1. YAZARLAR

  2. Ruhittin SÖNMEZ

  3. Ben moderatör iken
Ruhittin SÖNMEZ

Ruhittin SÖNMEZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Ben moderatör iken

A+A-

İstanbul Belediyesi yenileme seçimleri 17 senedir unuttuğumuz demokratik bir uygulamayı hatırlamamıza sebep oldu. 

Seçimin iki favori adayı 16 Haziran’da bir TV yayınında biraraya gelecek ve programı sunacak gazetecinin sorularını (belki de birbirlerine soracakları diğer soruları da) cevaplayacak.

Bugünlerde bu tür programları yöneten ve soruları katılımcılara yönelten kişiye “moderatör” deniyor.

Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu’nun birlikte katılacağı program için en önemli tartışma noktası da moderatörün kim olacağı idi.

Çünkü moderatörün sunucudan farkı tartışmayı yöneten ve yönlendiren kişi olmasıdır.

Seçimde dengeler bıçak sırtı. Bu yüzden moderatörün yönetim tarzı seçimin kaderini bile belirleyebilir.

***

DERSİNE İYİ ÇALIŞMAK VE TARAFSIZLIK

Benim Kocaeli TV adlı yerel TV kanalında 2001-2002’de iki yıla yakın bir televizyonculuk tecrübem oldu. TV’nin Genel Müdürü, Kocaelili ülkücülerin kanaat önderlerinden Aslan Koyuncu’nun davetiyle, “Geniş Açı” adlı bir programın yapımcılığını ve moderatörlüğünü üstlendim.

Ülkemizin siyasetçi, bilim, sanat ve din insanları, STK Başkanları gibi çeşitli kesimlerden çok seçkin konuklarımla, her birinde bir ile yedi kişinin katıldığı canlı yayınlar yaptım.

Bu tecrübelerim ışığında biliyorum ki bu tür programlarda başarılı bir moderatörlük yapmak için öncelikle konuya çok iyi çalışmak ve mutlaka tarafsız kalmak şart.

Birilerini haklı veya haksız çıkarmak için gayret göstermek yerine sadece olayın iyi anlaşılmasına odaklanmak gerekiyor.

Bu temel ilkelere uyduğum için, yaptığım programların kalitesinin yaygın medyada profesyonel moderatörlerin sunduğu programların asla gerisinde kalmadığı kanaatindeyim.

***

ÖN HAZIRLIK ÖRNEKLERİ

Mesela Liberal Demokrat Parti Başkanı Besim Tibuk’la program yapmak için partinin tüzüğünü ve programını detayı ile okudum. Bu partinin programı diğer partilerin hepsinden çok farklı idi. Her partinin yararlanabileceği konular içeriyordu.

1999 Depreminden sonra Bayındırlık Bakanı Koray Aydın’ın “Kalıcı Konutlarının yapımından sorumlu Müsteşar Yardımcısı” proje süresinde Kocaeli’de kaldı. Bu değerli bürokrat ile program yaptım. Program öncesi yapılan Gündoğdu ve Yuvacık konutlarını bizzat gezip sorunları yerinde tespit ettim.

Prof. Dr. Osman Altuğ’un ilginç ekonomi teorilerini ve Erbakan’ın uyguladığı “Havuz Sistemini” anlaşılır kılmak için Hoca’nın yazdıklarını ve basında çıkan haberleri inceledim.

DYP, MHP ve AKP (o zaman henüz adı Yenilikçi Hareket idi) temsilcilerini davet ettiğim program öncesi özellikle bu harekete katılanlar ve siyasi görüşleri hakkında ön inceleme yaptım. Sonradan Çevre ve Orman Bakanı olan Osman Pepe’den doğmakta olan AK Parti hakkında çok detaylı bilgiler alabildim.

Rahmetli mütefekkir Durmuş Hocaoğlu için yazdıklarından geniş bir demet ve programın konusu olan Avrupa Birliği hakkında okumalar yapıp, sorular çıkardım. “Türkiye AB’ne girdiği taktirde Türk Milletinin son bağımsız devletinin sona ereceği” tezi hakkında müzakere ettik.

Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ile dış politika konusunda ufuk turu yapabilmek için bu alanda kaynakları gözden geçirdim.

Prof. Dr. Ali Akdemir’in “Yönetici Engeli” isimli kitabını okuyunca kendisiyle kitabın içeriğini programda tartıştım.

“Alevilik” konusunu günlerce çalıştıktan sonra bu konuyu en iyi bilenlerden Abdülkadir Sezgin’i davet ettim. Program öncesi Abdülkadir Hoca ile iki Cem Evi’ni ziyaret edip, buradaki Alevi vatandaşlarımızla sohbet ettik.

İlk aklıma gelen bu isimler bile siyasi yelpazenin ve bilim dünyasının her kesiminden değerli konuklarım olduğunu göstermiştir. Ayrıca “dersime çalışmak” ve “tarafsız olmak” ilkelerime örnekler verebildiğimi sanıyorum.

***************************************

SORUYU SORMA ŞEKLİ VE BEDEN DİLİ

Moderatörün hazırladığı soruları sorma şekli ve beden dili de çok önemlidir. Moderatör konuklarına saygılı olduğunu hissettirmelidir.

Mesela LDP Genel Başkanı Besim Tibuk çok şaka kaldıran bir politikacı idi. Stüdyoya 50 civarında taraftarı ile gelmişti. “Sayın Başkan İzmit’teki bütün seçmenlerinizi buraya getirmişsiniz” diye espri yapmamı kahkaha ile karşılamıştı.

Hatta “Türkiye’de zengin işadamları siyasete pek hevesli değildir. Parti kuran iki patron da pek başarılı olamadı. Sizin diğer işadamlarına göre paranız mı çok, aklınız mı daha az?” sorum üzerine neredeyse bir dakika süren kahkaha atmıştı.

Çünkü biliyordu ki, moderatör çanak sorular sorar ve hazırlanmış cevaplar verirse etkisi olmazdı.

***

Geniş Açı’ya ilk konuğum MHP’li Körfez Belediye Başkanı Erhan Yenilmez olmuştu. Kocaeli TV için bu belediyenin desteği çok önemli idi.

Belediye depremden sonra İlimtepe adlı büyük bir konut projesini yürütüyordu. Birçok sıkıntılar yaşanan bu proje hakkında Başkanın halka bilgi vermesi televizyonculuk açısından önemli bir olaydı.

Belediye Başkanına program öncesi “Size soracağım sorular sert gelebilir. Lütfen inandırıcı olmak istiyorsanız soru şekline takılmayın içtenlikle cevaplayın” dedim.

Nitekim daha ilk sorumda “Sayın Başkan şu kameradan direkt halkın gözüne bakarak ‘Ben halkın parasını, kamu kaynaklarını çalmadım, çaldırmadım, israf etmedim’ diyebilir misiniz?” diye başladım.

Arada, Başkanın adamları yanıma gelerek, “Senin sorduğun gibi düşman sormaz. Ne yapıyorsun?” diye çıkışmaya çalıştılarsa da, Erhan Bey onlara müdahale etti. Bana “Bildiğiniz gibi sormaya devam edin lütfen” diye rica etti.

***************************************

İSMAİL KÜÇÜKKAYA İNŞALLAH BAŞARIR

Bir yerel TV’de bile moderatör olmak pek kolay değil. Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu’nun birlikte katılacağı ve seçimin kaderini etkileme ihtimali çok yüksek olan bir programın moderatörü olmak çok çok riskli. Şüphesiz her iki taraftan da acımasız eleştirilerin olacağı bir görev bu.

Tarafların programın moderatörü olarak seçtiği İsmail Küçükkaya için bu görev kariyeri açısından hem bir fırsat ve hem de büyük bir tehlike.

Yılların gazete ve televizyoncuları CNN Türk’te Ahmet Hakan, Habertürk’te Nagehan Alçı ve son olarak da NTV’de Okan Müderrisoğlu bağımsız ve tarafsız olamadıkları için çok yıprandılar.

Çünkü Ekrem İmamoğlu’na sordukları soruların cevabını alarak kamuoyunu aydınlatma amacı yerineEkrem İmamoğlu’nu itibarsızlaştırmak için kendilerine verilen görevi yapmaya çalıştıkları belli oldu.

Dilerim İsmail Küçükkaya adil ve herkesin takdir edeceği bir gazetecilik örneği ortaya koyar.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.