1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Namazda vücut hareketlerinin ve duaların anlamı
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Namazda vücut hareketlerinin ve duaların anlamı

A+A-

Namazda yapılan hareketler ve dualar gelişi güzel seçilmemiştir. Hepsinin görünen (zahiri) manası dışında, iç gerçekle ilgili (batini) manası vardır.

Daha namaza başlamadan namaz için hazırlıklara başlanır. Giydiklerimizin temiz ve örtülmesi gereken yerleri örtecek şekilde olmasına dikkat ettikten sonra, dış ve iç temizliği için abdest alınır. Abdest, temizlenmenin yanında; iki abdest arasında vücudumuzda biriken ve bize ağırlık veren durgun elektrikten kurtulmanın basit bir yoludur. Abdest alarak durgun elektrikten kurtulan kişi, Allah’ın huzuruna pak, dinç, zihni açık ve hoş gönüllü olarak çıkar.

Namazda farz olan hareketler (ritüeller): İftitah tekbiri (ilk tekbir), Ayakta durmak (kıyam), Okumak (Kıraat), Eğilmek (Rükû), Alnı yere koymak (Secde), Diz üstü oturmak (Teşehhüt miktarı). Bu hareketler ve hareketler sırasında yapılan dualar ne anlama gelir, sırayla irdeleyelim.

  1. İftitah Tekbiri (ilk tekbir): Namaza niyet ettikten sonra, ellerimizi açarak baş parmağımızı kulak memesi hizasına getirir ilk tekbiri (Allahuekber) alırız. Bu ilk tekbir alınırken, baş parmak kulak memesine değdirilir; açılı diğer dört parmak hafifçe geriye doğru itilir. İşte bu geriye parmaklarımızla ittiğimiz, Allah’ın huzuruna girerken dünya meseleleridir. Artık Allah ile baş başa kalışımızın huşu içinde O’na dönüşümüzün O’nunla hemhal oluşumuzun başladığının işaretidir.
  2. Kıyam (Ayakta durmak): İlk tekbirden sonra, Sübhaneke Duası, Fatiha suresi ve ek sureler namazda ayakta okunur. Herkesin okuduğu fakat anlamını bilmediği Süphaneke Duasının anlamını vermek istiyorum. ‘’Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan uzaksın. Hamd sanadır. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.’’ Bu dua ile, Allah’ın en önemli sıfatları tekrarlanır ve namaza mutlak gücün karşısında olduğumuzu hatırlayarak başlarız. Ayakta durmak,’Dik Durmaktır’’ tır. Yani, haksızlık ve ezen güçlü karşısında dik durmaktır. Kıyamda duran bir Müslüman, eğer haksızlık karşısında mücadele edemeyip, bana değmeyen yılan bin yaşasın diyorsa; zayıfın, güçsüzün, haklının yanında durma tavrını alamıyorsa, o kişi namazda kıyama durmamış demektir. Namazının da bir geçerliliği yoktur. Namazda ayakta duran kişi, bu dik durma idraki içinde olmalıdır.
  3. Kıraat (Okumak): Kıyamda bahsettiğim gibi, ilk rekatlara başlarken Süphaneke Duası her rekâtta Fatiha suresi ve ek sureler okunur. Dört rekatlı farz namazların son iki rekatında zamr (ek sure) okunmaz. Fatiha suresinin anlamını her Müslümanın bilmesi gerekir. Kur’an’ın küçük bir özetidir. Okunan bütün surelerin anlamını bilerek okunursa faydası olur. Anlamadan papağan gibi tekrarlanan dua ve ayetlerin okunmasının pek faydası olmaz. Allah’ın karşısında durur gibi olamayız. Aklımız dünya işleriyle meşgul kalır. Ben anlamazsam da söylediğimden, okuduğumdan Allah anlıyor düşüncesi yanlıştır. İbadet, Allah rızası için yapılıyorsa da faydası bizim içindir. Allah, içimizden geçenleri bilir ama; dil ile söylememizi de ister.
  4. Rükû (Eğilmek): Eğildiğimizde üç defa SüphaneRabbiyelazim (Büyük Allah noksansızdır) deriz. Kıyamda durup okuma yapar, genelde ezberlediklerimizi söylerken; aklımız illa dünya meşakkatleriyle meşgul olur. Allah’ın karşısında eğildiğimizde, hemen O’ndan özür dileriz. Allah’ım! Noksansız sensin, ben noksanlıyım, hatalıyım, yanından ayrıldım, yine dünya işleriyle meşgul oldum diye bir özür dileme vardır. Ayrıca, yalnız Allah’ın huzurunda eğilirim başka bir gücün karşısında eğilmem anlamı da vardır. Rükû, aynı zaman da tevazu belirtisidir. Gücü elinde bulunduranlar, güçsüzlere karşı hoşgörülü olma, onları koruma ve sahiplenme duygusu kazanır. Namazdan çıkan biri, hemen zayıflara bağırıp çağırıyorsa; O kişi namazda rükûya gitmemiş, hoşgörü sahibi olamamış demektir.

Rükûdan doğrulurken, SemiAllahülimenhamd (Allah, hamd edenleri işitir) denir. Doğrulduğumuzda yine biz, Rabbenalekelhamd (Hamd yalnız Allah’a) dır diye karşılık veririz.

  1. Secde (Alnı ve dizi yere koyarak kapaklanmak): Rükûda Allah’a, yalnız sana eğiliriz derken; secde de yalnız sana teslim oluruz deriz. Secde namaz kılanın Allah’a en yakın olduğu andır. Orada da üç defa SüphaneRabbiyelala (Yüce Allah noksansızdır) diyerek tazimde bulunur, teslimiyetimizin zirvesini yaşarız. Bu niyaz aynı zamanda Allah’tan başkasına tam teslim olunmayacağının göstergesidir. Allah’a tam teslim olan, O’nun dediklerini artık yapan kimsedir.
  2. Tahiyyata oturmak (Teşehhüt miktarı oturmak): Teşehhüt şahitlik demektir. Namazlarda her iki rekât kıldıktan sonra, diz üstü Ettehiyatü duasını kelime-i şehadetle beraber okumaktır. Tahiyyat Duası: Bütün övgüler ve ibadetler Allah’a mahsustur. Ey Nebi! Sana selam olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Selam bize ve Allah’ın Salih kullarına olsun. Kesin olarak bilir ve beyan ederim ki Allah’tan başka tanrı yoktur ve şehadet ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve elçisidir.
  3. Selam vererek namazdan çıkmak: Namazı bitiminde başımızla sağa ve sola selam vererek (Es-selamü aleyküm ve rahmatullah) ‘’Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun’’ diyerek namazdan çıkılır.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum