1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Benim Bir Öykü'm Var
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Benim Bir Öykü'm Var

A+A-

Benim bir öykü'm var. Yok öyle değil… Benim Öykü adında bir torunum var. Dört yıldır evli. İzmir’de dördüncü katında oturduğum apartmanın sekizinci katında oturuyor. Eşi Ali Bey de, Öykü’m de çalışıyorlar. Ve evlendikleri günden bu yana akşam eve geldiklerinde evin kapısını açmaya davrandıklarında içeriden tatlı seslenişiyle onları selamlayan bir Bulut vardı.

O şimdi yok. Bulut bir muhabbet kuşu idi ve ne yazık ki ölüverdi.

Ben otuz yıldır Öyküm’ü  böyle üzgün ve de süzgün görmedim. “Ne oluverdi sana çocuğum?” diye sormama gerek kalmadı. Boynunu büktü, dudaklarını kıvırdı. “Bulut’umuz öldü dedeciğim” dedi. Ben “Kimdi bu Bulut, neyin nesiydi?” diye düşünmeye varmıştım ki Hayruş uyardı. “Muhabbet kuşu” dedi. “Hani evlendiklerinden beri baktıkları…”

Evet ya… Evlerine her gidişimizde cikir cikir eden o sevimli şey.

Öykü oncağızı kafesinde ölü bulduğunu anlatırken titriyordu ve gözlerinde yaş vardı.  Olayın ağırlığı kafama dank etti. Çocuğumun derdi gerçek bir dert idi. Gönülden sevdiği bir varlığı yitirmişti. Onun kuş ya da deve olmasının ne önemi var. Bulut bir canlı idi.

Ve onun öyle becerilerini anlattı ki, benim de hayranlığım arttı. “Dede Bulut’un bir karpuz yiyişi vardı ki, görmeliydin”  diyor.  Ali Bey oğlumuz  Bulut  için radyodan bir şarkı  çalmaya başlayınca kuş kuşluğunu unuturmuş ve bayağı müziğin ritmine göre kanatlarını açar kaparmış. Ve Neredeyse bir çok sözcüğü de söyler duruma gelmişmiş.  

Öykü’müzü Hayruş’la birlikte teselli ettik.  Yeni bir muhabbet kuşu alsalar acısı hafifler mi acaba?” diye düşünecek olmuş. Bu görüşüne de eşi Ali bey karşı çıkmış. “Sana bir şey olsa ben senin yerine birini getirsem gönlün razı olur mu?” demiş.  “Bulut’umuzu tedirgin etmeyelim” demiş. Onu apartmanımızın arkasına düşen zeytinlik alanda  bir ağacın altına gömmüşler. Pencereden bana o ağacın altını göstermeye de çalıştı ama hava kararmıştı.

Öykü’mün bu ağlar halini görünce ne düşündüm, biliyor musunuz? “Allahım” dedim kendi kendime… “Benim Öykü’m insan ise, kedileri köpekleri tekmeleyerek öldüren, hayvanlara olmadık eziyetler etmekten zevk alan  yaratıkların cinsi ne? Yoksa onlar da mı insan?”

“Ve Allahım,  bir kuşun ölümü üzerine bir haftadır ağlayan benim Öykü’mü sen yarattıysan,  şu insanların kafasını kesen, yüzlercesini gözünü kırpmadan bir çırpıda öldüren yaratıkları da mı sen yarattın? Onları koruyan, kollayan sürüngenleri de mi sen  yarattın?”

“Öyleyse bu senin şanına yakışıyor mu Allahım?”    

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum