1. YAZARLAR

  2. Fazlı KÖKSAL

  3. Dürüstlük üzerine
Fazlı KÖKSAL

Fazlı KÖKSAL

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Dürüstlük üzerine

A+A-

“Sırf hapiste olduğu için hırsızlık yapmayan hırsız, ahlaklı bir kişi değildir” diyen Carl Gustav Jung ne kadar haklı/

Dürüstlük ve ahlak; fırsat bulamadığı için yanlış bir davranıştan uzak durmak değil, fırsat olmasına rağmen yanlış davranışı tercih etmemektir!

Dağdaki çobanın dürüstlüğü,

Yetkisiz bürokratın, muhalefetteki siyasetçinin dürüstlüğü,

Test edilmemiş dürüstlüktür.

Yetkili olmakla birlikte kendine çıkar sağlamamak da tek başına dürüstlük olarak değerlendirilemez.

Bizde yanlış bir dürüstlük algısı var. Boğazını göstererek “çok şükür buradan bir kuruş haram geçmedi” der çoğu yetkili. Bunu diyenlerin büyük bölümü de doğru söyler. Kendi boğazından beş kuruş haram geçmemiştir ama... İşin aması vahimdir; “dürüst bürokrat”ların, “dürüst siyasetçi”lerin küçümsenmeyecek bölümü, "benim tarikatımdan”, “benimler partimden”, “benim hemşerim”, “benim akrabam”, “benim derneğimden”, “benim arkadaşım”, “benim meslektaşım” diyerek pek çok kişiye çıkar sağlamakta bir beis görmezler... “Benim” kelimesi arkasına sığdırılacak o kadar farklı ilişki vardır ki saymakla bitmez. Aslında bu da bir nevi kazan- kazan oyunudur... “Dürüst politikacı”, “dürüst bürokrat” onlara çıkar sağlar, onlar da boğazından haram geçmeyen yetkililerin o koltukta olmasını sağlarlar. Türkiye’de yapılan yolsuzlukların büyük bölümü bu neviden yolsuzluktur. Tabir yerindeyse hatır yolsuzluğu... Belli bir dönemde “mason biraderliği”, son yıllarda “tarikat ihvanlığı” her zaman ve şartta “iktidar partisine mensubiyet” hatır yolsuzluğunun temel çıkış noktaları olmuştur…

Boğazından haram geçmeyenlerin başka bir türü daha vardır. Gerçekten haram yemezler, başkalarına da çıkar sağlamazlar... Dürüsttürler. Ama korkaktırlar. Ne kokar ne bulaşırlar. Gözlerinin önünde olan yolsuzluklara tepki göstermek bir yana, görmezden gelirler. Tabir caizse üç maymunu oynarlar; görmezler, duymazlar, konuşmazlar...  

Ben bu tür insanları da gerçek anlamda dürüst olarak kabul edemiyorum.

Gerçek dürüstlük; Trilyonlarca liralık ihale yapmasına, binlerce kişiyi işe almasına rağmen ne kendisine ne de başkasına çıkar sağlamayan ve bu tavrı politik baskılara sürülme, görevden alınma riskine rağmen sürdüren bürokratın, evine ekmek götüremeyince çocuklarının yüzüne bakamamasına rağmen, hırsızlığı aklından geçirmeyen yoksulun, işsizin,

Yüksek miktarda borcu olmasına rağmen arabasında unutulan para çantasını sahibini arayarak teslim eden taksi şoförünün,

Muktedir olduğu halde dürüstlükten taviz vermeyen, hakkın, haklının ve doğrunun yanında olan siyasetçinin,
Özetle her durumda ve her şartta dürüst kalabilen insanın,

Ve gördüğü yanlışlara direnebilen, yolsuzluklarla mücadele edebilen insanların,

Dürüstlüğüdür...

Ne mutlu onlara...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.