1. YAZARLAR

  2. Bahri YILDIZBAŞ

  3. Ankara karaları...
Bahri YILDIZBAŞ

Bahri YILDIZBAŞ

ortakses.com
Yazarın Tüm Yazıları >

Ankara karaları...

A+A-

Çankaya'nın bazı semtlerinde ve Kızılay’da, sadaka isteme teknikleri.

- Özellikle; sabah 09:00-11:00 saatleri arasında, siyah vip minibüslerle farklı bölgelere indirilen; çarşaflı, çarşafsız, örtülü, örtüsüz, siyahi ve beyaz tenli kadınlar İLE küçük kız ve erkek çocukları, yürüme yoğunluklu köşelere ve birbirlerini göremeyecek yerlere yerleştiriliyorlar. 

- Yoldan geçen genç ve orta yaşlı kadınlardan; “Allah oğluna sağlık versin, oğlunu korusun ve güzel bir okul nasip etsin.” diye. 

- Genç ve orta yaşlı erkeklerden; “Allah kızını korusun, rabbim hayırlı evlilikler nasip etsin ve Allah’ın peygamberi şefaat etsin.” diye. 

- Yaşlı kadın ve erkeklerden; "Allah torunlarına yardım etsin, Allah yardımcın olsun ve Allah erken ölüm vermesin." yalvarmalarıyla "Allah, Muhammet, sağlık, bela, ölüm, sınav, kader" gibi duygusal sözlerle, on binlerce lira para kazanıyorlar. Akşam tekrar vip minibüslerle, kıyafet değiştirerek farklı ortamlara ve aile yemeklerine katlıyorlar. 

- Yani birinci derece onursuz gençler veya erkekler, ikinci derece arsız ve onursuzlarla servet sahibi oluyur ve yeni işyerleri ile iş insanı oluyorlar. Bir kaç yıldır, farklı semtlerdeki gözlemlerimden çıkardığım raporlar öyle böyle değil. 

Aynı insanlar, topladıkları milyonlarca lira sadaka servetleri ile belli ücretler karşılığında, paravan şirket ve mafya vari gruplardaki bazı kişilerin adına arsa ve konut alarak, tapularını onların üzerine yaptırıyorlar. Trampa denilen bir sistemle, villa ve konut arsası olan yerler ile tarım alanlarına ruhsatlar alarak, rezidans, siteler ve gökdelen yaptırabiliyorlar. Legal yollarla yürüttükleri işlerini, sözde marka firmalara ve taşeronlara denetimli ve kontrollü yaptırıp, illegale dönüştürüyorlar. Yani, devletin resmi işi gibi. Emlak GYO, TOKİ ve Firma tabelalı. Öyle böyle bir arsa, arazi ve ruhsat mafyası DEĞİL. Çok derin, derinlerde ve yukarılarda. Çoğunluğu eski ruhsatlar olsa da, nasıl müdahale edilmiyor, anlamakta zorlanmıyorum. Anlamak istemeyenler, bence zorlansın ve anlasınlar. 

Bugünkü şiddetli yağış ve fırtınadan sonra, kökünden göçüp giden yüz yıllık ağaçlar, taşan kanalizasyon menfezleri, yıkılan ve çöken taşkından korumalar, perişanlara dönen alt ve üst geçitler, yollardan dere yataklarına sürüklenen yapı duvarları İLE inşaat atıklarının yüzde elliden fazlası, yukarıda belirttiğim gerçek hikayelerden kaynaklanmaktadır. 

Kayıt dışı sadaka ve dilencilikle elde edilen servetlere, farklı kayıt dışı kara para ekleyenler, belediyelerdeki ve kamunun bir çok kurumundaki çapulcu takımı ile vergi ve ahlak dışı, maliye bütçesinden çok para kazanıyorlar. 

Ankara’daki belediyeler ve kamuda; kamu arazileri ile villa ruhsatlı arsalara, kentin dokusunu ve genetiğini bozan, kenti ve semtleri elli yaş ihtiyarlatan tarım alanları ve dere ağızlarına dikilen gökdelenlere; ruhsat, izin, tapu trampa, yapı izni, tapu, denetim ve oturma izni veren tüm bürokrat, müdür, yetkili ve memurların; kendilerinin, çocuklarının, ailelerinin, akrabalarının ve çevrelerinin mal varlıkları ile kendi hesap hareketleri araştırıldığında veya Savcılık tarafından soruşturulduğunda, tüm gerçekler ortaya çıkacaktır. 

Bir çoğu İçin; “Bu değirmenin suyunun nereden geldiği, muslukların başındakilerin devleti ve milleti nasıl dolandırdıkları, bir memurun ve ailesinin serveti ile çocuklarının özel anaokulundan, üniversiteye kadar hangi paralarla okudukları hiç bir iş yapmadan milyonluk araçlara nasıl bindikleri, adres için milyonluk ofisleri nasıl aldıkları, villaları ve onlarca lüks daireleri neyle aldıkları, ilgili bürokrat, müdür, yetkili veya memurların, bordrosundaki gelirinin katlarını eşlerinin ve çocuklarının bir haftada harcadığını göreceğiz. 

Türkiye’nin en çok gezen, yurt dışına giden, tatil yapan, daire, villa, yazlık ve lüks araç alan, pahalı düğünler yapan ve İstanbullu gibi çok emek vermeden, büyük ve kayıt dışı servet sahipleri; Onlarca yıldır Ankara'daki musluk başlarındakiler ve taşrada sözde iş insanı kılıklı hak etmeden Ankara’dan iş alıp, servet sahibi olanlardır..

Böyle gelmişti, böyle gidiyor ve artık bitiyor da, kimin umurunda olacak. Yine olmayanların. “Eşeğin çalıştığı, at içindir.” Sevsem de, sevmesem de; yerinde ve gerçek bir atasözü ile atagözü. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum