1. YAZARLAR

  2. Yaşar KARNAP

  3. Ebeveyn olabilmek
Yaşar KARNAP

Yaşar KARNAP

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Ebeveyn olabilmek

A+A-

Öncelikle çok zor şartlarda görev yapan tüm emekçi tıp çalışanlarının bayramını kutlarım. Yazı yazmayı o kadar sevmeme rağmen bu aralar yazı yazmayı bırakın ne yazabilirimi düşünmek dahi istemiyordum. Ne yazayım diye düşünürken bir arkadaşıma danışmak aklıma geldi o da “ANNE-BABA OLMAK” dedi.

Aslında çok önemli bir konu ebeveyn olmak ama bizler ebeveyn olmayı çocuk dünyaya getirmekle mükellef olarak algılıyoruz. İşin aslı öyle değil. Ebeveyn olmak büyük sorumluluklar gerektiren gerektiğinde ödünler verebileceğinizi aklınızdan tutmanız gereken bir konu. Arkadaşımın önerisini dikkate alarak ebeveyn olmanın ne demek olduğunu hem kendi yaşantımdan hem de ülke gerçeği olarak kaleme almaya karar verdim.

Çocuk olarak ebeveynlerimle yetişme şansım maalesef olmadı. 10 yaşımdayken babamı kaybettim. Okul hayatımın bir bölümü annem dolayısıyla ailemden uzakta geçti. Bir bölümü ise ailenin diğer fertlerinin yardımı ile ebeveynsizliği hissetmeden bir şekilde büyüdüm. Okul hayatı çalışma hayatı derken gün geldi ben de ebeveyn oldum. Hem sevinçliydim hem de düşünceliydim. 1980’i liseli bir geç olarak yaşayan 1990’da çocuk sahibi olan bir baba için (en azından benim için) ülkenin olumsuz şartlarında ebeveyn olmak hiç de kolay değildi açıkçası çok ürkmüştüm. Ebeveyn olana kadar gözlemlediğim bir şey vardı. Çocuklar asla hiçbir konu hakkında söz sahibi değildi. Anne baba ya da ağabey abla ne diyorsa o doğrudur onun dışında hiçbir şey doğru değildir. Bundan daha vahim olanı ise çocukların söz sahibi olma hakları dahi yoktu. O zaman karar vermiştim. Ben farklı bir ebeveyn olacağım benim çocuğum önce düşünecek, okuyacak ve en önemlisi sorgulama yeteneği olan bir birey olacak.

Bu yönde bir çocuk yetiştirdim bugün en iyi arkadaşımdan daha arkadaş, en iyi dostumdan daha iyi bir dost sahibiyim. Ama ebeveyn olmak bununla da bitmiyor. Bunu yine sevdiğim bir arkadaşımın annesinin doğum günü nedeni ile yaptığımız sohbette bir kez daha anladım. Ebeveynseniz tarafsınız, ebeveynseniz çocuğunuzun sevincini, üzüntüsünü paylaşmak, geleceğini garanti altına almak zorundasınız. Hiçbir şey yapamıyorsanız bilgi sahibi olmak zorundasınız. Ebeveynseniz çocuğunuzun topluma faydalı biri olmasını sağlamak zorundasınız. Bugün ben böyle bir aile ile meşgul oldum. Ailenin birçok ferdini arkadaşım sayesinde yakinen tanıyor gibiyim her bir ferdi birey olmuş kocaman bir aile ve böyle bir aileyi tanımış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Bütün ebeveynler çocuklarına düşkündür. Çocuğunuzun canı yansa sizin içiniz parçalanır. Bir yere gönderirsiniz 5 dakika geç kalsa telaşa kapılırsınız. Ancak gelişmiş toplumlarda durum çok farklı. Siz çocuğunuzu yetiştiriyorsunuz yetişkin birey olduktan sonra onun geleceğini düşünmek gibi bir nedeniniz yok. Çünkü arkanızda sizin yerinize çocuğunuzun geleceğini düşünen bir sosyal devlet var. İşte bu yüzden ebeveyn olmak bizim gibi ülkelerde çok zor. Doğru ebeveyn olamadığımız için hem çocuklarımızın geleceğini karartıyoruz hem ülkenin geleceğini karartıyoruz.

Hani her siyasi parti eskiyi kötüleyip kendine prim sağlar ya ben de bu modaya uyarak eski ebeveynleri biraz eleştirip (bir çoğunu) gerçi kendime prim sağlamayacağım ama birkaç ebeveynin fikrini değiştirebilirsem ne mutlu bana. 1950’leri, 60’ları, 70’leri ve 80’leri yaşamış ebeveyn olmuş kişilerin yetiştirdiği nesil bugün birbiri ile kavgalı. Neden mi? Eski nesil de birbiri ile kavgalıydı da ondan. Benim gençlik yıllarımdan hatırladığım (80’ler) ve ebeveynlerin en çok kullandığı kelime “Aman evladım sen hiç bir şeye karışma okuluna git gel” Aslında bu söylem, çocuklarının başına bir şey gelecek korkusunun dışa vurumuydu. Hiçbir şeye karışma demek, işin özünde sorgulama ne denirse onu yap başına bir şey gelmesinin kısaca anlatımıydı. Ama bilselerdi ki o zaman çocuklarına sorgulama yeteneğini kazandırabilselerdi (çoğunluk) bugün ülke olarak yaşadığımız zorlukların hiç birini yaşamıyor olurduk. Bizim çocuklarımız da gelişmiş ülkelerdeki çocuklar gibi gelecekleri garanti altına alınmıştı.

Ebeveynlere nacizane önerim. Çocuklarını frenlemesinler onlara güvenip sorgulama yeteneklerini kazandırsınlar hiç mi ama hiç korkmasınlar çocuk özgür bir birey olarak büyüdüğünde doğru kararları alma yetisine de sahip olacaklardır. Bugün hala sorgulama yeteneğine sahip bireyler varsa geçmişte çocuklarını birey olarak yetiştiren ebeveynler sayesindedir. Buna en güzel örnek ise; Bir kez daha “nice mutlu yıllarınız olsun demek istediğim Süheyla Yılmaz'ı yetiştiren ebeveynler ve Süheyla Yılmaz’ın yetiştirdiği çocuklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.