Kendisini bildi bileli röveşata golleri denediğini vurgulayan Senegalli yıldız, “Ara sıra canımı yakıyordum ama röveşatayla gol attığımda unutup, yeniden yapmayı deniyordum. Hiçbir zaman vazgeçmedim. Çok eğlenceli bir şey. Zaten profesyonel olduğumdan beri canım daha az yanıyor” dedi.

İşte Sow’un sorulara verdiği yanıtlar:

“Hızım bana çok yardımcı oluyor. Hızlı bir şekilde ortadan kaybolabiliyorum. Savunmacılar beni aklından silebiliyor. Kendimi unutturduğum anda da işimi yapmam kolaylaşıyor.”

“Beğendiğim özel bir gol atma şekli yok. Önemli olan topun kaleye girmesi. Gol olsun da nasıl olursa olsun. Atayım ya da attırayım önemli değil. Takım kazanıyorsa kimin attığının önemi yok.”

“Sahada olduktan sonra nasıl ve nerede olduğumu dert etmiyorum. Webo geldiğinden beri biraz daha sol taraftayım ama hedefimiz kazanmak ve bunun ne şekilde olduğunun hiç önemi yok. Başlarda bu değişiklik bana biraz tuhaf gelmişti. İlk geldiğimde öndeydim, arkamda Alex, Topuz ve Stoch vardı. Onlar çok yön değiştiremiyorlardı ama yine de anlaşabiliyorduk.”

“Çok iyi bir futbolcu (Salih) aldığımızı düşünüyorum. O bize saygı duyuyor, sorular soruyor. Biz de ona saygı duyuyoruz çünkü geleceği çok parlak. Beykan, Salih, Recep, hepsi Fenerbahçe’nin geleceği.”

“En iyi golüm Galatasaray’a karşıydı. Ömrüm boyunca da unutamam. O maçtan önce twitter’dan çok mesaj almıştım. En önemli derbinin Galatasaray derbisi olduğunu biliyordum. Taraftarlar bana, ‘Diğer maçlar umurumuzda değil, Galatasaray’a gol at yeter’ dediler. Ben de attım. Golü attıktan sonra aklıma o mesajlar geldi ve mutlu oldum.”

“Messi, Ronaldo, Falcao çok iyi golcüler. Türkiye’de de Burak Yılmaz ve Didier Drogba’yı beğeniyorum. Burak’ın kaliteli bir golcü olduğunu biliyordum ama Avrupa’da yapacaklarını hiç tahmin edememiştim. Ronaldo’yla karşılaşacağı için çok şanslı.”

“Türkiye’de beni zorlayan savunmacı yok. Herkese saygı duyuyorum ama benim için sorun yok. Türkiye’deki ilk maçımda karşımda Egemen Korkmaz vardı ve çok sert oynuyordu.”