1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. ANLAŞILMAZ BİR TUTUM…
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

ANLAŞILMAZ BİR TUTUM…

A+A-

 

ANLAŞILMAZ BİR TUTUM…

Seçim sonuçları açıklandığında içim sevinçle doluvermişti. Oh be… Dünya varmış… Üç parti üç koldan kendilerini parçalarcasına çabalamışlar ve 13 yıldır ülkenin bütün kaynaklarını kurutan, devletin bütün “Var” larını “Yok” eden iktidarı iş başından uzaklaştırmanın eşiğine kadar gelmişlerdi. Türkiye için gün doğmuştu.

Meğer ne kadar safmışım. Kazın ayağı öyle değilmiş. Altmış yıla yakın süredir, politikayı izleyen biriyim. Çoğu zaman politikacıların soluk alıp verişlerini izleyecek kadar yanlarında ve yakınlarında bulundum. Bir Osman Bölükbaşı’yı yakından tanıdım.

2015 seçimleri sonrasında koalisyon kapısı böylesine ardına kadar açılmışken, pişmiş aşa soğuk su katmakta bu kadar usta politikacılarımız da bulunduğunu öğrenememişim.  Şimdi bu yazıyı okumaya başlamış ve buraya kadar gelmiş kimi okurlarım elbette öfkelenecekler.

Eğer yazımı sonuna kadar okuma olgunluğunu gösterirlerse, ondan sonra da oturup düşündükten sonra yine de bana öfkelenmeye devam ederlerse elbette saygı duyarım. Ancak, bir geçeği hemen şimdi söyleyeceğim…

Bilinen gerçektir. Kışın karlı günlerinde ormanda kurtlar birbirine düşmüşken ve altlı üstlü boğuşup kavga ederlerken öteden bir ayının yaklaşmakta olduğunu görünce kavgayı bırakıp ayıya koşarlar. Ayıyı yıldırıp kovaladıktan sonra döner dalaşmalarına, kavgalaşmalarına devam ederler. Hayvanlarda feraset yok iken tehlike karşısında tutumları bu oluyor.

Ya biz akıl ile donanmışız. Fesaretle zenginleştirilmişiz. Vicdan, merhamet, haysiyet, onur gibi ne aranırsa bütün bu güzelliklerle bezenmişiz.

Ülkenin durumu ortada, açlarımız var. İşsizlerimiz var. Borçlularımız var.

Böyleyken 1150 odalı sarayda oturup, günde koca bir kasabayı aydınlatacak kadar elektrik tüketerek keyif çatan bir anlayışın pençesine düşmüşüz. Çiftçimiz, köylümüz ne halde, bilinip duruyor. Sayıp sıralamaya gerek yok. Gözü olan görüyor.

Öyleyken sadece yarım saat içinde kuruluverecek yeni hükümet, bir tek “Devlet” li büyüğümüzün isteği doğrultusunda kurulamazlığa mahkum ediliyor. Benimkisi de pek bir densizlik sayılacak ve kusura bakmayın ama efendim, buna hakkınız yok.

Dün akşam Sökeli bir emeklimizin yetmiş yaşında eşi hanımfenedi hatırımızı sormak üzere bizdeydi. Karı koca gözlerini hükümetin kurulmasına dikmişler. Emekli aylığı 600 liraymış. Günde yirmi lira… Lütfen vereceğiniz kararları siz kendinizi kendiniz olarak düşünerek vermeyin.

Bu insanların ne yiyip ne içtiklerini göz önüne alarak karar verin.

Adam size asla karşı çıkılamayacak önerilerle geliyor. Bu önerilere hangi akılla “Hayır” diyorsunuz ben akıl erdiremiyorum. “Gel sen başbakan ol” diyor.  Bu ne demek? Birlik olalım, şu derdi başımızdan savalım. Şu köşedeki arkadaş da bize destek verecek.

Yanıtınız ne oluyor? “O köşedeki var ya o köşedeki… Benim nazarımda yok hükmündedir.” Etmeyin eylemeyin efendim… Sizin kadar ben de PKK ya karşıyım. Sizin kadar ben de bu partiye elbette sempati duymuyorum. Ancak, yılların partisi… Adamlar seçime girdiler. Seksen milletvekili çıkardılar. Nasıl yok sayarız…

Adama dediler ki, “Dünya dönmüyor de, seni asmayalım.” O da dedi ki “Ben öyle desem de dünya dönmeye devam edecek…” Sen hedefe bakacaksın, hedefe… Türkiye on üç yılda bu hale geldi… Türkiye’nin başımızdaki bu partiyle bir dönem daha gitmesi imkansız.

Gerçekten Türkiye sevdalısı isek, hedefimiz bu olacak. Biz hükümet oluruz. O istemediğimiz partinin uzaktan desteğiyle derdimizden kuruluruz. O partiyi tanımamaktaki kararımızı sürdürürüz. Kız alıp kız verecek değiliz ki. Kaldı ki, düşman bellediğimiz o insanların kızlarını almışız, onlara kız vermişiz… o toplulukla etle tırnak gibi olmuşuz.

Ana muhalefet partisinin lideri şimdi son bir öneriyle geldi. “İki yıl yönetimde olalım. Planladığımız temizliği yapalım. Ülkeyi seçime götürelim.”

Bu öneriyi de geri çevirirseniz, billahi size de küseceğim. Elimde başkaca imkân yok, ne yapabilirim ki?  Her on yetişkin kişinden dördünün dünyanın dönmekte olduğunu göre göre, bile bile “Dünya dönmüyor” dediği bir Türkiye’de yaşıyoruz.

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.