Nûşirevân tahta çıktıktan sonra zevke sefaya daldı, halkın nasıl geçindiğinden haberi yoktu. Bu durumu fırsat bilen valiler devlet memurları halka zulüm ediyor, acımasız davranıyor halkın malına el koyuyordu. Halk korkudan gidecek bir yerde bulamıyordu yıllar yılı böyle devam etti. Bir gün yine Nûşirevân vezirleri ve diğer devlet memurlarında yanına alarak ava çıktı, askerler ve diğer görevliler etrafta güvenlik önlemleri almak için dağıldılar, Nûşirevân ve veziri yalınız kaldılar bu sırada iki tane baykuş gelerek bir kayanın üzerine kondu, başladılar aralıksız ötmeye baykuşları sessizce izleyen Nûşirevân vezirine dönerek bu baykuşların dilinden anlasaydım ne konuştuklarını öğrenirdim dedi.

Yıllardan beri fırsat kollayan vezir, efendim eğer gazabınızdan beni koruyacağınız söz verirseniz size baykuşların ne dediğini anlatırım. Hükümdar gazabımdan korkma sana söz veriyorum ne dersen de sana zarar vermeyeceğim. Sözü alan vezir efendim bu baykuşun birisi diğerinin kızını oğluna istiyor, kızı istenen baykuşta başlık parası olarak görkemli bir harabe isterim dedi, bunun üzerine kız isteyen baykuş Senin istediğini vermekten kolay ne var, bu ülkenin hükümdarı Nûşirevân olduktan sonra harabenin ne önemi var, istediğin kadar harabe veririm, dedi. Veziri dinleyen hükümdar böylece ülkenin harap ve halkın perişan olduğunu öğrendi. Oradan ayrılır ayrılmaz daha adil hükümdar olmaya karar verdi. Halkın dertlerine çare aradı yıllar sonra halkı refah ve huzurlu yaşadı. Halkı huzura kavuşunca adı tarihe adaletli hükümdar olarak yazıldı. Bunu bana nasıl dersin diye vezirini kovmadı. Günümüzde ülke harap diyecek vezir, bilim insanı yok, deseler bile dinleyecek hükümdar yok. Urfa da ( bir buçuk milyon insan yardım alıyormuş.) eyvah eyvah

Millet perişan ülke harabeye döndü diyen yok
Deseler bile diyenleri dinleyen yok
Her tarafta şakşakcı, dalkavuk haddinden çok
Halk aç, saraydakiler çatlayacak kadar tok
Bu düzen böyle gelmiş, böyle gider mi?

İskender ile veziri; İskender’in bir veziri vardı yıllarca İskender’in yanında vezirlik yaptı ama bir gün bile İskender’e yaptığın şu iş yanlış demedi. İskender vezirini yanına çağırdı "Seni kovuyorum" dedi. Veziri "Neden efendim?" diye sordu. İskender; "Yıllardan beri benim yanımdasın bir tek hatamı söylemedin, ben beşerim hiç mi hata yapmadım? Eğer benim hatamı görmediysen cahilsin, gördün demediysen hainsin iki durumda da benim yanımda duramazsın haydi git" diye vezirini kovdu. Günümüzde yönetenlerin hatasını söyleyenler değil ima bile edenlere tahammül edilmiyor. Boyunlarına terörist, vatan haini gibi yaftalarla sesi soluğu kesiliyor. Bir milletin aydınları, düşünürleri susturulursa orada huzur hak adalet olmaz. Hukukun ve adaletin olmadığı yerde devlet ölür. Şu an hepimiz hak hukuk ve adaletten yakınıyoruz. Açıkçası yazmaktan konuşmaktan eleştirmekten korkuyoruz. Alkış çalanlar hariç ülke iyiye gitmiyor diyen hiç kimse yarınından emin değil. Birileri yönetenlere yardakçılık yapmak için televizyon ekranlarından kaç kişiyi öldüreceğini açık açık beyan ediyor, bir diğer gazeteci kılıklı Türk milletinin bir kesimini karılarınızı kızlarınızı bizden nasıl koruyacaksınız diye tehdit ediyor. Arkalarına sığındıkları darbe yapacaklar gazeli Türkiye de Türk milleti darbelerden çok çekti, bir avuç eyyamcının dışında herkesin canı yandı darbeye teşebbüs edenlerin önüne tek yürek çıkar. Kimse darbe bahanesiyle bölücülük yaparak kardeşi kardeşe düşman yapmasın. Yapan haindir ajandır.