1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Namazlarda tahiyatta salli-barik dualarının okunmamasına yapılan itirazlar
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Namazlarda tahiyatta salli-barik dualarının okunmamasına yapılan itirazlar

A+A-

                 

                Namazlarda salli-barik dualarının okunmamasına yapılan itirazlar

                Daha önceki yazımda namazlarda tahiyyat bitiminde okuduğumuz salli barik dualarında dolaylı olarak İsrail oğullarına da dua edildiğine vurgu yapmıştım. Bu düşüncelerimi olumlu karşılayanlar yanında itiraz edenler de olmuştur.

                İtiraz edenlerin ortak görüşleri:

  1. Ahzap suresi 56.ayette Allah, Peygambere salavat etmektedir, biz Müslümanların da salavat getirmesi ayet emridir. Bu ayete göre salli-barik duaları okunmalıdır.
  2. Dua, Hz. İbrahim ve yakınlarına değil, Hz. Muhammed ve yakınlarınadır.
  3. Önemli olan dua etmektir. İbrahim ve ailesinin örnek gösterilmesinin ne zararı olabilir.
  4. 1500 yıldır itiraz edilmeyen dualara itiraz, Müslümanların birlik ve dayanışmasını bozmaktır. Din düşmanlarına koz vermektir.

İtirazlara cevaplarım.

  1. Allah, Ahzap suresi 56.ayette ne istemektedir, biz ne cevap vermekteyiz?

Ahzap suresi 56. Ayet: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere salat ediyorlar. Ey inananlar! Siz de ona salat edin, teslimiyetle selam edin. Ayette geçen yusallüne (salat etmek) kelimesine çok sayıda mana verilmiştir. Bu manalar her ayette aynı anlamı içermez. Ayetin ruhuna uygun olan manayı seçmek önemlidir. En çok kullanılan anlamları: Övme, dua, destek, yardım, hürmet, namazdır. Konumuzla ilgili Ahzap suresi 56.ayette geçen salat kelimesinde Allah, inananlardan ne istemektedir?

Ahzap suresi, Medine’de Hicretin 5-7. Yılları arası gelmiştir. Mekki sureler inanç esaslarını belirlerken; Medeni sureler ağırlıklı olarak İslam’ın sosyal yönünü öne çıkaran surelerdir. İnsanlar iman etmiş olsalar da sosyal hayattaki değişimleri kabullenmekte güçlük çekerler. Yıllarca elde edilen kültür ve yaşayış düzeninden kolayca vazgeçemezler. İşte ayet bu zor zamanlarda inmiştir.

   Ayetin bütünlüğüne baktığımız da Allah, dua etmez dua edilendir. Hürmet eden, saygı gösteren, namaz kılan da olamaz. O zaman geriye destek ve yardım kalıyor. Yani ayet: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygambere destek ve yardım ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona yardım edin, destek olun, O’nun uygulamalarına tam bir teslimiyetle uyun. Şeklinde olmalıdır.

  Cuma Namazında, imam minbere çıkarken okunan bu ayete müezzin, Allahümme salli ala seyidina Muhammed’in ve ala ali Muhammed (Allah’ım Muhammed’e, yakınlarına iyilik ver ve Muhammed’i yücelt) diye cevap verir. Bu cevabın yeri bu ayet okunduktan sonra olmamalı. Çünkü, Allah ve melekleri bizden peygambere yardım ve destek istiyor, biz bu isteği isteyen Allah’a geri havale ediyoruz. Sen iyilik ve destek ver diye. Burada Peygamberi zikrediniz, övünüz, dua ediniz emri yoktur. Destek ve yardım emri vardır. Cevap: Amenna saddakna. Tasdik ettik, onayladık olmalıdır.

   Dikkat edilirse, müezzinin cevabında İbrahim ve yakınları da geçmemektedir. Yani bu ayete dayandırılarak, İbrahim ve yakınlarına verdiğin bereket gibi, Muhammed ve yakınlarına da bereket ver diyerek, bu ayetle ilgili bağlantı kurmak yanlıştır.

  Allah Ahzap suresi 43. Ayette: O size rahmet ediyor, melekleri de sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarması için sürekli sizin için dua ediyorlar. Buyurmaktadır. Allah, doğrudan rahmet ettiğini söylüyor. Peygambere yakınlarına bereket ve rahmet istemek için peygamber olsa da muhtaç bir kul olan Hz. İbrahim’i aracı yapmak, örnek göstermek, bize şah damarından daha yakın olduğunu bildiren İlahi güç, Allah’ın gücüne gideceği kanaatını taşıyorum.

  1.  İtiraz: Dua, Hz. Muhammed ve yakınlarına ise; Hz. İbrahim ve yakınlarını aracı kılmamak gerekir. Doğrudan Allahümme salli alâ seyidina Muhammed’in ve ala âli Muhammed (Allah’ım Muhammed’e yakınlarına iyilik ver ve Muhammed’i yücelt) denilmesi gerekir. Nitekim Şia mensupları bu kadarını söylerler.

  Hz. İbrahim’in örnek gösterilmesi Saffat suresi 113.ayet dayanak gösterilir. Bu ayetin birinci bölümü alınır ikinci bölümü göz ardı edilerek toptancılık yapılır. Ayet: O’nu ve İshak’ı mübarek kıldık. Onların nesilleri içerisinde iyileri de vardır. Kendilerine açıktan açığa zulmedenleri de. Hz. İbrahim’i, oğlu İshak’ı Allah mübarek kıldığını söylüyor, lafımız olamaz. Ama ikinci bölümde nesilleri içinde iyileri de var, kendilerine açıktan açığa zulmedenleri de diyorsa, bizim toptancılık yapma hakkımız yok. Bugün aynı nesilden olan İsrail oğulları kendine zulmetmekle kalmıyor; bütün insanlığa, bütün Müslümanlara zulmediyor. Hz. İbrahim ve neslini örnek göstererek, Hz. Muhammed ve nesline dua ederken, dolaylı olarak zalim İsrail oğullarına da dua ettiğimizin farkında değiliz.

  1. Önemli olan dua etmektir. İbrahim ve yakınlarının örnek gösterilmesinin ne zararı olabilir?  Sorusuna cevabımız: Bir zararı yok gibi görünse de İbrahim-İshak soyundan gelen bütün peygamberler, istenilen dünya nizamını kuramamışlardır. İbrahim’e verilen iyilik, diğer peygamber ve yakınlarında karşılık bulmamıştır.

İsrail oğullarından Museviler, 1948 yılına kadar kendilerine has bir devlet kuramamışlardır. Yaşadıkları toplumlarda hep çıbanbaşı olmuşlar ve ana unsurlar tarafından kovulmuşlardır.

   İspanya’dan (1492) Portekiz’den (1497) Fransa’dan (1480) olmak üzere, Avrupa’dan kovulmadık ülke kalmamıştır. En son Almanya’dan 1933 yılında soykırım yapılarak kovulmuştur. Yaşadıkları Hıristiyan dünyasında yer bulamayan Musevi İsrail oğulları, 1948’de Müslüman bir kavim olan Filistinlilere sığınmışlar, orada bir devlet kurabilmişlerdir. Filistin halkının bu iyiliklerine karşılık bugün Musevi İsrail oğulları, amca çocukları olan Müslüman Filistin- Gazze halkına tarihin en büyük soykırımını uygulayarak yurtlarından yok etmektedir.  Akrabalık bağının hiçbir faydası olmamaktadır.

 Şimdi soruyorum! Allah bir toplum için iyilik ve bereket isteyecek, o toplum sürekli kötülük yapacak. Bu mümkün mü? Allah’ın verdiği sözü tutmayacağı söz konusu değilse, bu dua da bir eksiklik var demektir.

    Peygamberimiz Hz. Muhammed’de İbrahim’in oğlu İsmail kolundan soyundandır. İbrahim ve nesli derken, Hz. Muhammed ve yakınları (Ehli Beyt) da kast edilmektedir. Tekrarı fazlalıktır. Bizlerin yapacağı aracı kullanmadan doğrudan kendi peygamberimiz ve yakınları için Allah’a dua etmemizdir.

   Peygamberimiz zamanından beri bu dualar yapılıyorsa ve Peygamberimizin en yakınları (Ehli-Beyt) ırkçı Emevi’ler tarafından hunharca yok edildi ise, ya bu dualarda bir eksiklik veya bizlerde bir noksanlık vardır. Bütün İslam dünyası her namazda her tahiyyatta bu duaları ettiği halde bir avuç İsrail oğullarının zulmü eksilmiyorsa, dualar kabul olmuyor demektir. Veya aynı anda İsrail oğullarına da iyilik istiyoruz. İslam dünyasındaki olumsuz gidiş belki de bu konuda bize ikazdır. “Kabul olmayacak duaya âmin denmez” demiştir, atalarımız.

  1. Kabul olmayan bu dualara itiraz, Müslümanlarda -olmayan- birlik ve dayanışmayı bozmaz, tam tersi düşünmeye tefekküre sevk eder. Acaba? Haklı olabilir mi? Sorularına cevap arar. Selam ve dua ile.

 

Nurettin Bölük 05.05.2025

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.