1. YAZARLAR

  2. Ruhittin SÖNMEZ

  3. Satın mı almalı, kiralamalı mı?
Ruhittin SÖNMEZ

Ruhittin SÖNMEZ

Yazarın Tüm Yazıları >

Satın mı almalı, kiralamalı mı?

A+A-

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet birçok yeni Belediye Başkanı gibi kasası boş, borçlu bir belediye devraldı. Bu yüzden hizmet edebilmek için önce belediye harcamalarından tasarruf edebilecekleri kalemler üzerinde bir çalışma yapmış.

Belediyenin “halen kiralayarak kullandığı hizmet araçları yerine bu araçlardan satın alsak masraflar nasıl olur?” diye bir hesap yaptırmış.

Esasen piyasadan da biliyoruz ki, araç filosu kiralama işlerinde üç yıllık kiralama bedeli olarak aracın fiyatı kadar bir bedel talep edilmektedir.

İzmit Belediyesinin hesabı da benzer bir sonuç vermiş: 183 Aracının 36 aylık kira bedeli 63 milyon 983 bin TL iken, aynı araçların 3 yıl vadeli banka kredisi ile satın alma bedelinin (DMO fiyatlarıyla), kiralama bedeli kadar olduğu ortaya çıkmış. Belediye bu araçları nakiti olsa 45 milyon TL’ya peşin alabilecekmiş.

Ancak 3 yıl vadeli banka kredisi ile satın alma seçeneğinde 3. yıldan sonra araçlar belediyenin mülkiyetinde olacağından artık kira ve kredi taksiti ödenmeyecek; sadece bakım, onarım giderleri söz konusu olacak.

Belediye Başkanı Hürriyet’in hesabına göre, 5. yılın sonunda kiradan sağlanan tasarruf 36,6 milyon TL; araçlar hurda değeri üzerinden bile satılırsa 20 milyon TL olmak üzere toplam 56,6 milyon TL tasarruf sağlanacak. Eğer araçlar 10 yıl kullanıldıktan sonra elden çıkarılırsa bu tasarruf tutarı 200 milyon TL’yi geçecek.

Bu İzmit Belediyesi için çok büyük bir meblağ. Bu meblağla üretilebilecek hizmetler, gerçekleşebilecek yatırımlar İzmit’e çok değer katabilir.

Peki, bu hesap doğru mu? Doğru ise tüm belediyeler ve diğer kamu kuruluşları ile özel şirketler neden araç filosu kiralıyor?

Eğer Fatma Kaplan Hürriyet’in hesabı doğru ise Türkiye’de kiralama yerine satın alma yöntemi seçilerek milyarlarca liralık tasarruf sağlama dönemine girilebilir.

******************************

“KİRALAMA UCUZ” EFSANESİ

Google’da “araç satın almak mı, kiralamak mı” yazıp arama yaptırdığınızda onlarca örnek hesap yapıldığını göreceksiniz. Nedense bunların hepsinde de, “kiralamak satın almaktan daha avantajlı” sonucu veriliyor.

Fakat ilginç olan bu hesaplarda temel kabul olarak, “satın alacağınız aracı 3 yıl kullanmanız ve sonra elden çıkarıp yenisine geçeceğiniz” varsayılmış. Satarken de, eğer kaza falan yapmadıysanız, yüzde 30 değer kaybıyla yani aldığınız fiyatın yüzde 70’ine satabileceğiniz öngörülüyor.

Bu durumda bireysel olarak, var olan birikiminizle peşin alırsanız dahi kiralama 3 yılın sonunda daha avantajlı hesap ediliyor. Aracı 3 yıl vadeli banka kredisi ile alırsanız zararınız katlanıyor.

“Bireysel değil de kurumsal alım yapacaksanız yani alacağınız araç şirket üzerine olacaksa kiralama daha da avantajlı görünüyor. Çünkü amortisman gideri ve vergi indiriminiz oluyor.” Halkımızın ifadesiyle kiralama giderleri vergiden düşüyor yani Kurumlar Vergisi ve KDV’yi daha az ödüyorsunuz.

“Peşin almayacaksanız şirketler için de kiralama daha mantıklı” gibi gözüküyor.. Ama günümüzde şirketler paraları olsa bile kiralamayı tercih ediyor. Çünkü araç kiralarsanız, toplu nakit çıkışı yaşanmıyor.

Araçların kasko, trafik sigortası ve Motorlu Taşıtlar Vergisi ödemeleri, kiralama kapsamına dahil edilerek zamanında ve eksiksiz olarak araç kiralama şirketi tarafından gerçekleştiriliyor. Tüm bakımlar, kışlık-yazlık lastik değişimleri veya kaza-hasar durumunda tamir işlemleri de kiralama şirketi tarafından yapılıyor.”

Araç filosu kiralama şirketlerinin reklam aracı gibi görünen bu hesaplar mı doğru yoksa İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in hesabı mı doğru?

******************************

EN ÖNEMLİ PARAMETRE SÜRE

Ø  Öncelikle piyasada araç kiralamalarında kira bedelleri Euro üzerinden tespit ediliyor. Euro’nun 3 yıl içinde geleceği seviye umduğunuzdan çok yüksek olabilir. Yani kiralayacaksanız kur riskini siz üstleniyorsunuz.

Ø  Verilen hesaplarda sonucu etkileyen esas faktör araçların 3 yılın sonunda satılacağı varsayımıdır. Oysaki bu araçları 5 yıl ve hatta 10 yıla kadar verimli bir şekilde kullanma imkânı vardır. Kira bedeli vermeden kullandığınız her yıl sizin için kârlı demektir.

Elbette “ben 5 yıllık, 10 yıllık araç kullanmak istemiyorum, en çok 0-3 yaş arası araç kullanacağım” diyebilirsiniz. Fakat bunun bir bedeli vardır. Şahsınız için böyle bir tercihiniz olabilir ama devletin/ belediyenin parası ile böyle bir tercih yapmaya hakkınız yoktur.

Nitekim Fatma Kaplan Hürriyet’in hesabında, haklı olarak, ilk üç yıldan sonra takip eden yıllar için ödenmeyecek olan kira bedelleri tasarruf olarak gösterilmiştir.

Ø  Aslında çok karmaşık hesaplara lüzum yok. Filo araç kiralama şirketlerinin durumuna bakmak kâfi. Bu şirketler üç yılın sonunda satın alma bedelini tahsil ettikleri araçları satarak kâr elde etmektedir. Bu şirketler zarar etmediğine ve devamlı büyüdüklerine göre bu ettikleri kârın kaynağı kim?

Elbette ki araçları kiralayarak kâr elde ettiklerini sanan kişi, şirket veya kurumlardır. Demek ki, bunlar araç kiralamak yerine araçları satın almaları halinde, filo kiralama şirketlerine transfer edilen paraları kendilerinde kalacaktır.

Ø  Sonuç olarak şahıslara karışmaya hakkımız olmasa da, devlet kurum ve şirketleri için kiralama yöntemi yerine, geçmişte olduğu gibi, araç satın almanın doğru tercih olduğu kanaatindeyim. Böylece araç kiralama suretiyle eş dost şirketlere para aktarma ve lüks araç saltanatına imkân sağlayan sisteme son verilmiş olur.

Ø  Satın alınan araçlara resmi plaka, kiralık araçlara sivil plaka takılıyor. Resmi plakaların araçların maksadı dışında ve görevli olmayan kişilerce kullanılmasını zorlaştıracağını da eklememiz gerekir.

Dilerim ki, Fatma Kaplan Hürriyet’in girişimi Türkiye’de bu israf kapısının kapanmasına vesile olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.