1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. 'Paket ne ilk, ne de son'

'Paket ne ilk, ne de son'

Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketi ile ilgili "ne ilktir ne de sondur. Bundan sonra güncellemeler olacaktır" dedi.

A+A-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan, "Burası bizim vatanımız bir yere gitmiyoruz gitmeyeceğiz. Burada yaşıyoruz. Burada öleceğiz. Bu topraklar üzerinde bayrağımızın gölgesi altında bir ve beraber yaşayacağız. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışamacayak. 11 yıl içinde defalarca reform yaptık. Paket ne bir ilktir ne de sondur. Bundan sonra güncellemeler olacaktır, ilaveler olacaktır" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "Kesintisiz biçimde istikrarlı, kararlı biçimde Türkiye'yi çözümlerle buluşturduk, çok önemli reformlar gerçekleştirdik. Bugün yeni bir gündür, yeni bir başlangıçtır. Elbette dünü hatırlayacak ibret alacağız ancak dünün bize verdiği tecrübeyi azık edecek, her zaman olduğu gibi geleceğe dikecek, gelecek için çalışmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz 11 yıl bizim için gurur tablosudur" dedi.

"ÖNCE MİLLETİN SONRA VİCDANIN SESİNE KULAK VEREN BİR KADROYUZ"

Başbakan Erdoğan, "Biz geçmişe bakıp avunanlardan yaptıklarını yeterli görenlerden mevcuda razı gelenlerden asla olmayacağız. Neşet Ertaş'ın babası şöyle diyor: "Aşkınan çalışan yorulmaz." Neşet Ertaş bunu hatırlatıyor. Ne zaman öldüysem işte ben o zaman öldüm diyor. Biz ölünce yoruluruz böyle bilmemiz lazım. Aşk ile çalışmaya bu millet için çalışmaya devam edeceğiz. Eser üretmeye hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bizi öylesine hareket olarak görüp sürekli yanılanlar var. Sürekli hayal kırıklığına uğrayan parametresini değiştirmeyenler var. Önce milletin sonra vicdanın sesine kulak veren bir kadroyuz. Bizi bir araya getiren çıkar birlikteliği değil, biz ortak idealleri olan ülke ve millet için aynı ortak sızıyı yüreğine hisseden adeta feleğin çemberinden geçen bugünlere ulaşmış yani kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Biz en başından beri biriz beraberiz. Bundan sonra omuz omuza istikbale yürüyeceğiz. Bu kadronun içinde ben yok biz var" diye konuştu.

"DİKLENMEDEN DİK DURACAĞIZ"

"Millet bizden yaptığımızdan çok ne yapacağımızı duymak istiyor" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi; "Söz verip yerine getirdiğimiz için biz buradayız. Bizi yılgınlığa sevk edecek aşkımızı törpüleyecek girişimden uyanık olacağız. Özelikle ümitsizliğe pirim vermeyeceğiz. Bu davanın hamurunda nice gönül insanının alın teri vardır. Herkesin sustuğu sindirildiği dönemde susmadan sinmeden başını öne eğmeden davasını mücadelesini veren insanlar davayı bugüne taşıdı. Hesabını sadece ve sadece Allah'a verecek olanlar hiçbir şeyden korkmazlar. Taşıdığı canın Allah'tan bir emanet olduğunu düşünenler, ölümden, ölüm tehdidinden, baskıdan asla çekinmezler. Siz iyi olduğunuz sürece kötüler olacak. Diklenmeden dik duracağız. Dava taşını gediğine koyana kadar mücadele edeceğiz. Siz iyi olursanız tuzaklar yer ile yeksan olacaktır. Bu süreçte muhalefet kendini değiştirmeyi maalesef başaramadık. Muhalefet yerel kalmayı statüko kalesine sımsıkı sarılmayı tercih etti. 11 yıl boyunca üslupların değiştirme gereği duymadılar. Muhalefet genel başkanlarının adını ağzına almayacağım. Bunu arkadaşlarıma havale ediyorum. 11 yıl boyunca hangi çamuru atmak istedilerse ellerine yüzlerine bulaştı. Türkiye esaretten kurtulurken, muhalefet vesayet zincirlerini koparıp atamamıştır. Siyaset mühendisliği ile şekillendirilmiş partilerde siyaset üretilemez. Çetelerin sokak eylemlerinin onları boyunluğu altında sağlıklı siyaset yapılamaz. Tahriklere gelmeyeceğiz, gerilim siyaseti tuzağına düşmeyeceğiz. Onların seviyesine düşmeyeceğiz. Biz 76 milyonun hükümetiyiz. AK Parti aynı nazarla bakan aynı gönül diliyle konuşan bir partidir. Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen biz kucaklayıcı olacağız."

"HER VATANDAŞ BİRDİR, EŞİTTİR AYNI HAKLARA SAHİPTİR"

Başbakan Erdoğan, "Devletin vatandaşına bakışında asla imtiyazı kabul etmiyoruz. Her vatandaş birdir, eşittir aynı haklara sahiptir, devlet vatandaşına yaşam tarzını dayatamaz. Devlet çocukluktan başlayarak format atamaz. Bizim Cumhuriyetimiz, 29 Ekim 1923'te, 23 Nisan 1920 ruhu üzerine inşa edilmiştir. Bugün attığımız her adımı Cumhuriyet'e karşı gibi göstermeye çalışan cahil ve istismarcılar var. Sadece 4 ay içinde yerleşim merkezinin ismi değişmiştir. Binlerce yer adı müdahalenin ardından değiştirilmiştir. 23 yıl önce Tillo'nu adı Aydınlar olarak değiştirilmiştir. Allah aşkına Cumhuriyetle nasıl bir ilgisi olabilir. 1933 yılında başlayan And 12 eylül'de yeniden diriltilen bir uygulamadır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilgilendirmek nasıl bir cahilliktir, nasıl bir istismardır? Bu Cumhuriyet 12 Eylül'de, 27 Şubat'ta kurulan bir cumhuriyet değildir. Bu Cumhuriyet 23 Nisan 1920'de temeli atılan, 29 Ekim 1923'te kurulan bir cumhuriyettir. Bizim yaptığımız normalleştirmektir. Biz bin yılların içinden süzülerek bugüne ulaştık. Cumhuriyet 76 milyonun cumhuriyetidir. Başı açık olan ne kadar sahibiyse başı örtülü olan da o kadar sahibidir. İstanbul'daki ne kadar bu cumhuriyetin sahibiyse, Edirne'deki, Van'daki de o kadar bu cumhuriyetin sahibidir" dedi.

"BAYRAĞIMIZIN GÖLGESİ ALTINDA BİR VE BERABER YAŞAYACAĞIZ"

Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede farklı olanlar uzaydan gelmediler. Ana dili farklı olanlar sonradan gelmediler. Aleviler, Sünniler bu ülkeye sonradan gelmediler. Bakıyorsunuz birileri çıkıyor çölde yaşasınlar diyor. Siz kimi kimin toprağından kovuyorsunuz? Burası bizim vatanımız bir yere gitmiyoruz gitmeyeceğiz. Burada yaşıyoruz. Burada öleceğiz. Bu topraklar üzerinde bayrağımızın gölgesi altında bir ve beraber yaşayacağız. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışamacayak. 11 yıl içinde defalarca reform yaptık. Paket ne bir ilktir ne de sondur. Bundan sonra güncellemeler olacaktır, ilaveler olacaktır" diye konuştu.

"MOR GABRİEL KİLİSESİNİN İADESİ ÇOK ÖNEMLİYDİ"

"Mor Gabriel kilisesinin iadesi çok önemliydi" diyen Başbakan Erdoğan, "Şimdi tapu tescil kayıtları yapılıyor. Azınlıklara ait gayrimenkulleri sahiplerine teslim ettik. Kim ne derse desin ruhban okulu meselesi anlık meselesidir. Şu anda iki tane camimiz var. Gelin iade edin biz restorasyonunu yapalım dedik. Kaç kez söz verdiler. Hala oyalanıyoruz. İkinci sorun onların yetimhanesi vardı. Büyükada'da muhteşem bir yer. Dava görüldü kendilerine teslim ettik. Sen Sinot Meclisi üyelerinin tamamen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmazı lazım. Sen dışarıdan papaz getir biz bunları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapalım Sen Sinot Meclisi de Lozan'a uygun hale gelsin dedik. Biz bunu da yaptık. Bazı insanlar çıkıyor kusura bakma kimin sözcülüğüne soyunuyorsun. Sümela manastırını ayin için açtık. İnsaf edin ya, Bütün bunları yap sen gel ruhban okulunda tıkan"

ANDIMIZIN KALDIRILMASI KARARI

Başbakan Erdoğan, "Andımızın kaldırılması kararı Resmi Gazete'de yürürlüğe girdi ve uygulamadan kaldırıldı. Çok meraklı siyasiler var. Bu andı yapmaya devam edecekler, öyle görünüyor. Kılık kıyafet değişikliği de Resmi Gazete'de yayınlandı. Başörtülü hanımlara sesleniyorum. Süreci provoke etmeye çalışanlar olabilir. Lütfen sizler uyarın bu oyuna asla gelinmesin. İkna odalarında onurlarına dokunan öğrencileri yaraları tamir edilemeyecek, hücrelerde tüketilen hayatlar elbette geri gelmeyecek. İtilen kakılan kız çocuklarının gönülleri elbette tamir edilemeyecek. Pencerenin kenarında okula gidin kalbi ağrıyan kadınların çekmeleri elbette telafi edilemeyecek. Bugünleri gösteren rabbime hamdolsun" dedi.

"ÇALIŞKANLIĞI BİR KENARA BIRAKIP BORCA, İŞSİZLİĞE MAHKUM ETTİLER"

Başbakan Erdoğan, "And uygulaması 1933 yılında başladı. Metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Reşit Galip idi. Galip, Türkçe ezan zulmünün mimarlarından Türkçe ezan metnini yazarlarındandı. İnsan kafataslarını ölçen anlayışı destekleyen sözü ona bilim insanıydı. And uygulaması cumhuriyetin temelleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. CHP kestirmeden gidip milletin yanıltma yoluna gidiyor. 30'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocuklar içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Bal bal demekle ağız tatlanmaz. balı yersen ağız tatlanır, Türküm demekle Türk olunmaz. Doğruyum demekle çalışkan olunmaz. İnsan ailesinden öğretmenlerinden çevresinden aldığı eğitimle bir takım değerlere sahip olur. Çalışkanlığı bir kenara bırakıp borca, işsizliğe mahkum ettiler. Andımız lafın ötesine geçseydi en başta CHP ve MHP Türkiye'ye bu kadar ağır bedeller ödetmezdi" diye konuştu. Kim çalışıyor biz kim doğru biz doğru. Geri kalmış ülke manzarasını değiştirdik. Gitsinler okusunlar anlattıklarımın daha detayını görecekler. Uygulamanın cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle ilişkisi olmadığını görecekler istismar siyasetini görecekler. Bizim gibisi var mı? Yok" diye konuştu.

ADAY TESPİT ÇALIŞMALARI

Başbakan Erdoğan, "Aday tespit çalışmalarımızı hassas bir şekilde yapıyoruz. Kuyumcu titizliğiyle adayları belirleyecek seçimlere gireceğiz. Her aday vatandaşın görmek istedikleri adaylar olacak. İnşallah yanılma payını en aza indirmek suretiyle" dedi.

ESAD İLE YAPILAN RÖPORTAJ

"Suriye'de 110 bini aşkın kardeşimiz zalim terörist Esad tarafından öldürülmüştür" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi; "Orada Esad ile röportaj yapan sözde medya bakıyorsunuz kendi ülkesinin başbakanını onun malum sözleriyle burada değerlendirmek istiyorlar. Ona ihtiyaç var mı siz burada hakaretin daniskasını yapıyorsunuz. Millet sizin ne olduğunuzu biliyor bizim de ne olduğumuzu biliyor. Adeta muhalefetin yayın organında bunu görüyoruz" diye konuştu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.