1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. Akşener’den Erdoğan’a çağrı: Hodri meydan! ‘Hayır’ oyu veren yalancıdır, yüzsüzdür

Akşener’den Erdoğan’a çağrı: Hodri meydan! ‘Hayır’ oyu veren yalancıdır, yüzsüzdür

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında gündemi değerlendiriyor.

A+A-

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. 22. Dönem AKP Balıkesir milletvekili olan Turhan Çömez’in rozetini taktı.

Akşener'in konuşmasından satır başları:

"Zorluklar çekilen günlerin artık sonuna geliyoruz, bu haram düzenine dur diyeceğimiz güne bir hafta daha yaklaştık.

Herkes gönlünü ferah tutsun, iyi parti iktidarına bir hafta daha yaklaştık. İktidarın başındaki kişi artık iyice saçmalıyor da bunu oradan anlıyoruz.

Öyle yalanlar söylerler ki kendileri de inanmakta zorlanırlar. Aynı Sayın Erdoğan’ın son zamanlarda yaptığı gibi; ‘Yoksulluğun olmayacağı bir ülkeyi biz yaparız’ dedi.

Fıkra bu kadar. Beş kere dinledim aynen böyle dinledi. Bay Kriz krizi yolsuzluğu engellemenin hazırlığı içindeymiş, ne zaman?

İktidarının 20. yılı biterken. İnsan rakibi de olsa insan muhataplarında biraz ciddiyet biraz zeka arıyor, ama maalesef bulamıyoruz. İnanın İyi Parti olarak bu vasatlıktan çok muzdaribiz.

Rüşvet var, yolsuzluk var, yoksulluk var ama bir şey daha var; 20 yıldır senin iktidarın var.

Neymiş çözermiş, çözemezsin. Çünkü rüşvet de yoksulluk da yolsuzluk da senin eserin. 20 yılın sonunda böyle bir vaat ayıptır.

Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin yolsuzluk raporuna göre Türkiye’nin 120 ülke arasından 96’ncı sırada olmasını değerlendiren Akşener, şu ifadeleri kullandı:

Borsa sirkülasyonları, her ihaleden komisyon alanlar da bunlarda. Böyle bir zihniyet yolsuzlukla mücadele edebilir mi?

Şimdi çıkmışsın yolsuzluğu çözeceğini söylüyorsun; hodri meydan. Hazine arazilerini yağmalayanları, ihalelere fesat karıştıranları ortaya çıkarıp hesap sorsana. Sayıştay raporlarının izini sürsen tüm failleri görürsün.

Ziraat Bankası’ndan kredi alıp medya imparatorluğu satın alanlar var, çöz de görelim. SPK üzerinden şirketleri haraca bağlayan vekil var, bir talimatın yeter. Eşine şirket kurdurup kendi bakanlığına dezenfektan satan bakan var, hesap sorsana.

Esnaf vergisini, çiftçini kredisi ödeyemediği için icrayla boğuşurken yandaşın vergi borcu nasıl silindi araştırsana. Çözmek mi istiyorsun, hadi bakalım çöz de görelim. Elini tutan mı var?

Sayın Erdoğan, elinde türlü imkan var ama sen hâlâ laf kalabalığı yapıyorsun. Yalanlarınla çalınan minareye kılıf dikiyorsun.

Senin işin minarenin yerinde kalmasını sağlamak. Neymiş yolsuzluğu engelleyecekmiş. Ben lafa değil icraata bakarım. Eğer zerre samimiysen biz sonuna kadar varız.

"HODRİ MEYDAN"

Buyur hodri meydan. Hatta sen hiç zahmet etme yorulma ben buradan milletvekili arkadaşlarıma, Birol Aydemir’e Ümit Özlale’ye Erhan Usta’ya ve gıcıkların şahı bütün milletvekillerine “yolsuzlukla mücadele için yasa tekliflerinizi bir bir meclise getireceksiniz” talimatı veriyorum.

Madem yolsuzluğu halletmeye niyetlisin o zaman ne kadar samimisin görelim bakalım. Yine arazi olacaksanız olmaz.

Onun için şimdiden uyarıyorum millete yolsuzluğu çözeceğim diye vadedip yasa tekliflerimize hayır oyu veren yalancıdır utanmazdır yüzsüzdür.

DEZENFORMASYON YASASI GÖRÜŞMELERİ..

Dezenformasyona Mücadele adı altında utanç verici sansür yasasının maddeleri teker teker Meclis’ten geçiyor.

Bu yasaya el kaldıran vekilleri millete havale ediyorum. Ne yaparsanız yapın bu milleti susturamayacaksınız. Korkuyla, baskıyla, yasaklarla bu ülkeyi yönetemeyeceksiniz” dedi.

20 yıl iktidarda kaldılar ama Türk devletinin kerim yönetim anlayışından nasiplerini alamadılar.

Milletimizin üç beklentisi vardı; hak ve hürriyetlerin teminat altına alınması, sosyal adalet ve güvenliğin sağlanması ve iç ve dış barışı oluşturan otorite oluşması. Devletin, milletten tecrit edildiği günlerden geçiyoruz.

Kendisini devletin yerine koyan bay kriz kendisiyle aynı düşünmeyenler terörist, şükürsüz oluyor.

AK Parti iktidarı Türkiye Cumhuriyeti’ne fethedilmesi gereken bir ülke gibi baktı, bu ülkenin kendi ülkesi olduğunu unuttu...

Sırf onun istediği gibi düşünmüyor, yaşamıyor diye bu milletin kadınlarına ‘sürtük’ dedi. Sırf karşı mahalleden gördüğü için bu milletin kız kardeşlerine, ablalarına ‘sürtük’ dedi.

Kadınların omuzlarında yükselen Cumhuriyeti ezmeye çalışan Sayın Erdoğan, sonra gençleri seçti. Gençlerin beklentilerini anlayamamıştı.

Özgürlük istiyorlar diye ‘çapulcu’, iş bulamıyorlar diye ‘şımarık’ demişti, nefes alamıyorlar diye 'Süfli' olarak suçluyor.

Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Onların 20 yılda beceremedikleriniz, biz hemen hayata geçireceğiz. ‘Yeter, söz milletin’ diyerek toplumuz huzura kavuşturacağız.

Tüm mezalimleri yıkacak, sosyal adaleti ve sosyal güvenliğe dayanan mutlu ve huzurlu Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.