1. YAZARLAR

  2. Ahmet Baybars GÖĞEZ

  3. Belediyeler ve kamu kurumlarında tuhaf uygulamalar.
Ahmet Baybars GÖĞEZ

Ahmet Baybars GÖĞEZ

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Belediyeler ve kamu kurumlarında tuhaf uygulamalar.

A+A-

Belediyeler, bağlı kuruluşları ve BİT- Belediye İktisadi Teşebbüsleri (şirketleri) ağırlıklı olarak yaşanan bazı örnekleri paylaşacağım. Aşağıdaki kanun tüm kamu kurumlarını kapsadığı için verdiğimiz örnekleri diğer kamu kurumları için de çoğaltırsak hatalı olmaz.

5018- KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU "Taşınmaz tahsisi" Md. 47.1; "Kamu idareleri, kanunda veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerindeki kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufunda ki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebilirler. Tahsis edilen taşınmaz, amaç dışı kullanılamaz." Md. 48.3; "Kamu idarelerine ait malları edinme, kiralama, tahsis, yönetim, kullanma ve elden çıkarma işlemleri, mevzuatında öngörülen kurallarla hizmetin amacına uygun verimlilik ve tutumluluk ilkesine göre yapılır. Bu ilkeye aykırı eylem ve işlemlerden doğacak zararlardan, malların yönetimi veya kullanılması hususunda yetki verilenler sorumludur."

Beni takip eden okuyucularım bilirler. Belediyelerin web sitelerindeki açık kaynakları (Sayıştay raporu, Faaliyet raporu, Performans raporu, Stratejik plan vb.) inceleyerek yazı ve kitaplarımı yazarım. Bazen de aklıma takılan soruların cevabını alabilmek için ilgili belediye yönetimini arar konuşurum.

5216- BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE KANUNU Md. 5; “(Değişik: 12.11.2021- 6360 sayılı yasa Md. 6) Büyükşehir belediye sınırları, il mülki sınırlarıdır. İlçe belediyelerinin sınırları, bu ilçenin mülki sınırlarıdır.”

Büyükşehir olmayan İl- İlçe- belde belediyelerinin sınırları ise mücavir alanlarıdır. 3194- İmar kanunu Md. 5; “Mücavir Alan; imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrol ve mesuliyeti altına verilmiş olan alanlardır.”

Belediye gelirleri olarak; Vergi, su, atık su, işyeri açma ve ilan-reklam vergisi, ÇTV, ruhsat-harç vb. ile nüfus sayılarına göre hazineden aldıkları payları sayabiliriz. Hazine payları toplam gelirin yüzde 60-70’ni oluşturur. Dolayısıyla belediyelerin elde ettikleri gelirlerini, sorumlu oldukları belde halkının hizmetleri için VERİMLİLİK VE TUTUMLULUK ilkesiyle kullanmak zorundadır diye anlıyorum bu yasa maddesini. Ulusal afetler gibi özel durumlarda, mücavir/ mülki sınırlar dışında, mülki amirin onayıyla hizmetler sunulabilir.

Uygulamada ise başka il ve ilçelerde özellikle bazı büyükşehirlerin itfaiye binası - hal - emniyet lojmanı - liman vb. yatırımlar yaptıklarını duyuyoruz. Benzer şekilde başka belediyelere bedelsiz yeni araç-iş makinası vb. gönderiliyor. Bunların çoğu faaliyet raporlarında büyük bir başarı gibi anlatılıyor. (Gerçekten mülki amirler bu hizmetlerin götürülmesi için onay veriyor mu?)

Belediye birliklerinde oluşturulan fonlarla ihtiyacı olan belediyelere yardımları anlıyorum. İhtiyaç fazlası (İhtiyaç fazlası araç niye alınır?) veya kullanım ömrünü doldurmuş araç ve iş makinelerini hurdaya ayırmadan diğer belediyelere yardım amaçlı gönderilmesi de anlaşılabilir. Sayıştay da bunlara olumsuz bakmıyor. Ancak halk arasında bir söz vardır. "Eve lazım olan, camiye haramdır." Sıfır araç alıp, başka belediyeye gönderilebilir diye hangi mevzuatta yazıyor? Birisi çıkıp da gösterebilirse çok mutlu olacağım!

Araç konusuna girmişken, İBB seçimlerinden sonra çok konuşulan bir konuya değinmek isterim.

237 sayılı taşıt kanunu "Kanunun kapsamı" Md. 1.a; “Genel bütçeye dahil dairelerle katma ve özel bütçeli idareler ve bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli müesseseler, il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile mahalli idare birlikleri.” Md. 4; “Emirlerine ve zatlarına binek otomobili verilenler (1) sayılı cetvelde, makam hizmetine tahsis edilen taşıtlar (2) sayılı cetvelde gösterilmiştir.”

Bu listeleri incelediğimizde belediye başkanları için bile makam aracı tahsis edilmediğini görüyoruz. Buna karşın İBB 2021 performans raporuna göre; 20 adet resmi plakalı ve 967 adet kiralık olmak üzere 987 binek araç var. Kiralık olmayıp belediyeye ait bazı araçlar şöyle; Ambulans 51, çevre temizlik 43, deniz aracı 3, iş makinesi 201, itfaiye 531, itfaiye destek 68, yol yapım ve bakım 14, karla mücadele- Unimog 236, vinç - çekici kurtarma 54 diye devam ediyor.

Ankara BB 2021 faaliyet raporuna göre; 36 adet resmi plakalı ve 586 kiralık olmak üzere 622 binek araç var. Belediyeye ait ambulans 34, çöp kamyonu 13, iş makinesi 452 ayrıca kiralık 248 olup toplam 700, itfaiye 126, kurtarıcı 6, çekici 47 olup 61 kiralık toplam 108, vinç 7, karla mücadele 132 diye devam ediyor toplam bin 864 resmi plakalı olmak üzere 2 bin 345 kiralık araçla birlikte toplam 4 bin 209 araç var.

Her araç için şoför, bakım masrafı, yedek parça, yakıt giderleri yapılıyor. Özellikle ülkemizin iklim koşullarına göre, doğu il ve ilçelerimizi hariç tutarsak, yılda ortalama 30 gün aşırı kar yağar. Bunca araca rağmen şikâyet etmeyen yoktur. Halbuki birçok Avrupa belediyesi gibi, inşaat şirketlerinin iş makine ve ağır vasıtaları, işçi çıkarmamak koşuluyla birer aparat taktırılarak kiralansa, yatırım ve işletme maliyetleri yarıdan fazla düşer. Nedir bu ille de hepsi benim malım olacak merakı? Koordinasyon için afet koordinasyon merkezleri var. "Emasya planları" ile seferberlik zamanı şirketler ve şahısların araçları bile planlanıyordu. Kaldırıldı!!

Sayıştay, binek araçlarını sahada çalışan teknik hizmet personeli kullanabilir diyor. Başkanlara bile araç tahsisi yok ama başkan yardımcıları, genel sekreter ve daire başkanlarından müdürlere kadar şoförlü araç tahsis edilince VERİMLİLİK ve TUTUMLULUK ilkesinden bahsetmek mümkün olabilir mi?

Diğer kamu kurumlarında da benzer durum var. Sayıştay’da bile! Lojmanlara servis otobüsü geliyor, ayrıca her daire başkanı ve müdür için de şoförlü makam aracı. Kamuda araç savurganlığı böyle önlenebilir mi? Sayıştay denetçisi raporunda müdür ve daire başkanlarına araç tahsis edilmiş diye yazsa, birisi çıkıp "sizde yok mu?" derse, ne cevap verecek?!

Doğalgaz dağıtım şirketlerinin dağıtım hattı ve altyapı çalışmalarında ruhsat harcı, teminat, yüzey kaplama ve/veya zemin tahrip bedeli, hafriyat döküm bedeli alınmaması için bazı belediyeler mevzuata aykırı meclis kararı almış. Samsun Kavak ilçe meclisinin 2017’de aldığı kararı Samsun Büyükşehir Belediye meclisi onaylamış. Konya BB 2018’de Bozkır İlçe Belediyesi'nin aldığı benzer kararı onaylamış. Şereflikoçhisar web sitesinde, belediye meclisi karar alarak, vatandaşları için fedakârlık yapıyoruz, Doğalgaz şirketinden tahrip bedeli almıyoruz diye ilan etmiş. Belki iyi niyetlerle bu kararlar alınıyor ama değerli başkanlarımız, şirketlerin bu yatırımları yapmayı taahhüt ettiğini bilmiyor musunuz? Zimmet çıkar ve yargılanırsınız. Demedi demeyin!

Sayıştay dahil Ankara’daki bazı devlet kurumları, taşra belediye veya kamu kurumlarından evrak- belge isteyince, elektronik imza zorunlu olduğu halde, bir tuşa basarak evrakı göndermek yerine, 2-3 kişiye harcırah ödeyip birkaç sayfa evrakı ilgili kamu kurumuna gönderenler hiç de az değil. Gitmişken 2-3 gün Ankara’da okuyan çocukları görmek, bakan veya ilgili daire başkanı-milletvekilini ziyaret gibi bahaneler mi var?! Kimse anlamaz mı zannediliyor?!

Birçok belediye web sitesinde whatsapp hatları var. Mesai bitince kimse cevap vermiyor. Bankalar, internet servis sağlayıcılar, Telekom şirketleri vb. gibi 7/24 çağrı hizmeti vererek kredi kartlı tahsilat hizmeti verilse, ciddi personel tasarrufu yapılır. Hizmet kalitesi yükselir, çözüm hızlanır. Teknoloji bu kadar gelişmişken ne engel var? İşte o zaman VERİMLİLİK ilkesine uyulur. Personel çalıştırmada yaşanan birçok sorun kendiliğinden ortadan kalkar.

Çok daha fazla konu olsa da personel çalıştırma konusuna da değinmek isterim. Aralık 2017’de personel çalıştırmaya dayalı taşeronluk sistemi yerine belediyelerin personel şirketleri kurarak, saha hizmetlerinde çalıştıracakları işçileri bu şirkete devralmaları için 696 KHK - Kanun Hükmünde Kararname yayımlandı. Nisan 2018’den itibaren personel şirketleri kuruldu veya mevcut şirketin faaliyet konusu uygun hale getirildi.

Asıl olan tüm kamu kurumlarında norm kadro olup, sadece memur ve işçiler çalışmalı. 696 KHK geçici önlem olsa da, aynen istisnai çalışma şekli olan sözleşmeli personel gibi başkanların hoşuna gitmiş olmalı! Giderek çoğu belediyede kadrolu memur ve işçiler azaltılarak, yerlerine büro hizmetlerinde 696 KHK’lılar çalışmaya başladı. Tam işi öğrendi derken, emekliliği dolanlar çıkartılıyor. Al sana yeni bir EYT’li. Kadrolu olsa, yaş sınırına kadar çalışabilir oysa. Abartınca bu işçilerin sayısı norm kadronun iki katına ulaştı. Aynı işi yapan büro personeli arasında asgari ücrete yakın ücret alan 696 KHK’lı-memur-sözleşmeli hatta işçi ve geçici işçiler sızlanmaya başladılar. Haksızlar mı? Parti ayrımı yapmadan neredeyse her belediye, işçi hakları konusunda hassas olduğunu dile getiren, sosyal demokrat belediyeler dahil. Bazı belediye ve bağlı kurumlarında kadrolu işçi 0 (sıfır) olup, 696 KHK’lı çalıştıranlar var. İzmir BB ESHOT, Ankara BB EGO, Menemen Belediyesi örnektir. Belediye şirketlerine personel şirketinden işçi alıp çalıştıranları Sayıştay ısrarla uyarıyor;

a) Bu yaptığınız taşeron sistemini geri getirmektir.

b) Bünyenize alın. Kesilen her faturaya ayrıca KDV ödemeyin, kamu zararı oluşuyor. Daha ne desin?!

Belki ileride karşılaştığım diğer tuhaflıkları da yazarım. Şimdilik yazı boyutu sınırını aşmadan son vermek istiyorum. Hepinize sevgiler ve saygılar sunarım. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.