1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. "Erdoğan demokrasi düşmanı"

"Erdoğan demokrasi düşmanı"

MHP'li Oktay Öztürk, "Demokrasi günümüzde en az kusurlu rejim olarak sadece Mısır'a ve istikrar arayışındaki diğer bölge ülkelerine değil, Türkiye'ye de lazımdır." dedi.

A+A-

 MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, "Başbakan Erdoğan'ın demokrasi düşmanlığını ele veren sözleri"ni eleştirdi ve "Başbakan Erdoğan, Mısır'daki darbecilerin kendi halkına reva gördüğü zulme Batının yeterince güçlü ve objektif tepki göstermemesini bahane ederek aslında nasıl bir anti demokrat yönetim anlayışına sahip olduğunu ortaya koymuştur." dedi. Öztürk, Antalya'da düzenlediği basın toplantısında, "Başbakan Erdoğan, Mısır'da meydana gelen vahim gelişmeler dolayısıyla yaptığı açıklamalarla demokrasi hususunda sureti haktan görünürken gerçek niyetini ifşa etmektedir. Sayın Başbakan'ın, "Mısır konusunda batılı ülkeler eğer samimi davranmazlarsa, samimi adımlar atmazlarsa, ben inanıyorum ki artık demokrasi dünyada sorgulanmaya başlanacaktır." demesi, bunun açık bir delilidir." dedi.

 
DOSTLUKLAR YERİNE ÇIKARLAR GEÇERLİ

Öztürk, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Başbakan Erdoğan, Mısır'daki darbecilerin kendi halkına reva gördüğü zulme Batının yeterince güçlü ve objektif tepki göstermemesini bahane ederek aslında nasıl bir anti demokrat yönetim anlayışına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Gerek uluslararası ilişkilerde, gerekse yönetim-toplum ilişkilerinde sorgulanması gereken demokrasi değil, yönetim kademesinde bulunanların uygulamaları ve siyasi rejimi hesaplarına alet edip etmedikleridir.

Özellikle uluslararası ilişkilerde, insan hakları ve demokrasi gibi kavramlarla dostluklar yerine çıkarlar geçerli olmaktadır. O bakımdan herhangi bir ülkede yönetenlerin, başka ülkelerdeki olayları ve gelişmeleri kendi çıkar ve planlarına göre değerlendirmeleri her zaman mümkündür. Bunun en bariz örneği, Mısır'daki olaylar dolayısıyla dünya kamuoyunun gözleri önünde Batılı devletler tarafından sergilenmektedir.

Batılı ülkeler öteden beri Türk ve İslam dünyasında meydana gelen olaylar konusunda sürekli çıkarcı ve hesapçı davranmıştır. Bu durum, Batı dünyası için yeni değildir. Türkiye için de sürpriz değildir. Batı, uluslararası ilişkilerde her zaman çıkarcı ve ikiyüzlü davranmış, bilhassa Türk ve İslam dünyası karşısında üstünlüğü ele geçirmeye başladığı dönemden itibaren elde ettiği konumu sürdürecek politikalar takip etmiştir. Bu yüzden, Batılı ülkelerin Mısır'la ilgili değerlendirmelerindeki riyakârlık ve darbe yönetiminin kendi insanının kanına girmesine gösterilen kayıtsızlık, çok da şaşırtıcı olmamalıdır.

DEMOKRASİ TÜRKİYE'YE DE LAZIM

Burada sorgulanması gereken demokrasi rejimi değil, insanların siyasi rejimleri nasıl anladığı ve ülkelerin de nasıl uyguladığıdır. Demokrasi günümüzde en az kusurlu rejim olarak sadece Mısır'a ve istikrar arayışındaki diğer bölge ülkelerine değil, Türkiye'ye de lazımdır. Hâl böyle iken, Batı dünyasının sadece kendi menfaatlerini gözeten Mısır siyaseti yüzünden Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'de demokratik rejimi masaya yatırma niyeti, şuuraltındaki dikta hevesinin dışa vurumudur. Mısır üzerinden, kamuoyunda demokrasinin çok da erdemli bir rejim olmadığı yönünde bir inancın yerleştirilmeye çalışılması, politik fırsatçılık olduğu kadar, Batı dünyasının mürailiğini aratmayan bir başka çıkarcı zihniyetin göstergesidir.

MISIR BAHANE, MUHALEFETE YÜKLENMEK ŞAHANE

Sayın Başbakan'ın demokrasiyi hedef alan açıklamaları, ne Mısır'ın geleceğine ve masum halkın darbeci kurşunlarıyla kanının dökülmesine engel olacak, ne de Türkiye'de rejimin sorunlarının giderilmesine katkıda bulunacaktır.Hele de Mısır politikalarını gerekçe göstererek muhalefete yüklenmek, tamamen tek adamcı zihniyetin, tek seslilik özleminin bir yansımasıdır. Başbakan Erdoğan'ın bir türlü barışık olmadığı demokrasinin en önemli kurumlarından biri, iktidarın karşısında murakabe görevini yerine getiren güçlü bir muhalefettir. Muhalefetin, AKP iktidarının iç ve dış siyasetini tenkit etmesi ve farklı görüşlerini kamuoyuyla paylaşması da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ancak eleştiriye tahammül edemeyen Başbakan Erdoğan, etkin bir muhalefet istememektedir.

BAHÇELİ VE MHP'NİN MISIR DUYARLILIĞI

Oysa başta MHP olmak üzere muhalefet partileri Mısır'daki gelişmelerden duyulan rahatsızlığı açık şekilde dile getirmektedir. Daha iki üç gün önce MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, Mısır'da darbe karşıtı olan göstericilerin hedef alınmasını sert bir dille eleştirmiştir. Devlet Bahçeli, protestocu Mısırlıların gaz bombalarına hedef olmasının ve keskin nişancılar tarafından üzerlerine kurşun yağdırılmasının tek kelimeyle vahşet ve katliam olduğuna dikkati çekmiştir.

Sayın Bahçeli, yüzlerce ölü ve binlerce yaralının Mısır'ın belini büktüğünü, acısını katladığını ve hüznünü ağırlaştırdığını dile getirmiştir. MHP Lideri aynı zamanda uluslararası toplumu Mısır'daki kaygı verici olaylara sessiz kalmamaya çağırmıştır. Bununla birlikte Sayın Devlet Bahçeli, Mısır'da kendi halkına katliam yapan darbecileri bahane ederek demokrasi düşmanlığı da yapmamıştır. MHP ile AKP'nin liderleri arasındaki büyük fark da buradır. Bilinmelidir ki Türkiye bölgenin en önemli ülkesidir ve henüz demokrasiden vazgeçmemiştir. Türkiye'de çoğulcu demokrasinin bütün kurumlarıyla yaşatılması, içinde yaşadığımız coğrafyanın geleceği ve istikrarı için bir teminattır."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.