinin değil niceliğinin hesabı yapılır

Cumhuriyet tarihinin en büyük ihanet şebekesinin kumpasları ile önce iktidar, sonra muktedir olup, devleti de onlara teslim edenler; bu ihanet ve utancı hangi zaman üzerlerinden attılar ki; HDP seçmeninin millet İttifakı'nın adaylarına oy vermelerini bir felaket, bir beka meselesi olarak görüyorlar?
...
Tüm seçmenlere sesleniyorum; 31 Mart gecesi oylar sayılırken hiç bir oyun nasıl bir insandan geldiği şeklinde tasnifte bulunulmayacak. Yani şu oy MHP'ye puşttan, şu oy AKP'ye pezevenkten, şu oy da İYİ Parti'ye onun bunun çocuğundan gelmiş denmeyecek. Dolayısıyla bu seçim şartları Cumhur ittifakının dayatmalarından kaynaklandı. Kendileri böyle bir "sevişme" usulünü tercih ettiler, "Hoşumuza gitmedi" diyemezler.
...
Sizin hakkınızdan ancak sizin koyduğunuz kurallar ile geleceğiz; var mı başka seçenek?

 

Mehmet Gül...
Özgüven sahibi bir ülkücü nasıl olur denince ilk aklına gelen isim rahmetli Mehmet Gül'dür.
...
Ve şuna inanıyorum ki; eğer o yaşasaydı Devlet Bahçeli-Recep Tayyip Erdoğan ikilisinin Türkiye'nin başına musallat ettikleri bu dönüşüm sürecini bu kadar kolay başaramazlardı. Çünkü dediğim gibi sahip olduğu öz güvenle ülkücüler adına kendini sorumlu hissetmeyi ve inisiyatif almayı, karşı koymayı vicdanında hissedecekti.
...
Ergenekon kumpasına; yukarıda bahsettiğim kişiliği nedeniyle dahil etmek istediler ama Allah bir şekilde o fırsatı vermedi. Belki de sağlık nedenleriyle kendi derdine düşmüş olması; kumpasçıların da takibinden kendisini kurtarmıştı.
...
Devlet Bahçeli'yi ilk çözebilen insanlardan birisiydi ama gereğini yapabilmesi için ömrü vefa etmedi. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Saygı, sevgi, rahmet ve hürmetlerimle anıyorum.

 

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.