Geçen gün televizyonda ekonomi programı izlerken moderatör ekonomi uzmanlarına şöyle bir soru yöneltti:

- Merkez Bankası faizleri indirdiğinde nasıl oluyor da dolar yukarı fırlıyor? İkisi arasında nasıl bir bağ var? Bunu Ayşe teyzeye anlatır gibi herkesin anlayabileceği sadelikte anlatır mısınız?

Ekonomi uzmanı konuklar gayet güzel anlattılar. Ama konuklar akademisyen olduklar için açıklamalarında doğal olarak bilimsel terimleri de kullandılar onun için açıklamalar Ayşe teyzenin anlayabileceği kadar sade olmamış olabilr. Şimdi ben moderatörün sorduğu soruyu, hem Ayşe teyzenin, hem de ekonomik kararları alanların anlayacağı sadelikte cevaplamak istiyorum. Bununla birlikte; Ülkemizde ekonomik  kararları alanların ekonominin bir bilim dalı olduğunun farkında olduklarını da zannetmiyorum.

Geçen yıl 100 liraya aldığımız bir malı bu yıl 120 liraya alıyorsak, bankaların verdiği yüzde 20 faiz sıfır faiz demektir. Burada cevaplamamız gereken soru, 100 liraya aldığımız mal bir yıl sonra neden 120 lira oluyor?

Faizler yüzde 20 olduğu için mi fiyatlar artıyor yoksa fiyatlar yüzde 20 arttığı için faizlerin en az yüzde 20 olması gerekiyor?

Bu cevabı vermek için ekonomist olmaya ihtiyaç yok. İlkokul düzeyinde matematik bilgisi yeterli. Bir ülke ürettiğinden fazla tüketiyorsa ve aradaki farkı makul borçlanma ile kapatamıyorsa o ülkenin parasının değeri düşer. Paranın değerinin düştüğü oranda döviz ve malların fiyatları yükselir. Faiz yüksek olduğu için enflasyon yüksek olsaydı çözüm çok kolaydı! İndirirsin faizi düşürürsün enflasyonu!

Cumhurbaşkanı faiz oranlarını belirleyenlerin toplanıp kafalarına göre karar verdiklerini sanıyor herhalde. Halbuki faiz oranları o kadar hassas ki, yarım puan fazla olsa ekonomimize fazladan yük  biner, yarım puan az olsa tasarruflar Türk Lirası'nda durmaz dolayısıyla yatırıma dönüşmez. Siz kendi açıkladığınız yarı yarıya makyajlı enflasyondan bile daha düşük faiz oranı belirlerseniz, tasarruf sahipleri göz göre göre paralarının erimesine izin vermezler, dövize altına yönelirler. Döviz ve altın da, olması gerekenden daha fazla yükselir.

Ekonomimizi yönetenler; Türk Lirası'na taammüden suikast gibi kararları neden alırlar?

Bunu anlamak, izah etmek çok zor. Bana göre Cumhurbaşkanımız "Faiz sebep enflasyon neticedir" tezini ispatlamakta kararlı. Çünkü Cumhurbaşkanı kandırılmayı kabul edebilir ama doğru bildiklerinin yanlış olduğunu asla kabul etmez. Şimdi ekonomiyi bilenlerle değil kendine biat edenlerle bu tezini ispat etmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanının faize bakış açısı ekonomi bilgisinden değil, sahip olduğu dini bilgisinden kaynaklı.

Ne yazık ki bir çok konuda olduğu gibi faiz konusunda da kavram kargaşası yaşıyoruz. Günümüzde bankaların verdiği faize ki aslında onun adı "kâr payı"dır, haram demek eğer dini cahillik değilse İslam düşmanlığıdır. Peygamberimizin hayatını bilmemektir. Peygamberlik vahiy edilmeden önce Hz Muhammet ticaretle uğraşıyordu. Çin’e kadar gidip baharatlar, değerli kumaşlar getirip ticaretini yapıyordu. Mal almaya giderken sadece kendi sermayesi ile gitse diyelim ki on develik bir kervan olur bu durum hem yolculuğun masraflarını karşılamaz hem de küçük kervanlar haydutların saldırısında savunmasız olur. Hz Muhammet mal almaya giderken Mekke'deki tasarruf sahiplerinden altın toplayıp on develik kervan yerine yüz develik kervanla mal getiriyordu. Ve işin sonunda altın aldığı insanlara kâr paylarını dağıtıyordu.

Bugün bankaların yaptığı ile Hz Muhammed'in yaptıkları arasında ne fark var?

Bizim dinimizde senin verdiğin parayla para kazanmayan, zorda olan aldığı parayı acil ihtiyaçları için kullanan insandan, faiz alırsan bu büyük günahtır. Fakat biriktirdiğin tasarruflarının ticarette ve sanayide yatırıma dönüşmesi, orada hem insanların iş bulabilmesi hem de ülke ekonomisine katkı olması, hiç günah olur mu?

İlluminaticiler'in İslam alemini çökertmek için iki yüze yakın kurdurduk dedikleri cemaatler 400 yüz yıldır beyinlerimizi yıkayarak, İslam aleminin tasarruflarının ticarete ve yatırıma dönüşmesini engellediler. Böylece dünyada ticaret ve sanayi alanı Yahudi ve Hristiyanlar'a kaldı. Bu cemaatlerin ülkemizdeki uzantıları da, tertemiz yürekli mütedeyyin insanlarımızın tasarruflarını şeyhler şıhlar işletsin diye, bu insanlarımızı Jet Fadıllar'a, Deniz Feneri, Kombassan gibi dolandırıcılara mahkum ettiler. Bu oyunu artık görelim. Bu cemaatlerin beyinleri nasıl yıkadığını en son Fetö'de gördük. Meclis'i bombalayan pilot bu eylemini Amerika'ya hizmet ettiğini düşünerek mi bombaladı?

Yoo o Allah'a hizmet ettiğine inandırılmıştı. Pilot olmak için hem teknik bilgi hem genel bilgi sahibi olmak gerekir. Pilot olan birinin bile beynini yıkayanlar, daha cahil birine neler yaptırmazlar? Beyni yıkanmamış olsa Müslüman bir Türk evladı "Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunan kazansaydı" diyebilir mi?

Cumhurbaşkanı'nın tarif etmeye çalıştığı faizsiz bir ekonomik modelin ne dinen ne de ilmen açıklanacak bir tarafı yok. Ekonomimizi batırmaktan başka bir sonucu da olamaz. Bu fikir kendisininse hemen vazgeçsin çünkü Nasrettin Hoca daha önce denedi göl maya tutmuyor! Maya tutması için gölde süt olması lazım. Eğer bu fikri birileri vermişse o kişileri hemen yanından uzaklaştırsın! Onlar hem kendisine hem de bu ülkeye ihanet ediyorlar...

Gelinen noktada bu iktidarın yapabileceği hiçbir şey kalmadı. Güven unsuru olmadan ekonominin düzelmesi mümkün değil. Bu iktidara dışarıda ve içeride güvenen hiç kimse yok. Her geçen gün daha kötüye gidiyor. Tek çare seçim. Seçimi geciktirmenin vebalini hiç kimse taşıyamaz artık. Bunun hesabını bırakın seçmenlerine çocuklarına bile veremezler...