1. YAZARLAR

  2. Murat YAZAN

  3. Seçim sandığı bir kutudan mı ibarettir?
Murat YAZAN

Murat YAZAN

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Seçim sandığı bir kutudan mı ibarettir?

A+A-

Elbette sandık sadece 'sandık'tan ibaret değildir. Seçim sandığı uzun bir sürecin, manipüle edilen şartların sonucudur. Oy kullanmak için kabine girdiğinizde özgür iradenizle mührü bastığınızı düşünürsünüz ancak siz oraya girmeden önce haftalarca, aylarca, hatta yıllarca “sosyal mühendisliğe maruz bırakılmış” bir “hal” içinde tercihinizi yaparsınız.

Sosyal mühendislik, demokrasiyi oluşturan paydaşlar tarafından yapılır. Demokrasi; Bilinen 3 kuvvetin (yasama, yürüme, yargı) dışında sivil toplum örgütleri, medya ve bireysel kanaat önderleri (sanatçılar, popüler figürler) tarafından yapılır. Hepsi kendi ideolojileri çerçevesinde kitleleri yönlendirmeye gayret ederler.

Bugün yasamayı oluşturan TBMM’ye baktığımızda ağırlığım Cumhur İttifakı'nda olduğunu görüyoruz. Yürütme, yeni sistem gereği atanan bakanlardan oluşuyor. Yargı yeterince sancılı. Güvenilirliği toplumsal olarak tartışılır halde. Hatta muhalefet liderleri cübbelere “düğme” dikildiğinden söz ediyor. Cübbeler kimse önünde iliklenmesin diye düğmesiz üretilir ancak alınan kararlar ve uygulamalar toplum vicdanını yaralar nitelikte olabiliyor. Tıpkı YSK örneğinde olduğu gibi. Sivil toplum örgütlerinin devletçe desteklenenlerine belediyelerden büyük paralar aktarıldığı konuşuluyor. Muhalif sivil toplum örgütleri ise aidat ve bağışlarla varlıklarını sürdürmek durumunda. Medya ağırlıklı olarak iktidar söylemlerini aktarıyor. Bazı programlarda muhalefet liderlerine hakarete varan yorumlar yapılıyor. Sadece sanatçılar ve kanaat önderlerinin bir kısmı muhalefete destek veriyor. Bu genel çerçeveyi çizdikten sonra İstanbul özelinden söz etmek gerekiyor.

Yaklaşık 25 yıllık Büyükşehir Belediyesi yönetiminde yapılmış olumlu işlerden bahsetmemek mümkün değil. Bu şehirde yaşadığımız için yapılanları da yapılmayanları da bizzat görüyoruz. Ayrıca gerek Yeniden Aydınlanma Derneği’nde, gerekse İYİ Parti ve CHP’nin anketlerinde farklı bir manzarayla karşılaştık. Yeniden Aydınlanma Derneği ve İYİ Parti Gaziosmanpaşa İlçe Başkanlığı’nın anket formlarını ben hazırlamıştım ve verileri de analiz ettim. Yerel seçimlerde “Adayın” öne çıkması gerekirken partilerin en az aday kadar önde olduğunu gördük. Yani seçmenin önemli yüzdesi yerel seçimleri “yerel seçim” olarak görmüyor, genel seçim olarak görüyordu. Anayasa referandumunda “Hayır” oyu veren İstanbul’un mevcut iktidar ve düzenden uzaklaşmaya başladığını görmüştük. Bu eğilim İmamoğlu gibi güçlü, samimi, uzlaşmacı profilin etkisiyle daha da arttı. 31 Mart yerel seçimleri akşamı Anadolu Ajansının sonuçlarına rağmen 11 kez açıklama yaparak önde olduğunu rakamlarla gösterdi. Seçmenin kendisine inancını devamlı tazeledi ve oy çuvalları başındaki insanları umutlu ve diri tuttu.

Seçim bitti, mazbatasını uzun süre sonra aldı. Belediye Meclisi toplantılarını canlı yayınla yayınlayarak şeffaflık adına önemli bir adım atmış oldu. Aldığı kararlar (öğrenci İstanbul kartının ucuzlaması, 0-4 yaş çocuğu olan annelere ücretsiz taşıma, pide fiyatları) halkın bütçesinde yönelik önemli katkılardı. Popülerliğini katlayarak arttırdı. Bu arada CHP’nin AKP’den kazandığı belediyelerden on binlerce bankamatik memuru bilgileri paylaşılmaya başlandı. AKP teşkilatlarında çalışan bazı insanlara, belediye çalışanı olmamalarına, belediyede işe gelmemelerine rağmen büyük miktarlar ödendiği ortaya çıktı. Ankara, Antalya gibi illerde benzer itirazlar yapılmazken itirazların İstanbul’a yoğunlaşmasının nedeni “yüksek bütçe ve para aktarımları” olarak yorumlandı.

YSK toplandı, itirazları değerlendirdi ve 6 Mayıs 2019 itibarıyla karar alarak İstanbul seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. Hukukçu olmadığım için bu kararı değerlendiremem ancak hukukçuların bu konuda ciddi fikir ayrılıkları olduğunun altını çizmem gerekir. Kişisel görüşüm; seçimler yenilenecekse sadece büyükşehir değil, ilçe ve belediye meclisi üyelikleri, muhtarlık seçimleri de yenilenmelidir. Sandığa atılan zarftaki oy pusulalarından birini cımbızlayıp diğerlerini “makul” saymak akla mantığa uygun görünmüyor. Bir adaletsizlik varsa İstanbul’daki tüm seçimler yenilenmelidir.

Peki, seçimler yenilenince ne olur?

Henüz itirazlar yokken Sayın Ümit Özdağ ile kahvaltıda buluşmuştum. Kendisi; “Seçimlerin yenilenmesi söz konusu olabilir. Bu noktada şartlar daha farklı olur” demişti. Kendi sosyal medya hesaplarında da bu görüşünü paylaştığı için ben de bunu yazmakta bir sakınca görmüyorum. Bakalım o farklı şartlar neler?

1. Sandık imza defterlerinde oy kullanmayan AKP’lileri mahalle başkanları, ilçe başkanları gayet iyi biliyorlar. Yaklaşık 2 haftadır bu insanlara temas edilmekte, bir şekilde sandığa gitmeleri için ikna edilmeye çalışıldıkları yolunda duyumlarım var.

2. Seçimlerin yaz aylarına alınması CHP seçmeni için bir sorun olabilir. Ancak bu aşılmış görünüyor.

3. Devlet imkânları AKP adayı lehine kullanılır mı? Maltepe mitinginde Sayın Ekrem İmamoğlu tek belediye otobüsü kaldırmamış, herkes kişisel imkânlarıyla mitinge gelmişti. Kamu kaynaklarının mitinglere insan taşıması için harcanması İmamoğlu ile sona erdi mi yoksa kayyum olarak atanan valiyle devam edecek mi, göreceğiz.

4. Siyaset dili daha sertleşir mi? Bugünden İmamoğlu (ve ona oy verenler) için “Dış destekli, Fetöcü, PKK’lı” falan diye yazan, aklını açık arttırmaya çıkaranlar (kiraya verenler demiyorum özellikle.) var. İftira ve kul hakkını 365/7/24 yemekte sakınca görmeyenler Müslüman görünmekle birlikte Ramazan ayında iftira atmaktan çekinmeyenler yargıya gidip İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunabilecekken bunu yapamayıp gıybeti tercih ediyorlar. Varsa bir iddianız şikâyet dilekçenizle birlikte savcılığa başvurursunuz.

5. Bu süreçte yandaş medya daha sert bir tavır takınacaktır.

Muhalif seçmenin bu süreçte yapması gereken şey, daha bütünleşmek, obez iktidar gücüne karşı mücadele etmektir. Sandıkları boş bırakmamak, meydanları doldurmaktır. İktidar muhalefeti sokaklara çekmek için elinden geleni yapabilir. Bu oyuna gelmeden, soğukkanlılığı korumak önemlidir.

Martın sonu bahar oldu, bahara katlanamayanlar “Bir şey yok ama bir şeyler olmuş olabilir.” diyor...

Bahar da neymiş?

Yaz gelecek yaz...

Her şey çok güzel olacak...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.